Hikâyesi Amy Jump tarafından yazılan “A Field in England”, yönetmen koltuğunda Ben Wheatley’in oturduğu fantastik bir drama…
5 Temmuz 2013 tarihinde, salon gösterimi, DVD ve VOD gibi farklı platformlarda aynı anda gösterime giren filmin, 6.3/10 (11.442 oy) ve 3.3/5 (2.500 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.1/10 (72 yorum) ve 73/100 (19 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, her ne kadar oylama katılan sayıları yeterince yüksek olmasa da iyi bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi…
Yine de isterseniz, konu olarak 17. Yüzyıl İngiltere’sindeki iç savaşa odaklanan ve yaklaşık 365 bin dolar gibi son derece düşük bir bütçeyle siyah – beyaz olarak toplam 12 günde çekilen bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle birde biz inceleyerek yorumlayalım, ardından da puanlamaya çalışalım…
Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, favori yönetmenlerimizden Ben Wheatley’in uçlarda gezindiği son derece “aykırı” filmlerden biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Ki, o yüzden de daha işin en başındayken bu filmin, her bünyeye uygun olmadığını belirtmek istiyoruz…
Eminiz bu uyarımıza rağmen, başta Variety olmak üzere pek çok profesyonel eleştirmenin yazdığı değişik sinema yorumu mecrasında, “Büyü ve deliliğe yapılan fantastik düşler dünyasındaki bir yolculuk” olarak tanımlanan bu filmi izlemeye kalkan pek çok kişi daha ilk beş dakika içinde öfke ile “Bu da ne ya?” diye söylenmeye başlayacaktır…
İşte tam da bu nedenle, siz siz olun, eğer daha önce Ben Wheatley adını duymadıysanız yahut bu zat-ı muhteremin bir başka filmini sonuna kadar izlemediyseniz bu filmden uzak durun diyoruz…
İnanın bu uyarımızı dikkate almanız halinde bize müteşekkir kalacaksınız…
Ama elbette biz yine de, bu müstesna filmi izlemeyi planlayan sinemaseverler için yorumumuza devam edeceğiz…
Şimdi yeniden filme dönelim ve elindeki çerez parası niteliğindeki 365 bin dolarlık bütçesi ile kendimizi Ben Wheatley’in yerine koyalım ve kendi kendimize, “Onun yerinde biz olsaydık, bu filmi çekmek için başka nasıl bir yol izlerdik?” biçiminde bir soru yöneltelim…
Tabii ki doğru sonuca ulaşabilmek için öncelikle Ben Wheatley’in filmografisindeki diğer filmlerde yaptıkları ile bu filmde yaptıklarını maddeler halinde karşılaştırmamız gerekecek…
Hadi başlayalım öyleyse:
1. Hikâye – senaryo: Her zamanki gibi yine Amy Jump imzasını taşıyor…
2. Editörler: Diğer Wheatley filmlerinde olduğu gibi bu filmin kurgu masasında da yine Ben Wheatley’in bizzat kendisini ve “karısı” Amy Jump’ı görüyoruz…
3. Görüntü Yönetmeni: Elbette Laurie Rose…
O, “Down Terrace” (2009), “Kill List” (2011), “Sightseers” (2012) “High-Rise” (2015), “Free Fire” (2016) ve “Happy New Year, Colin Burstead” (2018) gibi Ben Wheatley filmlerinde de hep kamera arkasındaydı… Ki aynı Laurie Rose’u biz daha sonra (yorumlarını da yazdığımız) “Overlord” (2018), “Pet Sematary” (2019) ve “Rebecca” (2020) gibi filmlerde de aynı koltukta otururken gördük…
4. Müzikler: “Down Terrace” (2009), “Kill List” (2011) ve “Sightseers” (2012) da olduğu gibi yine Jim Williams’a ait…
5. Oyuncu: “Down Terrace” (2009), “Kill List” (2011) ve “The ABCs of Death” (2012) de de birlikte çalışılan Michael Smiley var kadroda…
Aslında bu listeyi daha da uzatmak mümkün…
Fakat gecenin bu saatinde bu son derece gereksiz bir zaman kaybı olur…
Zira sıraladıklarımızın bu kadarıyla bile Ben Wheatley’in, Amerika’yı yeniden keşfetmeye çalışan yani macera arayan tarzda bir yönetmen olmadığı hemen anlaşılıyor…
Peki, bu ekiple birlikte neler yapmış Wheatley, “A Field in England” isimli bu filmde?
Çok para gerektirmeyen, duman ve rüzgâr efektleri ile böcek, mantar, kabız adam, cinsel organ, ayna vs. gibi biçimsel simgeleri kullanarak ve hepsinin üzerine Laurie Rose’un simetrik kamera görüntüleri ile oluşturduğu şekilleri boca ederek sözü edilen o “Büyü ve deliliğe yapılan fantastik düşler dünyasını” yaratmış…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda da olduğu gibi yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; “Kill List” (2011), “Sightseers” (2012), “High-Rise” (2015) ve “Happy New Year, Colin Burstead” (2018) filmlerinin yorumlarında söylediklerimizi bir kez daha tekrarlamış olmak pahasına, iyi film izlemeyi alışkanlık haline getirmiş sinemasever dostlara, “Farklı duruş ve tarzlarıyla sinema sanatına apayrı bir renk katmakta olan Ben Wheatley gibi çok özel yönetmenlerin filmlerini de izleme listelerinizden eksik etmeyin” diye seslenerek kullanmış olalım…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, eğer aradan geçen bunca yıla rağmen halen izlemediyseniz “mutlaka bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,