Hesabım
    Turist
    Ortalama puan
    3,3
    33 Puanlama
    Turist hakkında görüşlerin ?

    11 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    6 Eleştiri
    3
    3 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    2 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Pınar Turhan
    Pınar Turhan

    6 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    23 Şubat 2024 tarihinde eklendi
    Film sağlamdı.
    Ama lütfen biriniz bana sonundaki o otobüs hikâyesiyle nereye bağlandığını anlatsın.
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.066 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    24 Mart 2021 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da yazan Ruben Östlund'un yönetmen koltuğunda oturduğu "Force Majeure / Turist", insanın hayatta kalma iç güdüsü ve meta fetişizmi ile evlilik ve ebeveynlik kurumlarının, komedi unsurlar kullanılarak sorgulandığı bir drama olarak çıkıyor karşımıza...

    İş adamı Tomas (Johannes Kuhnke), Norveçli karısı Ebba (Lisa Loven Kongsli) ve çocukları Vera (Clara Wettergren) ile Harry (Vincent Wettergren), İsveç'ten gelerek beş günlük kış tatillerini Fransız Alplerindeki lüks bir tesiste geçirmekte olan sevimli bir ailedir...

    İlk gün topluca hatıra fotoğrafları çektiren aile, ertesi gün yine kayaktadır...

    Bir sonraki gün, hep beraber öğlen yemeğindeyken meydana gelen çığ, her ne kadar bunun kontrollü olarak yapıldığını bilse de panikleyen Tomas'ın, "İPhone'u ile cüzdanını" kaptığı gibi ailesini orada bırakarak kaçmasına neden olurken karısı ve çocuklarının kendisine olan güvenin sarsılmasına da yol açar...

    Özellikle de Vera ile Harry son derece olumsuz etkilenmişlerdir...

    Öyle ki, ne annelerini ne de babalarını yanlarında istememektedirler...

    Akşam yemeğinde bu trajik olayı onların şaşkın bakışları arasında, kaçamak ilişki yaşayan Alberto Tomba (Jorge Lattof) ile Charlotte'a da (Karin Myrenberg) anlatır bir güzel Ebba...

    Gerçi Tomas, korkarak kaçtığını kabul etmediği gibi bunu Ebba'nın yüzüne karşı da söyleyebilmektedir...

    Artık kocası ve çocukları ile değil de tek başına kayağa çıkmaya başlayan Ebba, evlilik ve eşe sadakat konusunu tek eşliliği anlamsız bulan Charlotte ile tartışmaktadır...

    Ki bu konuşma, Ebba'nın aklını daha da karıştıracaktır...

    Bu arada tesise, Tomas ve Ebba'yı yakından tanıyan Mats (Kristofer Hivjuve) onun yirmili yaşlarındaki genç sevgilisi Fanny'de (Fanni Metelius) gelmiş olup birlikte Ebba'ların odasında yemek yiyip şarap içmektedirler...

    İki çiftin aralarındaki iyice koyulaşan sohbet esnasında, ne yapar ne eder Ebba lafı bir kez daha Tomas'ın korkarak kaçtığı çığ gününe getirerek "çok mutsuz" olduğunu belirtir...

    Elbette bu son söylenenler Tomas açısından, hiçbir kalecinin uzanamayacağı üst köşeden ağlara takılan beklenmedik bir "gol" etkisi yaratır...

    Henüz dakika 54...

    Geride kalan 66 dakikalık bölümün içinde, Tomas'ın beraberlik golünü atıp atamayacağı kadar hayatta kalma iç güdüsünün cinsiyet ayrımına dayanıp dayanmadığına dair bilgileri de öğreneceğiz...

    Bitirmeden "spoiler" vermemek adına bu kez kısa tutmak zorunda kaldığımız yorumumuza ilave edeceğimiz son husus, ironik bir biçimde Östlund'un yaşanmakta olan her olağan üstü durumda doğrudan Vivaldi'nin "Dört Mevsim'ine başvuruyor olması...

    Keyifli seyirler,
    Engin A
    Engin A

    Takipçi 10 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    3 Kasım 2019 tarihinde eklendi
    Bu ne ya. 16x ile ileri sararak zor bitirdim. Izlemeyin. Bişey kaybetmezsiniz...begenenlerin neyi beğendiğini anlamadım.
    martinscorsese
    martinscorsese

    Takipçi 125 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    13 Mart 2017 tarihinde eklendi
    Evlilik hayatı ve toplumsal roller üzerine çok iyi bir film, film de birazcık kadın düşmanlığı var diyebilirim. Final kısmı biraz zayıf kaldı bence, ana olay yeterince güçlüydü. Düğümün çözülmesi için finalde ki soruna gerek yoktu bence.
    Bekir H
    Bekir H

    Takipçi 19 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    12 Mart 2015 tarihinde eklendi
    Bu kadar ağır işleyip sadece basit bir refleks olayını işleyen 2 saatlik boş bir yapım. Kapakdan ve konudan bir dikey Limit bekleyerek izlediğim için mi oldu bilmiyorum ama gerçekten çok kötü.

    10/1
    hasanbasri
    hasanbasri

    Takipçi 15 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    2 Mart 2015 tarihinde eklendi
    Fransa Alplerine kar tatili için giden İsviçreli bir ailenin, tatilde karşılaştıkları bir çığ sonucu ilişkilerini sorgulamasına dönüşen basit ama bir o kadar da çarpıcı hikayesi. Ölümcül bir kazaya muhatap olursanız o esnada çocuklarınız ve eşinizi ne kadar düşünürsünüz ? sorusuna seyirciyi muhatap eden, bu soruyu filmin kahramanlarına sorarken aslında yanı başındaki eşinizin de "acaba sen ne yapardın ?" diye yan gözle size baktığını hisettiğiniz bir hikayesi var. Basit ve sıradan bir hikayeden heyecanla izlenir bir film çıkarılmış. Özetle ;Senaryo sağlam,Görüntüler harika. Oyunculuk güzel. Film müziği hepsinden güzel. Mutlaka seyredin derim.
    mali
    mali

    Takipçi 79 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    28 Şubat 2015 tarihinde eklendi
    Öncelikle bu film izlenir ve de izlenmeli. Gerek sinema,gerek edebiyat yada herhangi bir sanat alanında yeniliklere ve de özgünlüklere her zaman açığımdır. Zaten filme 4 yıldız vermemin sebebide budur. Eğer bu filmi başka bir kamera arkası ekibi çekmiş olsaydı inanın bana aynı başarıyı göstermez idi. Filmde elbette bir konu var fakat daha çok durum odaklı bir film olmuş. Esasında durum filmleri beni epey sıkar; benimde anlamadığım bir şekilde film akıp gidiyor.. Filmi tek kelime ile özetleyecek olsaydım o da ''FARKLI'' olurdu. Diyologlar farklı, çekim teknikleri farklı, final sahnesi çok daha farklı. Belki de bu farklılık insanı filmi izlemeye iten sebeptir
    Ali Dürü
    Ali Dürü

    Takipçi 4 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    9 Şubat 2015 tarihinde eklendi
    İçinde bulunduğumuz mevsimde izlenebilecek belki de en iyi filmler kış mevsimini konu edinen donduruculuğun estetik boyutunu bize yaşatacak olan filmlerdir. Turist film de onlardan biri.

    Temelde aile yaşantısının dinamiklerini konu edinen film, bütün ailelerin dışarıdan nasıl göründüğü ve gerçekte nasıl olduğu yani yaratılan yanılsama hakkında fikirler geliştiriyor. 2 çocuklu Tomas ve Ebba kış günü tatil yapmak için uzak bir dağ başındaki tesislere giderler. Burada hem biraz kayak yapacak hem de Tomas'ın ailesiyle biraz daha fazla ilgilenmesi için fırsat yaratacaklar. Bu düşüncelerle tatile başlarlar. İlk gün gayet sıradan geçer, kamera oyunculara veya konuya uzaktan bakar ve aile kendi yağında kavruluyor gibi görünen sahneler oynanır. İletişimleri soğuktur, candan değildir. İkinci gün ise filmin asıl çatışması başlar. Öğlen yemeklerini yiyen aile müthiş manzaralı bir terasta oturmaktadır. Karşıdan bir kontrollü çığ patlaması yapılır. Başta telefonlarıyla bu görüntüleri çeken tatilciler giderek yaklaşan çığ yığınının karşısında paniklemeye ve kaçışmaya başlarlar. Tomas da telefonu ve eldivenini masadan alarak panikle içeri kaçar ama eşi ve çocuklarını dışarıda bırakır. Çığın gerçek olmadığı ortaya çıkınca aslında o çığ yanılsamasının içinde Ebba'nın Tomas'la ilgili bütün algılarının değişmesi sağlanacaktır. Yani aslında kontrollü çığ patlamasının yarattığı yanılsama bir nevi ailenin yanılsamasını ortadan kaldırma işlevi görür. Karın çarpmasıyla oluşan toz bulutunun dinmesiyle yaşantılarına dair gerçekler de daha görünür olmaya başlayacaktır.

    Tomas yaşanan bu durumu pek takmasa da Ebba için bir dönüm noktası gibi görünür. Kendi içinde ailesini ve ilişkisini sorgulamaya başlar. Kendinin güvende olmadığını, Tomas'ın onları öylece ölüme bırakıp kaçarken telefonunu ve eldivenini yanına almayı unutmazken çocukları ve eşini unutmasını kabullenemez. Bu travmayı atması için Tomas da ona yardımcı olmaz ve hatta onları bırakıp kaçtığını inkar eder.

    Asıl mesele nasıl göründüğü ve aslında ne olduğuyla ilgilidir. Aile bağlarının gerçekçi ve temelsiz yoğunluğuna dair bir eleştiridir film. Eşi Ebba'nın bu travmasını atlatmasına olanak vermezken Tomas'ın kendisi de giderek kendi içinde çürümeye başlayacaktır. Çocukları anne babasının ayrılacağını düşünerek agresifleşirken otelin koridorunda sürekli bir tartışma başlayacaktır. Giderek soğuyan ilişkileri Tomas'ın duygu boşalımı yaşadığı bir anda eşini aldattığını da itiraf etmesiyle farklı bir yere giderken ertesi gün her şey farklı bir şekil almaya başlar. Aile boyu kaymaya giderken Ebba'nın düşüp geride kalması ve Tomas'ın onu kurtarmasıyla her şey düzelmeye başlar.

    Toplamda aile ilişkilerinin kapalılık içinde kendi sorunlarıyla yüzleşmesi ve bunu kendi içinde çözmeye çalışmasının filmidir Turist.
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    9 Şubat 2015 tarihinde eklendi
    Öncelikle enteresan bir film izleyeceğinizin bilincine varın. Başta konusu ve bu konuyu ele alış şekli olmak üzere, kamera çekimleri, senaryo, karakterler, her biri kendine has ve orijinal. Bir yandan çok doğal, bir yandan çok absürt. Çarpıcı finali ile birlikte uzun süre aklınızda yer edecek. Yönetmeni Östlund'u takibe almak gerekli. Anne-baba olmak, karı-koca olmak, veya daha genel anlamda kadın-erkek ilişkileri, filmin temasını oluşturuyor diyebiliriz. Arka planda Alpler'in muhteşemliği eşliğinde. Mekan olarak seçilen otel, filmin başlı başına bir karakteri olmuş neredeyse. Müzik kullanımı, birebir hizmet etmeyi başarıyor filmin akışına. Senenin arka planda kalmış, ilgi çekici filmlerinden. Dışarıda sükse yaptı ve özellikle yerel bazda pek çok ödül veya adaylık kazandı. Bir yandan gülümsetip, bir yandan düşündürüyor.
    cemertem
    cemertem

    Takipçi 55 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    2 Kasım 2014 tarihinde eklendi
    Film Ekimi kapsamında izlediğim 2014 Cannes Jüri Ödülü–Belirli Bir Bakış ödülünün sahibi son derece başarılı bir İskandinav filmi. Film temelde evlilik kurumunun ve insan ilişkilerinin absürtlüğüne dair yapılmış en iyi filmlerinden biri. Yönetmenin eşsiz ses ve görüntü yeteneğinin olağanüstü kombinasyonuyla meydana gelen ve başarıyla altından kalktığı senaryonun işlenmesi kısmına artı olarak sinematografik açıdan takdire şayanlık bir iş ile alkışı hak eden bir yapım. Kurguyu pek çok bağımsız film gibi parçalara ayırarak, sindire sindire, izah ede ede izleyice aktaran film usul usul başlayıp birden tırmanışa geçen ve izleyiciyi abukluğun ortasında bırakan, bir süre sonra orijinal bir şekilde kahkahalara boğan dikkat çekici bir işe imza atıyor. 2014'ün en iyi bağımsız filmlerinde ilk 3'e rahatlıkla girer. Mutlaka görülmesi gereken bir film ancak Türkiye'de maalesef tek bir saatte film ekimi sayesinde izleme olanağına kavuştuk. DVD'si çıkınca Türkçe altyazı belki olmaz yine de izleyin diyorum. Senaryo alt metni oldukça derin ve anlam dolu olduğundan Cannes jürisini etkilememesi kaçınılmazdı. Zira refah dolu iskandinav toplumlarının zengin, aşırı güzel kadınlarının ve yakışıklı erkeklerinin bile hayatları dibe vurabilir temasını, Fransız alplerinin harika manzaralarını, filmin ruhunu özetleyen harika müziklerini yönetmen müthiş biçimde kolajlıyor. Yine yönetmenin elindeki en güçlü koz olan bana göre senaryosu ile film hakikaten özel bir ilgiyi hak ediyor. Erkek ve kadın doğasını çok net bir şekilde metne dökmüşler. Erkeklerin içgüdüsel davranışları karşısında kadınların olaylara daha mantıksal ve duygusal yaklaşmasını da yönetmen böylece ustalıkla işlemiştir. Onun dışında tek çekimlik sahneleri ile gerçekçi ve tamamen doğal karakter rolleri ile filme adapte olmanız çok keyifli. İyi seyirler. 9/10
    Burak H.
    Burak H.

    Takipçi 121 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    5 Şubat 2015 tarihinde eklendi
    Ruben Östlund’un filmi kabaca bir erkeğin ve bir kadının (sembolik olarak) hadım edilmesini anlatıyor. Nedir bu “force majeure” ? Özensizce “üstün güç” diye çevirebiliriz galiba. En üstün güç hayatta doğa olarak karşımıza çıkıyor, burada ise onun “çığ” halinde. Turist’te Alplerdeki bir kayak tesisinde kalan bir ailenin öğle yemekleri sırasında düşen bir çığ ile birbirlerine girmesini izliyoruz. Baba, Tomas, çığın “Gerçek” olduğunu anlayınca diğer fertleri hiç düşünmeden kaçmaya başlıyor. Filmin kalanında ise eşi, Ebba, bunu değişik kişilere danışmasına rağmen bir türlü sindiremiyor, ilişkileri gittikçe sakat bir hale bürünüyor, aile kurumları çatlıyor… Leonard Cohen’in The Future şarkısından bir bölümü hatırlatır bunlar: “Her şey dört bir yana dağılacak… Hiçbir şey, ölçebileceğin hiçbir şey kaymayacak. Kar fırtınası kapılara dayandı. Ve tepetaklak etti ruhun düzenini.”
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top