Hesabım
    Takip 3: Son Karşılaşma
    Ortalama puan
    3,6
    60 Puanlama
    Takip 3: Son Karşılaşma hakkında görüşlerin ?

    13 Kullanıcı yorumları

    5
    1 Eleştiri
    4
    3 Eleştiri
    3
    6 Eleştiri
    2
    2 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    1 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Hanife Altınışık
    Hanife Altınışık

    1 değerlendirme Takip Et!

    0,5
    29 Mayıs 2021 tarihinde eklendi
    Ülkemizi ve insanlarımızı aşalayan berbat bir film. 2012 yılında kullanılan araçlar polis arabası😡😡 vb gibi ... amerikan konsolosluğun önü bu şekildemi😡😡 sınır kapımız😡😡😡BERBATTTTT FİLİMİ TÜRKİYEDE GÖSTERİME ASLA VE ASLA BİR DAHA SOKMAYIN... VE BİZİM ÜLKEMİZİ YABANCILAR BÖYLE AŞALAMADINNNN😡😡😡😡😡😡😡
    Hasan Akif Aycibin
    Hasan Akif Aycibin

    Takipçi 99 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    10 Ocak 2020 tarihinde eklendi
    Serinin 3. ve belki de son filmi. Bu sefer başka ülkelere gitmektense Los Angeles'ta bir hikaye oluşturmak istemişler. 2. filminden daha iyiydi diyebilirim. Oyunculardan Forest Whitaker'ın canlandırdığı Dotzler karakteri filme güzellik katmış, gerçekten rolüne yakışmış. Liam Neeson zaten aynı performansında, iyi bir aksiyon oyuncusu olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Ama filmde oyuncu yönetiminin iyi olduğunu düşünmüyorum. Senaryodaki fark bu kez bir kaçırılma olayı değil, ölüm vardı. Bryan'ın karısının ölümünün ardından bir yandan polislerden kaçarken, diğer yandan karısının katillerini bulmaya çalışıyordu. Basitlikler yine çok fazlaydı. Filmin geneline bakarsak zaten basitti. Gerçekçi bir yapıyı hiç hissettirememişler. Son sahnelerden birinde Bryan'ın arabayla uçağın kalkmasını engellemesi büyük bir abartıydı. Bu kez Arnavutlar yerine Ruslar vardı. Onların da filmde güzel bir hava kattığını düşünmüyorum, iyi kullanılmamışlar.Film diğer iki filmde olduğu gibi mutlu bir sonla bitiyor. Başlangıçta mutlu aile sahneleri, ortalarında olayların gelişimi, aksiyon olduğu sahneler, hızlı olan sahneler ve sonunda da başlangıcı aratmayan mutlu bir sonla bitmesi 3 filmde de aynıydı. Seride çok belirgin bir değişiklik yoktu. Kamera kullanımını pek beğenmedim. Çok hızlı kamera değişimi vardı. Renkler yine iyiydi. Kurgusu ilk film kadar olmasa da fena değildi. Sürükleyicilik özelliği bir aksiyon filmi olmasından dolayı iyi olduğunu düşünüyorum. Etkileyicilik özelliği ise yok denecek kadar azdı, gerçekçilik de aynı şekilde. Film kaçırılma, öldürme gibi olayları etkileyici bir şekilde aktaramamış. Dram yönünü hiç kullanmamışlar, bunda filmin hızlı yapısının etksinin olduğunu düşünüyorum.
    Seriye genel bakarsak iyi bir aksiyon serisiydi, ama senaryo, etkileyicilik vb. gibi ögeleri zayıf olan bir seriydi
    cmalgac
    cmalgac

    Takipçi 57 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    3 Kasım 2016 tarihinde eklendi
    Aksiyonda çıta o kadar yükseldi ki, kaliteyi belirleyen görsellik ve konu ikilisinin yüzlerce çok kaliteli örneğini gördük. Bu sebepledir ki, yüzünü sevdiğimiz, bize zaten güzel referansla gelen oyuncunun oyunculuğu bile aksiyon filmlerini alıp diğerlerinden ayrı bir yere koyamıyor artık. Taken 3'de de bu farklı değil. Görsellik ve aksiyon sahneleri çok rutin, konu ise zaten farklı dokunuşlarla defalarca işlenmiş bir hikaye. Film vasat, seri takibi ve Neeson ve Whitaker için yine de izlenebilir. Vakit kaybı diyemem ama çok da methiyeler düzemem. İyi seyirler.
    pembeoje
    pembeoje

    Takipçi 330 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    21 Mayıs 2016 tarihinde eklendi
    en az diğer serileri kadar güzel bol aksiyonlu muhteşem bir film.. sıkılmadan da izlenir.. ama 1. sinin biraz gerisin de kalır.
    Demirtas
    Demirtas

    Takipçi 888 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    3 Ağustos 2015 tarihinde eklendi
    Liam Neeson yine bildiğimiz sularda. Kendisini ve seriyi seviyorsanız izleyin derim. Ama ilk filmin kalitesine ulaşamadığı açık.
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    2 Mayıs 2015 tarihinde eklendi
    İlk on beş dakikasının ardından inanılmaz vasat bir aksiyon filmi izleyeceğim hissine kapıldım. Berbat bir senaryo, Neeson gibi değerli bir aktörün adeta karizmasını bozacak bir rol, ikinci filmin de yakalamaktan çok uzak olduğu o ilk filmin beğenilen havasının eksikliği. Ve daha pek çok şey. Sonraki dakikalarda fikrim değişti mi? Pek sayılmaz. Ancak birkaç hamle denemesi, filmi kurtarmaya yetmiş (çok küçük bir farkla da olsa) Yine de vakit kaybı olarak görüyorum. Filme devam etmemin tek nedeni, iyi filmlerin keyfine varabilmek için bazen kötü filmler de izlemek gerektiğine olan inancımdır. Üzerine konuşacak pek bir şey de yok esasında. Paris ve İstanbul'un ardından bu sefer "memlekette" devam ediyor ve son buluyor aksiyon (umarız son bulmuştur!). Sığ oyunculuklar (özellikle de Forest Whitaker'ın inanılmaz itici karakteri), tahmin edilebilir sahneler, yuvarlanan ve patlayan arabalar var, tahmin edilebileceği üzere. Neeson son dönemde aksiyon yıldızı haline geldi ve bu süreçte Taken serisinin son iki filminden çok daha kaliteli ve oturaklı filmleri var kariyerinde.
    Mert H
    Mert H

    Takipçi 1.330 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    15 Şubat 2015 tarihinde eklendi
    Taken serisinin 3.sü olan bu filmde başından sonuna kadar birçok sahneyi tahmin edemiyor ve şaşırıyorsunuz cidden.. Tadında bırakılmalıydı bu seri , 2.si içinde aynısını söyleyebilirim , tadında bırakılmalıydı.. İlk filmden kötü , ikinci filmden iyiydi..

    spoiler: -Bu yolda devam edersen cia, fbi, lapd... hepsi peşine düşer. -Onlara iyi şanslar.
    sinemaci_sinem
    sinemaci_sinem

    Takipçi 5 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    8 Şubat 2015 tarihinde eklendi
    serinin ilk filmi gibi değil kabul ama yine de izlemeye değer bir film. güzeldi
    jamesbond-2
    jamesbond-2

    Takipçi 1.684 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    2 Şubat 2015 tarihinde eklendi
    İlkinden kötü,ikincisinden iyiydi.Liam Neeson 60 larına rağmen formundan hiçbir şey kaybetmediğini taken 3 le göstermiş gene,aksiyon,gizem olması gereken herşey mevcuttu,çok fazla detaya girip olumsuz şeyler yazmak istemiyorum ama keyifli bir 2 saat geçirmemi sağladı
    Alp T.
    Alp T.

    Takipçi 301 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    1 Şubat 2015 tarihinde eklendi
    Öncelikle Taken serisinin bir üçleme olmasına gerek yoktu, tek film olarak kalmalıydı bence. Çünkü senaryo saçmalamaya başlamış. Şimdi ise "Serinin son filmi", "Her şey bu filmde belli olacak" tarzında sloganlar ile Taken 3 vizyona girdi. Öncelikle bu film her hali ile serinin 2. filminden daha iyi (2. filme hala kızgınım ve şimdi de 2. ve bu film ile ilgili uzun bir kıyaslama yapacağım ama değeceğini zannetmiyorum) ama ilk filme nazaran daha kötü.

    Serinin bu filmi artık kaçırılma olayını bırakmış, (Hangover serisinde de öyle oldu ama son filmi patlak verdi) biraz Sherlock Holmes tadında cinayet çözme ve klasik aksiyon havası yoğunlukta filmin içinde. Ama bu filmde bazı şeyler tutmuş, bazı şeylerse tutmamış.

    Filmdeki kötü yanlar şunlar:

    1-) Bryan Mills karakterini canlandıran Liam Neeson'ın 63 yaşında olduğunu senaristler unutmuş herhalde. Tamam, Neeson'a saygımız sonsuz ve hala aksiyon filmlerinde boy göstermesi etkileyici bir şey ama filmde polis (ilk kovalamaca sahnesinden bahsediyorum şu an) 63 yaşında olan bir adamı kovalarken bile yetişemiyor. Bu biraz garip olmuş.

    2-) Filmde sürekli başrol oyuncusu her zaman yaşamalı mantığı var. Mesela Bryan Mills, bir şeye biniyor ve patlıyor. Ölmesi lazım ama kurtulduğunu anlıyoruz. Ya da polisler bir yere geliyor, Mills 3 saniye içinde oradan kaçtığını görüyoruz. Filmde bu tarz şeyler yaklaşık 4 kere geçiyor.

    3-) Oliver Megaton'un yönetmenliği. Bu örneği en iyi olarak aksiyon sahnelerinde kullanabiliriz. Aksiyon sahnelerinde o kadar çok açıdan çekmiş ki Megaton, aksiyon sahnesini takip etmekte zorlanıyoruz zevk almaktan ziyade. Otoyoldaki araba kovalamaca sahnesi gibi.

    4-) Film öyle sakin ve naif bir mod ile başlıyor ki, hemen aksiyon sahnesine girişilince birden bire "Ne oluyor?" diyorsunuz. Mesela ilk kovalamacadan sonra Bryan, kızı Kim ile konuşurken ajan havasına giriyor birdenbire. Bu biraz garip geldi açıkçası.

    5-) Senaryoda boşluklar var. Ayrıca ara sıra daire çizmiyor da değil yani. Ayrıca oyunculuklardan Famke Janssen'ın oyunculuğunu pek iyi bulmadım. Pek olmamış gibiydi.

    Olumlu taraflar ise şöyle:

    1-) Film, serinin 2. filmine göre çok daha iyi. Serinin ilk filmi kadar ciddi değil ama. Eğlenme amaçlı, iyi bir aksiyon filmi izlemek için ideal bir seçim olabilir. (yeter ki beklentinizi yüksek tutmayın

    2-) Oyunculuklar yine başarılıydı. Liam Neeson'da hala iş olduğunu görüyoruz. Maggie Grace'de, serinin diğer filmlerine göre daha iyi bir oyunculuk sergilemiş. Forest Whitaker ise konuşma tarzından belki biraz kötü ama genel anlamda ortalamanın üstünde sayılabilecek bir oyunculuk çıkarmış.

    3-) Film başlarda kötü olsa da, ilerleyen dakikalarda sürüklüyor ve temposundan hiçbir şey kaybetmeyerek iyi bir şekilde bitiriyor. Yani filmi başlangıcına aldanmayın.

    Sonuç: Filmin iyi tarafları kötü taraflara baskın ama kötü tarafların da etkisi görüldüğü için filmi başarıya ulaştıramıyor. Ama filmin iyi tarafları da filmi izlenebilir kılıyor. Bu yüzden beklentinizi yüksek tutmadan, eğlenmek ve vakit geçirmek için izlenebilir. Ortalamanın üstündeydi. Fakat sinemada izlemenizi fazla tavsiye etmiyorum, ev sinemasında daha başarılı bir sonuç alırsınız izlerken. İyi seyirler.
    KaliteTAKİP
    KaliteTAKİP

    Takipçi 873 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    27 Ocak 2015 tarihinde eklendi
    2.filmden daha iyiydi. Gittikçe bozan serilerden değil. Ancak benim favorim halâ serinin birinci filmi. Bu kez Liam Neeson'ın yaptığı takibin dışında Forest Whitaker'in bir polis olarak yaptığı takibe de dikkat çekilmiş. Ayrıca polis rolü tam oturmuş F. Whitaker'a ve filme renk katmış, gelirse sonraki filmde de oynamalı. Umuyorum ki 4. film de gelir ve tempo böyle devam eder. Aksiyon, gerilim ve gizemin dozunda ilerlediği bu filmi Liam Neeson'ın oyunculuğunu sevenler beğenecektir. İyi seyirler.
    YusufPiskin
    YusufPiskin

    Takipçi 67 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    8 Ocak 2015 tarihinde eklendi
    Geçen gün beyazperde nin davetlisi olarak Taken 3 filminin ön gösterimnine gittim, aslında gitmeden önce ön yargışrım yok değildi, malum ilk film tuttuktan sonra gelen devam filmleri çıtayı yüksek tutmamızı sağlasa da çıkan sonuçlar genelde hayal kırıklığı olarak sonuçlanıyor, hele ki taken in ardından gelen taken 2 filminin gerek senaryo boşlukları bulunan yapısı gerekse istanbul ve türk halkını inanılmaz ötesi yanlış tanıtmasının ardından 3ncü film soru işaretleriyle doluydu benim için.. birde aynı yönetmen Oliver Megaton çekince ön yargılarım tavan yaptı..
    ama filmin düşmeyen nabzı Liam Nesson'un yaşlanmak bilmeyen oyunculuk performansı yardımcı rollerin düzgün seçilmesi ve kötü adam olarak Mission Impossible 2 filminden kendisine tam anlamıyla hasta olduğum Dougray Scott in seçilmesi ve kadroya eklenen polis sefi rolündeyse bir başka ödüllü yıldız Forest Whitaker in alınması senarist ve yapımcı Luc Besson'un ikinci filmde ki düşüşü fark ettiğini gösteriyor.. spoiler vermeden anlatmak zor ama film devamı gelmeyecekmiş gibi bitti ve umarım Luc Besson en azından bir film daha yapar..
    Ali Dürü
    Ali Dürü

    Takipçi 4 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    8 Ocak 2015 tarihinde eklendi
    Beyazperde.com'un Ön Gösterimi vesilesiyle izlediğimiz Taken 3 filmi bugün vizyona giriyor.

    Bryan (Liam Neeson) adlı bir babanın kendine sade ve huzur içinde bir hayat kurma çabasının, eski karısının ölümüyle bir anda alt üst oluşu ve arkasından gelen cinayeti çözme çabalarının içinde izleyiciyi sürüklüyor film. Bir gün evinde eski karısının öldürüldüğünü gören Bryan olayın şokunu atlatamadan polis baskınıyla birincil şüpheli durumuna düşer. Polisten kaçarak eski arkadaşlarının yardımıyla "tavşan deliğine" sığınır ve kendini toparladıktan sonra cinayeti çözmeye ve aynı zamanda da polise yakalanmamaya çabalar. Çok titiz bir dedektifin de bu cinayeti sorgulaması Bryan'ın işini daha da zorlaştırır. Bütün bunların yanında giderek çıkmaza giren olayların içinde kızının can güvenliği için de mücadele etmek zorundadır. Eski karısının yeni kocası da giderek şüpheleri üzerine doğru çeker. Sonra olayın içinde Rus Mafyasının olduğu anlaşılır. Ama polis bütün bu bilgilerden uzak sadece Bryan'ın peşindedir. Kaçan kovalanır misali Bryan kaçtıkça polis onu kovalar ve o kaçtıkça birincil şüpheli olmaktan kurtulamaz. Bu durum da asıl suçluların bulunmasını zorlaştırır. Nitekim filmin sonunda cinayeti polis değil Bryan açıklığa kavuşturur. Ama polis dedektifi kendisi çözmüşçesine böbürlenerek kendi kudretiyle övünür tabi ki.

    Burada değinilecek bir iki nokta var. Birincisi tematik olarak filmi, kendini adaletini arayan birinin hikayesi olarak tanımlamak doğru olacaktır. Polis tarafından olay etraflıca soruşturulmadan Bryan'ın şüpheli sayılması, cinayeti çözmesi ve kendini aklaması konusunda ona büyük bir görev yüklemiş oldu. Polisin getirmediği adaleti Bryan'ın kendisi sağlamak zorundadır. Bu durum aslında toplumsal düzlemde çok da yabancı bir konu değil. Devlet ve çeşitli kişi veya gruplar tarafından kimi haksızlıklara uğrayan insanlar devletin tavrı karşısında adaleti kendinileri aramak zorunda kalıyorlar. İnsanların adaleti kendileri sağlamak zorunda kalmaları kimi sorunlar doğuruyor doğal olarak. Bu sorunları Taken 3 filminde de kısmen görmek mümkün.

    Diğer bir konu tabiki insanın geçmişinin geleceğe olan belirleme tavrı. Geçmişinde çeşitli cinayetler işlemiş ve "önemli" görevlerde bulunmuş Bryan'ın geçmişte edindiği bütün meziyetleri bugün ve gelecekteki yaşamının kurtacısı oluyor.

    Taken 3 filmi aksiyonu bol, hikayesi nispeten sağlam ve tutarlı bir film.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top