En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Aamir Khan
Takipçi
459 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
7 Şubat 2023 tarihinde eklendi
Uzun zamandır unuttuğum duyguları tekrar tattıran bir film oldu benim için. Filmde bir erkeğin sevdiği kadın için tüm değerlerinden vazgeçişini susarak sessizlikle o kadar güzel gösterdi ki iliklerime kadar hissettim o aşkı. Bi erkek sevdi mi böyle sevmeli böyle bağlanmalı Keşke sonu böyle olmasaydı keşke yarım kalmasaydı...
Film beni gerçekten çok etkiledi çok duygusal ve çok gerçekçi bi film. Lucille hem vatanına bağlı hem de aşkına. Son sahneyi hiç beğenmedim Bruno nun daha iyi bir vedayı hak ettiğini düşünüyorum sanki film yarım kalmış gibi oldu. Devamının olacağını düşünmüştüm ama olmadı. Hala etkisindeyim gerçekten güzel bir film.
İşlediği konuyu en güzel şekilde anlatmayı becerebilen filmlerden biri. Konusunun haricinde erkeğin aşkını, tutkusunu ve bağlılığını oyunculardan ziyade olacak ki seyircilere mükemmel derecede geçiren bir film. Tek eksik ilk çeyrekte başrol oyuncumuzun fazlasıyla durgun olması. Sonradan telafi ediyor o da..
''İnsaların gerçek yüzlerini görmek istiyorsan savaş başlatmalısın.'' Film, bu tema üzerinden ilerliyor. Savaşın insana kazandırdıklarını, kaybettirdiklerini, insanları nasıl değiştirdiğini yavaş bir tempoyla seyirciye aktarıyor.Suite Française bir dönem filmi, konu edindiği dönemin özelliklerini iyi yansıtmayı başarmış fakat klişe olmaktan kurtulamamış. Oyuncu seçimleri uygun, rollerin canlandırılması başarılı ama filmde genel olarak bir eksik, bir nüans boşluğu var. Bu da onu ''sıradan'' bir Savaş filmi yapıyor...
Uyum ve uyum Lucile ve Bruno karakterlerini canlandıran oyuncuların uyumu tam anlamıyla mükemmel. Düşman askerine aşık olan bir kadın ve muhtemel bir esir konumundaki bir kadına aşık bir asker. Her ikisi de birbirlerine olan duyguların belli edemezler, bu onlar için ölümün kapıyı kırıp içeri girmesi ile eş değer bir durumdur. Savaş ve aşk konuları bir çok kez işlenmiş konulardır; ancak ben ilk kez duygularını dışa vuramama durumunu görüyorum ve bu durum filme çok büyük bir artı katıyor. Bildiğimiz Nazi tarzı vahşet bu filmde pek yer bulmuyor. Konu daha çok çaresizlik üzerinden ilerliyor. Komutanları karşısında çaresiz bir adam, kayınvalidesi ve toplum karşısında çaresiz bir kadın. Savaş karşısında çaresiz taraflar.
Filmin genelinde filmin biraz daha aşk konulu olmasından kaynaklı bir durgunluk var. Şiddetin ya da vahşetin belirgin bir göstergesi yok. Filmin akışı daha çok ilk tepki üzerine kurulu, devam eden bir savaş içerisinde kapıya dayanan askerlere rağmen hayata devam etmeye çalışma durumu var. İşgal güçlerine karşı eski güçlerini savunan bir cephe var. Sanki savaş yokmuş, birileri ülkeyi işgal etmemiş tavrı var. Tabi bu durum fakir halk için pek geçerli bir durum değil. Zengin kesim biraz nüfus ve biraz da parasal güçle bazı şeyleri daha rahat atlatabilirken yiyecek bir parça lokması olmayan için işler daha zor.
Filmin drama yönü her ne kadar ağır bassa da Madam Angellier korkusu yapımın esprili tarafını ortaya koyuyor. Diğer yandan gerçek ayaklanmaları/ihtilalleri neden hep fakir halkın yaptığını daha iyi anlamamızı sağlayan noktaları da yok değil. Sonu her ne kadar haya kırıklığı yaratmış olsa da Suite Française güzel ve seyredilmeye değer bir yapım.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.