Dünyayı dönüştürmeye -tıpkı önerildiği gibi- kendi kapı önlerinden başlayan bir grup Estonyalı genç aktivistin hikâyesi, Talin’i ele geçiren arabalara ve sıkıcı kent yaşamında sıkışıp kalmaya isyan etmeleriyle başlıyor. Yalnızca isyan etmiyorlar. Bisiklet aktivisti Erko ile mimarlık öğrencisi arkadaşı Marten’in sayısız fikri ve bitmeyen bir enerjisi var. Kocaman bir evi yüzlerce insan için sürdürülebilir bir yaşam alanına, bir mahalleyi sıkıcı ve statükocu komşularına rağmen çocuklar ve tüm mahalle sakinleri için bir festival meydanına dönüştürmeyi başarıyorlar. Fon alıyor, yerel yöneticilerle ve neredeyse her gün kapılarında beliren polisle bağımsız bir yaşam alanının mücadelesini veriyor ve aslında bir devrimin, hep hayalini kurduğumuz yeni bir dünyanın kapılarını aralıyorlar. Yeni Dünya, Estonya’da birçok benzer girişime ilham vermiş. Bu belgeseli izledikten sonra, bakarsınız biz de bir gün aynı çatı altında buluşuveririz!