Hesabım
    Mahmut ile Meryem
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Mahmut ile Meryem

    Kavuşamayan aşıklar...

    Yazar: Banu Bozdemir

    Azerbaycan - Türkiye dayanışması, sevgisi ya da ortaklığı mı dersiniz artık; sinema anlamında da ilk meyvesini verdi. Her iki ülkenin Kültür Bakanlıkları tarafından desteklenen film, Azerbaycanlı yazar Elçin Efendiyev'in çok bilinen aynı adlı romanından uyarlama. Filmin arka planında 1500'lü yılların atmosferine uygun olarak savaşlar yaşanırken, arada asıl hikaye de filizleniyor. Ziyad Han Hükümdarı'nın oğlu Mahmut zorlu bir şekilde, birtakım büyüler sonucu dünyaya geliyor. Aynı anda da Hıristiyan keşişin Meryem isimli bir kızı oluyor. Filmde anlatıcının da birkaç kere tekrar ettiği şekilde ‘Leyla ile Mecnun gibi' benzetmesine yaslanan hikayenin teknik kısmı derli toplu ilerlerken, konu o kadar tempolu ilerleyemiyor ne yazık ki!

    Mahmut İle Meryem'in aşkı şekillenirken, Meryem'in masalsı atmosferde kokladığı çiçekler, günümüz çevre düzenlemesi çiçekleri. Bunu dekor ve kostüm konusunda dikkatli davranmaya çalışan ekibe yakıştıramadığım için baştan söylemek istedim. Ama o yılların masalsı ve fantastik ortam çiçeğiyse tabii bilemem! Tabii bir de Cemal Hünal'ın peruğu... Evet bir filmde tarihi karakterleri uzun saçlı ve at sırtında görmezsek işimiz rast gitmez ama Ziyad Han'ın kardeşini oynayan Hünal'ın peruğu da doğal olmayan görünümüyle bu aykırılıklardan biriydi. Ayrıca ata da binmedi, arkadaş hatırına kısa bir rolle yer almış filmde belli ki!

    Filmde herkesin birbiriyle bir husumeti var, gizli oyunlar, arkadan iş çevirmeler kişisel boyutlarda olduğu kadar devlet ahalisini de kuşatmış durumda. Ziyad Hanlığı'nda Osmanlı'nın da gözü var ama hanlık bağımsızlığını korumaya kararlı. Zaten bir süre sonra Osmanlı'nın ve diğer beyliklerin esamesi okunmuyor, hikaye tamamen bir aşk kovalamacasına dönüşüyor.

    Hıristiyan bir kızla Müslüman bir erkeğin aşkına 'kıyamet alameti' olarak bakan Hıristiyan tarafı, yani keşiş baba Meryem'i Mahmut'tan kaçırıyor. Ama Azeri taraf erkek çocuğuna sahip olmanın rahatlığına fazlasıyla vakıf ve Mahmut'un ilk aşk deneyimine yaşanması gereken bir süreç olarak bakıyorlar. Mahmut bu arada savaşmayı seven üvey ağabeyinin tersine doğaya, sanata ve kitap okumaya sevdalı bir genç. Onun sanatla dolu yumuşak karakteri filmde zaman zaman Şaman adetlerinin devreye girmesini sağlıyor. Kısır kadın da çok şamanik bir karakter ama onun da gizeminden iyi ve kötü dengesi karışıyor zaman zaman. Bu da filmin fantastik boyutunu arttırıyor, yani Leyla ve Mecnun'dan bu anlamda ayrılıyor ve daha masalsı bir anlatım kazanıyor. Ortada bir kavuşamama acısı var ama bunun etkilerini Mahmut ve Meryem üzerinde fazlaca gördüğümüzü düşünmüyorum. Burayı ufak detaylarla sunmayı tercih etmiş anlaşılan yazar. Örneğin Meryem'i babasına bağlayan bir koku, Mahmut'u ise baştan çıkarmaya çalışan bir kadın var. Ama film hiçbir engel onların kavuşmasına engel olamaz kıvamında ilerliyor ve sonunda aşktan yanıyor bünyeleri!

    Film genelde kaçma, arama, kovalama kıvamında bir yol hikayesi tutturuyor. Modern çağın algısının çok gerisinde kalan bir aşk hali. Ama yine de ya hikayenin açılımsızlığından bir yerlerde tıkanıyor ya da görsel tutarlılığı daha fazla ön plana çıktığından konu geride kalıyor ve tekrarlar fazlaca seyir keyfi vermiyor.  Azeri ve Türk oyunculardan oluşturulan kadro nispeten iyi. Dizi yönetmenliğinden tanıdığımız bir isim olan Mehmet Ada Öztekin temiz bir ilk film çalışmasına imza atıyor. Farklı bir senaryoda gücünü daha fazla gösterebilir diye düşünüyorum.

    twitter.com/BanuBozdemir

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top