Ortalama puan
3,7
291 Puanlama
Birdman veya Cahilliğin Umulmayan Erdemi hakkında görüşlerin ?
4,5
27 Ocak 2015 tarihinde eklendi
Bu seneki Oscar yarışı son birkaç yıla göre bayağı bir çetin geçecek. Oldukça sağlam filmler var. Henüz tüm adayları görmemiş olmama rağmen bunu söyleyebiliyorum. Inarritu'yu "pek çok hikayeyi, kesişen hayatları iç içe anlatan, harika senaryolu filmler çıkaran Meksikalı yönetmen" olarak tanımıştık öteden beri. Bu tarzını Bardem ile çektiği "Biutiful" ile biraz terk etmiş göründü. "Birdman"de de yine bambaşka bir tarz ile çıktı karşımıza. Bu filmi birkaç kelime ile özetleyin denseydi eğer, sanırım ilk tercih edileceklerden biri "plan sekans" olurdu. Sinema tarihine geçecek, muhteşem bir tercih ve bunun harikulade uygulanmasına şahit oluyoruz. Oyuncu kadrosu? Kusursuz. Keaton ve Norton'ın başını çektiği ekibin her üyesi çok başarılı. Özellikle Norton uzun yıllar unutulmayacak performanslarından birini sergiliyor. Kolay bir film değil aslında. Konu ve kurgu açısından. Ancak içine girebilirseniz aklınıza kazınacaktır. Sanat, sanatçı genelinde, tiyatro ve oyunculuk özelinde muhteşem söylemleri var filmin. Sık sık yapılan göndermeler var, ünlü oyunculara özelliklere. Tarih boyunca tartışılan ve tartışılmaya devam edecek "yaratıcılık" süreci de önemli yer kaplıyor aslında filmde. Gözden düşen bir aktörün klasik bir tiyatro oyunu sahneleme hikayesini, tüm bunların ışığında, çok farklı bir tarz ile izliyoruz. Senenin tartışmasız en iyilerinden. Mutlaka görülmeli. Finali üzerine konuşulmaya değer. Bu arada muhteşem müzik kullanımını da es geçmeyelim.
4,0
11 Şubat 2015 tarihinde eklendi
Geçtiğimiz yılın ve Oscar, Altın Küre, BAFTA gibi ödül yarışlarının da en iddialı filmlerinden birisi olan Birdman'i sonunda izledim. Lafı kısa kesiyorum ve bu filmi mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum. Evet, filmin konusu oldukça basit ama bu konuyu sanatsal biçimde anlatış şekli muazzam ve kesinlikle ilgiye değer.

Filmin konusu, Riggan adında ünlü bir ismin Broadway oyunu sergilemesi ve geçmişte oynadığı süper kahraman Birdman'i canlandırması arasındaki gidip gelmeler ve sergilenen oyunun geleceğini konu alıyor. İşte konunun temeli bu kadar basit. Ama sonradan gelen elementler filmi daha izlenebilir kılıyor. Peki nedir bu elementler? Öncelikle Alejandro González Iñárritu'nun yönetmenliği. Şimdi, ben Iñárritu'nun hiçbir filmini izlemedim ama bu film ile dikkatimi çekti. Iñárritu, bütün filmi tek çekimmiş gibi göstermiş. Bu da filmin içindeymişiz hissi veriyor. Oscar'da "En İyi Yönetmen" ödülünü kesinlikle alacağını düşünüyorum. Üstelik iyi elementler bununla sınırlı değil.

Michael Keaton, müthiş bir performans sergilemiş. Bu film bir nevi Keaton'ın beyazperdeye geri dönüşünü müjdeliyor. Edward Norton ise canlandırdığı dramatik karakterlerin aksine bu filmde karakterine oldukça hakim olduğu, Keaton gibi akıllarda kalacak bir performans sergilemiş. Aslında Emma Stone, Zach Galifianakis, Naomi Watts, Andrea Riseborough... Filmdeki bütün oyuncular yeteneğini konuşturmuş ve en iyi oyunculuklarını sergilemiş. Bu yüzden bütün oyuncuları ve filmi masalsı bir işe dönüştürdüğü için de bütün teknik ekibi ayakta alkışlamak lazım. Yani herkes o derece iyiydi.

Aslında film daha iyi olabilir miydi? Bence evet. Çünkü dediğim gibi, filmin en temeli yani ele alınan konu biraz basit olduğu için daha iyisi olabilirmiş hissine kapıldım ben. Ama o basit temelin üstüne eklenen etkenler, ortaya başarılı bir sonuç çıkarıyor. Yazdıklarımın en ana özeti buydu bence.

Sonuca gelelim: Birdman bir o kadar basit ama bir o kadar da etkileyici bir film. Ortaya çıkan sonuç başarılı ve mutlaka sinemada veya evde izlenmesi gereken bir film. Son zamanlarda izlediğim en başarılı filmlerden birisi. İzlemenizi tavsiye ederim. İyi seyirler.
4,5
28 Ocak 2015 tarihinde eklendi
Birdman (Atmaca) filminin kahramanı Riggan, aktörlük hayatının ilk zamanlarında Birdman karakteri ve filmleri ile meşhur olmuş ve bu konumu devam ettirmeye çabalamaktadır. Kendi tiyatro oyununa hem yönetmenlik hem de aktörlük yapar. Özel hayatı dağılmış olan Riggan birlikte çalıştıkları kızı Sam’in baba olarak yanında olamamıştır. Riggan’ın durumu o kadar vahimdir ki, kafasının içindeki Birdman rolü onunla konuşmaktadır devamlı. Olmak istediği kişi ile olduğu kişi arasındaki ikilemi yansıtmaktadır bu konuşmalar... Bu durumdaki Riggan’ın oyununa yetenekli oyuncu Mike’ın dahil olması ile olaylar altından kalkılamaz bir hale gelmek üzeredir...

Başroldeki Micheal Keaton’ın kendi hayatı belki de filmle fazlaca benziyor... Gelmiş geçmiş en iyi Batman olarak kabul edilen Michael Keaton, 1989’da 38 yaşında oynadığı Batman ve 1992’deki Batman Returns filmlerinden sonra çok önemli bir filmde rol alamadı... Bu sefer, 64 yaşında Oscar ödülü’ne aday!
Tamamı blog'da...
4,5
18 Ocak 2015 tarihinde eklendi
Modern sinema içerisinde oldukça yaratıcı fikirlerle, hamlelerle ve zekici kurgularla karşımıza çıkan 21 Grams ve Babel filmlerinin yönetmeni Inarritu'nun nefes kesici bir deneyimi bizlerle buluşturduğu film. Senaryodan hareketle gidersek şaşalı günlerinin ardından işi bitmiş sönük bir yıldızın hayatta var olma amacı ve azmi anlatılıyor. Dövüş Kulübü filmindeki gibi bir alter ego olayı kullanılmış. Karakter ve onun alter egosu arasındaki çekişme ve nihayetindeki kabulleniş izlenmeye değerdi. Görüntü yönetiminde her zamanki gibi Emmanuel harikalar yaratmış. Kendisini Cuaron'ın filmlerinden tanıyoruz ki muhteşem bir görüntü yönetmenidir. Burada da yine görüntülerin yönetiminde sanki tek kameradan çekilmiş gibi her bir sahnenin ustaca hiç göze batmaksızın harmanlanması karşısında saygıyla eğilmek istedim. Film alt metinde gerek sinemaya gerekse tiyatroya da bir saygı duruşunda bulunuyor. Oyunculuklarda Keaton'ı ve Nortan'ı karakter oyunculuğu konusunda aşmış buldum. Ama Inarritu öyle bir film çekmiş ki teknik konuşmuş, oyuncular arkada kalmış. Komediyi pek iyi hissedemedim ama mizahı ve dramın iyi karıştırıldığını belirteyim. Film teknik manada yönetmenin en iyi işi olmakla birlikte çekim tekniklerine bir kez daha hayran kaldığımı da ekleyeyim. Film sanki tek planmış gibi hiçbir kesme görüntü olmadığından kurgu da bir şey yokmuş gibi algılanmasın, son derece seyirlik bir kurgusu var. Her bir sahne ve olay örgüsü ustaca kuruluyor ve bir sonraki sahnenin etkisini de iyiden iyiye hissedebiliyorsunuz. Hele o finaldeki kurguya bayıldım. Sonunu Life of Pi filmindeki gibi seyirciye bırakmaları, ana karakterin akıbetinin ne olacağına ilişkin ucu açık kısım çok isabetli olmuş. Sinema sektörü açısından taşlama niteliğinde de görülebilecek bir yapım çıkmış ortaya. Çekim ve kurgu tekniği açısından eşsiz olan bu filmin oscar ödüllerinde en azından kurguda ödül almasını canı gönülden istiyorum. Sahnelerdeki karanlık noktalar üzerinden görüntü yönetmeni kamerayı da bu karanlık yerlere sürükleyip oralardan çıkarıyor oldukça hoş bir yanılsama ile plan sekans yapmışlar. Yönetmen ve görüntü yönetmeni açısından takdire şayan. İyi seyirler. 9/10
4,0
21 Şubat 2015 tarihinde eklendi
Alejandro González Iñárritu, her ne kadar Arjantinli U19 milli takımı futbolcu ismi olsa da bu adamın ismi gerçekten sinema tarihine altın harflerle kazınmalı. Bambaşka bir bakış açısı ve kendine has bir anlatımı var. Her filmi son derece vurucu. Amores Perros (Paramparça Aşklar ve Köpekler), Babel, 21 Grams, Biutiful ve şimdi de Birdman. Filmin afişi ve ismi bir Marvel süper kahraman filmleri algısını yaratsa da yönetmenin ismini duyunca bu işin içinde bir hinlik var diyorsunuz. Whiplash’i izledilkten sonra arkada sürekli çalan bateri sesi her ne kadar etkileyici olsa da film boyunca devam etmesi beni biraz yordu. Senaryo, diyaloglar ve kamerayı takip ederek başladığınız yolculuk son derece akıcı devam ediyor. Kamera geçişleri, çekimler gerçekten muhteşem ve büyük emek harcanmış. Sürükleyiciliği arttırıyor. Her sahne geçisinde bu kez hangi karakterimizin peşine sürüklenip, etkileyici diyaloglarına şahit olacağız diye meraklanıyoruz. Alışılagelmişin dışındaki bu yöntem sinematografik açıdan Birdman’i farklı kılacağa benziyor. Her kare bir devamlılık arz ediyor. Filmde Micheal Keaton, Wrestler’da Mickey Rouke’un benzeri şekilde kendi hayatını mı canlandırıyor diye kıllanmıyor değiliz. Bildiğiniz üzere Micheal Keaton eski Batman’lerden. Filmde de çizgi roman karakteri Birdman ile ünlenmiş ama bu şöhreti geride kalmış çaptan düşmüş bir aktörü canlandırıyor. Bu arada Micheal Keaton’da Mickey Rouke gibi küllerinden doğacağa benziyor. Çok doğal ve etkileyici oynuyor. Kendiyle girdiği iç çatışmalarda filmin akılda kalıcı sahnelerinden. Gerçeklikle oyun arasında sürekli gidip geliyorsunuz. Ve Edward Norton en az kamera yöntemi gibi filmin mutlaka izlenmesini gerekli kılacak öğelerden. Psikopat aktör Mike karakteriyle biraz Fight Club’tan esintiler bulduk. Iñárritu’nun kurguladuğı Riggan’ın oyun ve gerçeklik arasından gidip gelen aklı da fiziksel olarakta betimlenmiş sahnelerde. Zaman zaman beynine benzeyen karanlık ve daracık tiyatronun koridorlarında gezinirken zaman zaman da gündüz vakti sokaklarda uçabiliyor; o rüzgarı hissettirebiliyor. bu açıdan; hissettirilen atmosfer ve iç dünyası daha iyi geçiriyor seyirciye. Sinema ve tiyatro oyuncuları arası çekişme, teknolojinin ve sosyal medyanın şöhret üzerinde ne kadar etkiliği olduğu gibi konularda filmde yer almış. Michael Keaton’a Emma Stone, Naomi Watts, Zach Galifianakis gibi iyi oyuncular da eşlik ediyor. Birdman herkese hitab etmeyen ve herkesin hoşlanacağı türden bir film olmasa da bu senenin en farklı filmlerden olacağı kesin.
4,0
26 Ekim 2020 tarihinde eklendi
Film gerçekten analiz isteyen, incelik ve özenle çekilmiş bir film. Pek çok kişi birdman karakterinin gerçekte Riggan’ın alter egosu olduğunu analizini yapıyor. Ben olayları Carl Jung bakış açısıyla ele almak istiyorum. Bana kalırsa birdman aslında Riggan’ın shadow’u. Yani karanlık tarafı. Ona sürekli yetersiz olduğunu hissettiren, kimsenin hatta öz kızının bile onu sevmediğinin durmadan söyleyen kötü bir iç ses. Film boyunca Riggan’ın bu kötücül iç sesiyle olan git-gelli ilişkisine tanık oluyoruz. Carş Jung’a göre bir insanın kendini gerçekleştirmesinin önündeki tek engel olan shadowunun dizginlerini eline almasıdır. Filmin sonunda bu ana tanık oluyoruz. Tiyatro oyununun finalinde büyük sükse yapan hareketi sayesinde yetersizlik hissinden kurtulan Riggan, odaya gelen kızının ona sarılmasıyla sevgisizlik hissinden de kurtulmuş olur. Kızı vazo almaya gittiğinde ise aynaya bakıp yüzündeki bandajları çıkarması aslında birdman maskesini çıkardığı bir metafordur. Bu metafor Riggan’ın artık shadowundan korkamadığını ve sonunda onu dizginlediğini anlatır. Ve filmin son sahnesinde Riggan’ın gerçek anlamda uçup uçmadığını bilmesekte, kendini gerçekleştirme sürecini tamamlayıp mecazi anlamda uçtuğunu söyleyebiliriz.
4,5
27 Temmuz 2020 tarihinde eklendi
Filmi dün izleme fırsatı buldum film muhteşemdi tek sekans sahneler vardı bence 2014 çok iyi bir yılmış bir sürü mükemml film izledik 8.8/10
4,0
5 Haziran 2015 tarihinde eklendi
Genel anlamda bütün Oscar adayı filmlere bakarsak bu sene "boynumuz kıldan ince" senesi olmuş diyebiliriz. İki adet biyografi, Jazz ve Tiyatro gibi çürümeye yüz tutmuş; Hollywood'un popülerliği altında ezilmiş iki sanat dalını konu alan aday filmler.
Birdman'e gelirsek bugüne kadar bize ulaşmış veya ulaşmamış bütün süperkahraman filmlerinin yüzeyselliğini cesurca eleştirmesi filmi zirveye taşıyan sebep olmuş. Hollywood'un kendi içindeki arazlarını yine Hollywood kanalıyla dile getirmek, senaryonun ne denli başarılı olduğunu gösteriyor.
Yönetmenin üslubu, seyirciyi kavrayıp elindeki dramayı sunuşu ise ödüle giden son basamak olmuş diyebilirim. Filmin çekimleri ise orjinal, naif geçişlere sahip ve kamera oyunlarıyla insanı ekrana kilitleyen cinsten. Öğretisi ise; "Bir filmin heyecanlı olması için onun illaki aksiyon, süper kahramanlı veya savaş içerikli olması gerekmiyor." oldu, net bir biçimde.
Oyunculuklara gelirsek Michael Keaton aday gösterilmesine rağmen Oscar'ı alamadı. Elbette her aday kendi içinde değerlendirilmeli ancak Eddie Redmayne'in başarısı gözden kaçacak gibi değildi. Michael Keaton'ı farklı rollerde görmüştük ancak Birdman'i izlerken rolü sindirmiş olduğu görülüyordu. Batman'dan Birdman'e geçişin ironisi ise gözden kaçmadı.
Edward Norton'ın karakteri ise -film bir yandan Hollywood'u eleştirirken- tiyatrodaki arazları fark ettiriyor ve alttan alta eleştiriyordu. Yunan Tragedyalarından günümüze süregelmiş "yıldız oyuncu" kavramının sorgulatılması da bu bağlamda filmin açtığı başka bir tartışma alanı.
Sonuç olarak, yönetmen-senaryo organizesinin (ki yönetmen senaryonun yazım aşamasında bulunmuştur) bu denli sistematik ve homojen olduğu filmler her daim başarılı olacaktır. Hak etti mi, kesinlikle.
4,5
2 Mart 2015 tarihinde eklendi
çok iyi kamera kullanımı ve saf sinema örneği.....
4,5
18 Mart 2015 tarihinde eklendi
Alejandr G. Inarritu, sıradan insanların hayatlarına uzak olsa da şöhretin oluşturduğu duygusal karmaşayı uzun planla yorumlamış. Sinema tarihine kült olarak geçecek izlenesi bir film!
4,0
7 Mart 2015 tarihinde eklendi
Film sürükleyici ve bana duyguları hissettirdi diyebilirim aynı tadı pek yakında filminde de bulabildim. İki film arasında sanki benzerlikler var ya da bu tamamen benim uydurmam bilemiyorum aslında ben burda bile değilim:)
Daha Fazlasını Göster