Öfke ve sertlik nelere kadir...
Yazar: Arzu ÇevikalpYeraltı (underground) dünyasının ezeli suçlusu Dom Hemingway karakterine can veren Jude Law ile yepyeni bir yolculuğa hazır olun! Brit crime (ingiliz suç filmi) ile kara mizahı birleştiren film, bize gerilimi yüksek bir hikaye anlatıyor. Sicili bir hayli kirli olan Dom, 12 yıl cezaya mahkum edilen yarı deli, yarı akıllı bir hırsızdır. Ama en büyük özelliği saflığıdır, kimseye zarar gelsin istemez. Sadece işini yapar. Mizah yeteneği sayesinde karşısındakini kendine bağlar. 12 yıl önce volta attığı Londra sokaklarının eskisi gibi olmadığını düşünen Dom kendinde bazı farklılıklar sezer. Artık yegane arzusu eski hesapları kapatıp, arası bozulan kızıyla yakınlaşmak ve yeraltı dünyasını sonsuzluğa gömmek…
Aslında hikaye Dom’un hikayesidir. Çünkü hikayeyi onun gözünden seyrediyoruz. Onunla gülüp, onunla sinirleniyoruz. Richard Shepard tarafından yazıp yönetilen film, Dom’un bilinçaltındaki gizemli gezegene geçiş yapmamızı sağlayan kara bir delik sanki… O kara delikten geçtiğimizde, karakterin çok kırılgan, hassas ve bedbin olduğunu görüyoruz. Yönetmen Shepard bize karakterin bilinmeyen yönlerini kara mizahla aktarıyor. Yer yer komik, yer yer öfkeli olan karakterin başından geçenler yenilir yutulur cinsten değil! Tüm bunları unutması için, gerçek sevgiyi yaşaması ve o sevgiyi yüreğinde hissetmesi gerekiyor. Sanırız tüm öfke patlaması bundan dolayı çıkıyor. Yönetmen Shepard’ın kimi zaman kamerasını Dom’un mahrem bölgelerine, kimi zamansa suratına doğru yöneltmesi seyirciye şunu düşündürtüyor: bu absürt komedi ile poker surat komedisini haznesinde barındıran eğlenceli bir suç filmi… Ama filmi sadece suç komedisi olarak nitelendirmemek lazım çünkü film, hayatı ters yüz olan bir karakterin ayağa kalkışını var gücüyle perdeye yansıtıyor. Zaten asıl adrenalin filmin sonunda yaşanıyor. Film sürpriz sona haiz…
Sürpriz sonu bozmadan filmin vurucu ana fikrinden bahsedelim. Bir evladın, bir ebeveyn üzerindeki kalıcı etkisini filmine kazıyan Shepard, seyirciye duygu dolu anlar yaşatma konusunda oldukça usta. Bu nedenle mesaj doğru bir şekilde yerine ulaşıyor. Trajikomik olayları, sıradışı yöntemlerle aktarma başarısını gösteren Shepard perde karşısındaki seyircilerin ‘güleriz ağlanacak halimize’ demelerini bekliyor. Ama ne yazık ki, Dom kendisine hiç acımıyor, ta ki kızından alacağı hayat dersine değin… Dom’a farkındalık sağlayan kızı, onun değişmesine vesile oluyor. O sihirli değnek Dom’u biraz yumuşatıyor. Eski sertliğinin uçup gittiğini söyleyebiliriz.
Birçoğumuz Dom Hemingway’in yazar Ernest Hemingway ile akrabalık bağının olup, olmadığını merak edebilir. İsmin Dom Hemingway konulmasının şöyle bir sebebi olabilir: Hemigway’in romanlarının hemen hemen hepsi karamsarlığı ve melankoliyi ele alır. Tıpkı karamsar Dom Hemingway karakteri gibi… O halde film, Ernest Hemingway’e atıfta mı bulunuyor? Tam olarak emin olamasak da, bunu düşündürtüyor.... Gelelim filmin sinematografik tekniklerine… Hızlı kurguyu yerli yerinde kullanan Shepard, yakın ve uzak plan çekimleriyle karakterleri detaylandırıyor. Diyalogların akıcılığı da cabası…
Filmin çıtasını yükselten en önemli detaylardan biri de Jude Law’un aksanı. Aksanını Jude Law gibi etkili bir şekilde kullanan İngiliz oyuncular bir elin beş parmağını geçmez. Jude Law’un ağzından kelimeler döküldükçe perdenin büyüsüne kapılıp gidiyoruz. Buraya kadar her şey olumlu ama, eleştireceğimiz çok önemli bir konu var. O da filmin afişindeki maymunu andıran görselin Dom Hemingway’e benzetiliyor oluşu. Bu durumun pek hoşumuza gitmediğini belirtelim.
‘Arthouse’ kategorisine tam olarak yerleştiremeyeceğimiz, ülkemizde ilk olarak !f film festivalinde görücüye çıkan Dom Hemingway, kendine özgü ve uç noktalarda dans eden bir suç komedisi. Yazının girizgahında da bahsettiğimiz üzere, filmin sürpriz finalinin çok dikkatlice izlenmesi icap ediyor. Çünkü Fransız filmlerinin finali gibi ucu açık… Sonuç olarak; Jude Law’un müthiş bir performans sergilediği film, hayranlarını da bir hayli tatmin edeceğe benziyor. Bu tarz filmleri izlemek ilginizi çekiyorsa o zaman adres doğru!
Twitter: Cine_Deseo
arzucevikalp@gmail.com