Harika bir gotik romans, bir gotik şölen. Gotik aslında pek çok kimse tarafından yalnızca kasvetli köşkler, hayaletler, tekinsiz karakterler olarak bilinen, ancak aslında bunlardan çok daha fazlası olan bir sanat tarzı. Sanat tarzı diyorum çünkü edebiyat, sinema, müzik ve mimari başta olmak üzere farklı türlerde oldukça dikkat çekmiş, çekmeye de devam ediyor. Bahsettiğim unsurlar tabii ki gotiğin olmazsa olmazları, del Toro da filminde bunları sonuna kadar, başarıyla kullanmış. Başka pek çok olmazsa olmaz unsur da kullanmış. Bu yaklaşımıyla da uzun süre hafızalarda kalacak bir "tür" filmine imza atmış. Film ile ilgili eleştirilecek kısımlar var tabii ki, ancak ben bunu 2010'lu yılların nadide, eli yüzü düzgün "tür" filmlerinden biri olarak görüyor ve sinemasal anlamdaki bu eksiklerini görmezden gelmeye çalışıyorum kendi adıma. Böyle yapınca da "Crimson Peak" gerçekten beğendiğim bir film oluyor. Pek çok kimsenin aksine, ben kadroyu oldukça yeterli buldum. Yönetmenin bu tarza yatkınlığı, önceki işlerinde kendini belli ediyordu. Bu da pastanın üzerindeki çilek oldu diyebiliriz sanırım.