Hesabım
    Üç Yol
    Ortalama puan
    3,4
    15 Puanlama
    Üç Yol hakkında görüşlerin ?

    5 Kullanıcı yorumları

    5
    2 Eleştiri
    4
    2 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    AKIN ŞENEL
    AKIN ŞENEL

    22 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    20 Aralık 2024 tarihinde eklendi
    Üç Yol filmi, klasik bir hikâye anlatımının çok ötesine geçerek, izleyiciyi duygu ve anlam derinlikleriyle yoğrulmuş bir yolculuğa çıkarıyor. Yönetmen Faysal Soysal, anlatım dilinde şiirselliği esas alarak olayları mekanik bir sırayla sunmaktan ziyade, karakterlerin iç dünyalarını ve duygusal çalkantılarını ön plana çıkarıyor. Yusuf’un fiziksel yolculuğu, ruhsal bir yeniden doğuşun metaforuna dönüşürken, izleyici de bu manevi dönüşümün bir parçası oluyor. Görsel anlatımda doğanın sakin ve büyüleyici atmosferi, insan ruhunun karmaşıklığıyla zıtlık oluşturuyor. Bu zıtlık, filmi sadece izlenir değil, aynı zamanda hissedilir kılıyor. Soysal’ın tercihi, filmi sanatla harmanlanmış bir deneyime dönüştürüyor.

    Bünyamin, çocukluğunda yaşadığı bir kıskançlık sonucu sevdiği kız Zeliha'nın ölümüne sebep olur ve bu vicdan azabından kurtulmak için sürekli uzak yerlere kaçarak başkalarına iyilik yapmaya çalışır. Bosna Savaşı'nın ardından gönüllü olarak Bosna-Hersek'e gider ve toplu mezarlardan kayıpların cesetlerini çıkarmakla meşguldür. Türkiye'ye dönmesine günler kala, Mostar Köprüsü'nden atlayarak intihar etmeye çalışan Zrinka ile tanışır. Zrinka, savaş sonrası travmalar ve intihar eğilimleri üzerine çalışan, yarı Sırp yarı Boşnak bir psikologdur ve ailesini savaşta kaybetmiştir. Bünyamin'in gizemli dünyası Zrinka'nın ilgisini çeker ve aralarında açıklanmayan bir aşk başlar. Bünyamin, Zrinka'nın aşkını hak etmek ve ağabeyi Yusuf ile babasıyla yüzleşmek için memleketi Hasankeyf'e döner. Uzun süre Bünyamin'den haber alamayan Zrinka, rüyasında onun başına kötü bir şey geldiğini görür ve Hasankeyf'e gider. Orada, Bünyamin'in rüyalarındaki gibi kendisini hakiki aşka kavuşturacak sürprizlerle karşılaşır.

    Bosna’nın Derin Yaraları: Savaşın Kalıcı İzleri
    Bosna Savaşı, milyonlarca insanın hayatını değiştiren, nesiller boyu sürecek yaralar açan bir trajedi olarak tarihteki yerini koruyor. "Üç Yol", savaşın yalnızca fiziksel değil, duygusal ve psikolojik etkilerini de detaylı bir şekilde işliyor. Toplu mezarların ortaya çıkarılması ve bu süreçte ailelerin yaşadığı belirsizlik, savaşın sona erdiği yerde bile devam eden bir acıyı temsil ediyor. Yönetmen, savaşın insani boyutuna odaklanarak, kayıpların ve belirsizliklerin yarattığı travmayı izleyiciye doğrudan hissettiriyor. Bu bağlamda film, sadece Bosna’nın değil, savaşın acı gerçekleriyle yüzleşen tüm toplumların hikâyesini yansıtıyor.

    Görsel ve Müzikal Doku: Doğa, İnsan ve Acının Estetiği
    Üç Yol, görsel estetiğiyle sinema sanatının gücünü izleyicilere hissettiren bir yapım. Yönetmen Faysal Soysal, Bosna’nın doğal güzelliklerini ve savaşın bıraktığı izleri aynı karelerde buluşturarak, insanın doğayla olan ilişkisini ve savaşın bu ilişki üzerindeki etkilerini gözler önüne seriyor. Bosna’nın yemyeşil dağları, berrak nehirleri ve tarihi mekânları, bir yandan huzurun ve güzelliğin sembolü olurken, diğer yandan savaşın yarattığı trajedilerle zıt bir estetik kontrast yaratıyor. Özellikle Mostar Köprüsü gibi mekânların görsel olarak kullanımı, hem savaşın fiziksel yıkıcılığına hem de insan ruhundaki çatışmalara güçlü bir referans sunuyor.

    Filmdeki bu görsel kontrast, insan doğasının karmaşıklığını ve savaşın insan ruhundaki etkilerini simgeliyor. Doğa, bir yandan yenilenme ve iyileşme için bir alan sunarken, diğer yandan savaşın izlerini de taşıyor. Yönetmen, doğanın sessiz tanıklığını karelere taşırken, insanın savaşın yarattığı acılara karşı nasıl direnç geliştirdiğini göstermek için görsel bir metafor olarak doğayı ustaca kullanıyor. Toplu mezar sahneleri, Bosna’nın doğal güzellikleriyle iç içe verilerek, yaşam ve ölüm arasındaki ince çizgiyi, görsel bir şiirsellikle sunuyor. Bu bağlamda, görsel estetik yalnızca bir anlatım aracı değil, aynı zamanda hikâyeyi derinleştiren bir unsur olarak karşımıza çıkıyor.

    Müzik, filmdeki bir diğer güçlü anlatım aracı olarak öne çıkıyor. Özellikle Balkan müziğinin melankolik ezgileri, filmin duygusal yoğunluğunu artıran bir unsur olarak dikkat çekiyor. Geleneksel enstrümanların ve melodilerin kullanımı, izleyiciye Bosna’nın kültürel dokusunu hissettirirken, karakterlerin içsel çatışmalarını ve acılarını daha derin bir şekilde yansıtıyor. Filmdeki müzikler, yalnızca bir fon olarak değil, hikâyenin bir parçası olarak tasarlanmış. Örneğin, Zrinka’nın travmalarını ve kayıplarını düşündüğü sahnelerde duyulan melankolik tınılar, seyirciye bu acıyı hissettiren bir köprü görevi görüyor.
    Ayrıca, sessizlik ve doğa seslerinin kullanımı da dikkat çekici. Bazı sahnelerde müzik tamamen susturularak, izleyicinin yalnızca doğanın seslerini duyması sağlanıyor. Bu tercih, savaşın ardından gelen sessizlik ve boşluğu hissettiren güçlü bir atmosfer yaratıyor. Su sesleri, kuş cıvıltıları veya rüzgarın uğultusu gibi doğal unsurlar, filmin atmosferini zenginleştirirken, insanın doğayla uyumunu ve savaşın bu uyumu nasıl bozduğunu simgeliyor. Soysal, bu doğal seslerle izleyiciyi hikayeye daha derin bir şekilde bağlarken, aynı zamanda karakterlerin yalnızlığını ve içsel çalkantılarını görselleştiriyor.

    Görsel ve işitsel unsurların bu şekilde harmanlanması, "Üç Yol"u sıradan bir dramatik film olmaktan çıkarıp adeta bir sanat eseri hâline getiriyor. Her sahne, hem göz hem de kulak için bir şölen sunarken, aynı zamanda filmin duygusal mesajını daha güçlü bir şekilde iletmek için bir araç görevi görüyor. Yönetmenin bu titizliği, izleyiciyi Bosna’nın doğal güzellikleri arasında dolaştırırken savaşın karanlık yüzüyle de yüzleştiriyor. Bu, filmin hikâyesini daha etkileyici ve unutulmaz kılan bir unsura dönüşüyor. "Üç Yol", görsel ve müzikal dokusuyla, acının estetiği ile umudun narin dengesini ustalıkla sunuyor.

    Üç Yol’un Evrensel Mesajı: Travma, Umut ve Bağışlama
    Film, sadece Bosna Savaşı’nın hikâyesini anlatmıyor; aynı zamanda travma, umut ve bağışlama gibi evrensel temalara ışık tutuyor. Yusuf’un kendi geçmişiyle yüzleşmesi, Bosna’da kayıp yakınlarını arayan insanların acılarıyla birleşerek insanlığın ortak bir hikâyesine dönüşüyor. "Üç Yol", savaşın açtığı yaraların sadece bireyleri değil, toplumsal hafızayı da nasıl şekillendirdiğini gözler önüne seriyor. Bu bağlamda, film sadece bir trajediyi anlatmakla kalmıyor; aynı zamanda savaşın ardında kalan insanlara yeniden inşa ve iyileşme yolunda bir umut sunuyor. Yönetmen, izleyiciye bu umudu hatırlatarak filmin karanlık atmosferine rağmen bir ışık yakmayı başarıyor.

    Tarihsel Sinema Kuramı Perspektifinden "Üç Yol": Geçmişle Yüzleşme ve Kolektif Hafıza
    Tarihsel sinema kuramı, filmlerin yalnızca hikâye anlatma araçları değil, aynı zamanda tarihin temsil ve yeniden inşa edildiği birer alan olduğunu vurgular. Bu bağlamda, "Üç Yol" hem bireysel travmaları hem de toplumsal hafızayı işleyerek tarihsel bir olayın insan üzerindeki etkilerini derinlemesine ele alır. Bosna Savaşı’nın izlerini, bireylerin kayıpları ve belirsizlikleri üzerinden anlatan film, savaşı yalnızca geçmişte yaşanmış bir olay olarak değil, hâlâ süren bir travma olarak ele alır.

    Film, toplu mezarlar, kayıplar ve intihar gibi unsurları merkezine alarak izleyiciyi tarihle yüzleşmeye zorlar. Yönetmen Faysal Soysal, yalnızca Bosna’nın değil, savaşın yaşandığı her coğrafyanın ortak bir travmatik belleğe sahip olduğunu gösterir. Bu durum, filmin tarihsel sinema kuramı açısından önemli bir yere oturmasını sağlar. Tarihin, sinema aracılığıyla daha duygusal ve insani boyutlarda ele alınması, izleyici üzerinde güçlü bir empati etkisi yaratır.

    Ayrıca "Üç Yol", bireysel hikayeler üzerinden toplumsal hafızayı şekillendirir. Yusuf ve Zrinka’nın hikayesi, savaşın insan hayatında yarattığı tahribatı temsil ederken, filmde kullanılan semboller ve metaforlar, tarihsel olayların soyut bir anlatıma dönüşmesine katkı sağlar. Örneğin, Mostar Köprüsü gibi mekânlar, yalnızca fiziksel yapılar değil, aynı zamanda tarihin ve savaşın simgeleri olarak filmde yer bulur.

    Bu çerçevede "Üç Yol", tarihsel sinema kuramına uygun olarak geçmişle yüzleşme, travmanın hatırlanması ve anlatılması temalarını işlerken, toplumsal iyileşmenin bireysel farkındalık ve bağışlamayla mümkün olabileceğini ortaya koyar. Bu, filmi yalnızca bir anlatı aracı değil, aynı zamanda tarihsel bir belge ve yüzleşme platformu hâline getirir.

    Sonuç: İnsanı ve Toplumu İyileştiren Bir Hikâye
    "Üç Yol", Faysal Soysal’ın özenle işlenmiş anlatımı ve derinlikli karakterleriyle, Türk sinemasında özgün bir yer ediniyor. Savaşın sadece bir tarihsel olay olmadığını, insan ruhunda ve toplumsal hafızada kalıcı izler bırakan bir süreç olduğunu hatırlatan film, bireysel ve kolektif iyileşme sürecinin önemini vurguluyor. Film, görsel ve işitsel estetiğiyle seyirciyi bir sanat eseri gibi sarmalarken, hikayesiyle düşünmeye ve empati kurmaya davet ediyor. "Üç Yol", travmanın karanlığında kaybolanlara, bağışlama ve umut aracılığıyla yeniden doğuşun mümkün olduğunu fısıldayan bir başyapıt olarak hatırlanmayı hak ediyor.
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.458 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    7 Mayıs 2020 tarihinde eklendi
    konunu ağır seyri, filmin gereksiz uzaması ve dinsel örüntülerle bezeli öykünün çok zorlama olması maalesef seyir keyfini düşürmüş 5/10
    Esinguler83
    Esinguler83

    4 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    3 Mayıs 2020 tarihinde eklendi
    Super filmdi izlerken edebiyati cok guzel kullanmis.harika cok sevdim.Tavsiye ederim guzeldi begendim.
    Rümeysa E.
    Rümeysa E.

    1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    13 Temmuz 2014 tarihinde eklendi
    Gördüğüm en iyi Türk Filmlerinden birisi de bu ğin rüyası çok güzel bir filmdi yalnız bu filmin çok daha güzel olduğunu düşünüını yönetmenden bekliyoruz.
    Amir Han
    Amir Han

    Takipçi 452 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    4 Kasım 2013 tarihinde eklendi
    Gelecekte adından çokça söz ettirebilecek kabiliyete sahip yönetmen Faysal Soysal ve oyuncu Nik Xhelilaj'ın şiirsel bir filmi. Bunların yanı sıra Alma Terziç gibi ödüllü bir oyuncu ve bu filmde harika bir oyunculuk sergilemiş olan Kristina Krepela var. Kısacası izlenmesi gereken bir yapım.
    Filmde Bünyamin çocukken kıskançlığı yüzünden abisi Yusuf'un sevdiği zeliha'nın ölümüne sebep olur. Büyüdüğünde pişmanlığı onu farklı bir ülke olan Bosna'ya ve mezalimin yaşandığı Saraybosna'ya kayıp cesetlerin bulunması işine götürür. Gerçek yaşam ile hayal dünyası ve rüya arasında gidip gelen Bünyamin günahlarının kefareti olarak Züleyha'yı Yusuf'a getirme niyetindedir. Sürpriz finali olan bu yapımı mutlaka izleyin.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top