Film seyirciden 8, Beyazperde'den 6 puan almış, ikisinin de doğru olduğu enteresan bir film. Çanakkale, savaş ve vatanseverlik atmosferinin yansıtılmasında ve Gürkan Uygun başta olmak üzere oyunculukta 8 puan. İçine abuk subuk karakterlerle 6 puan. O devirde İngilizce, Fransızca, Almanca bilen hemşireyi nereden bulmuşlar? Bari bir açıklama olsaydı, babası Avrupa'da gezginmiş, o yokluk yıllarında işte böyle dil öğrenmiş diye. Tamam, kadın baş oyuncu güzel olacak, ilgi çekecek ama bu ne kardeşim, her seferinde filmi unutuyoruz, gerçeklik duygumuz zedeleniyor. Ayrıca aşk da karikatürdü, bir bakıştılar oldu bitti. Filmin İngiliz karakterleri karikatür ötesiydi, hem komutan hem nişancı hem komplesi. İlkokul müsameresi, "kötü adam, hu ha ha" diyologları. Alman doktorun dünya savaşının kabahatlisi olarak lanse ve madara edilmesi hem komik hem gereksizdi. Çanakkale için "son şövalyeler savaşı" denir, keşke böyle işlenseydi, 8'i de aşıp 10'a oynasaydı. Puanıma gelince, ben sanat eleştirmeni olmayıp seyirci olduğuma göre, sanatsal sorunları atlayıp duygu barometreme oy kullanıyor ve 8 diyorum (en son 7,5 'da anlaşalım). Puanına ne dersek diyelim, sinema salonundayken görülmesi gereken bir film.