Öncelikle Taken serisinin bir üçleme olmasına gerek yoktu, tek film olarak kalmalıydı bence. Çünkü senaryo saçmalamaya başlamış. Şimdi ise "Serinin son filmi", "Her şey bu filmde belli olacak" tarzında sloganlar ile Taken 3 vizyona girdi. Öncelikle bu film her hali ile serinin 2. filminden daha iyi (2. filme hala kızgınım ve şimdi de 2. ve bu film ile ilgili uzun bir kıyaslama yapacağım ama değeceğini zannetmiyorum) ama ilk filme nazaran daha kötü.
Serinin bu filmi artık kaçırılma olayını bırakmış, (Hangover serisinde de öyle oldu ama son filmi patlak verdi) biraz Sherlock Holmes tadında cinayet çözme ve klasik aksiyon havası yoğunlukta filmin içinde. Ama bu filmde bazı şeyler tutmuş, bazı şeylerse tutmamış.
Filmdeki kötü yanlar şunlar:
1-) Bryan Mills karakterini canlandıran Liam Neeson'ın 63 yaşında olduğunu senaristler unutmuş herhalde. Tamam, Neeson'a saygımız sonsuz ve hala aksiyon filmlerinde boy göstermesi etkileyici bir şey ama filmde polis (ilk kovalamaca sahnesinden bahsediyorum şu an) 63 yaşında olan bir adamı kovalarken bile yetişemiyor. Bu biraz garip olmuş.
2-) Filmde sürekli başrol oyuncusu her zaman yaşamalı mantığı var. Mesela Bryan Mills, bir şeye biniyor ve patlıyor. Ölmesi lazım ama kurtulduğunu anlıyoruz. Ya da polisler bir yere geliyor, Mills 3 saniye içinde oradan kaçtığını görüyoruz. Filmde bu tarz şeyler yaklaşık 4 kere geçiyor.
3-) Oliver Megaton'un yönetmenliği. Bu örneği en iyi olarak aksiyon sahnelerinde kullanabiliriz. Aksiyon sahnelerinde o kadar çok açıdan çekmiş ki Megaton, aksiyon sahnesini takip etmekte zorlanıyoruz zevk almaktan ziyade. Otoyoldaki araba kovalamaca sahnesi gibi.
4-) Film öyle sakin ve naif bir mod ile başlıyor ki, hemen aksiyon sahnesine girişilince birden bire "Ne oluyor?" diyorsunuz. Mesela ilk kovalamacadan sonra Bryan, kızı Kim ile konuşurken ajan havasına giriyor birdenbire. Bu biraz garip geldi açıkçası.
5-) Senaryoda boşluklar var. Ayrıca ara sıra daire çizmiyor da değil yani. Ayrıca oyunculuklardan Famke Janssen'ın oyunculuğunu pek iyi bulmadım. Pek olmamış gibiydi.
Olumlu taraflar ise şöyle:
1-) Film, serinin 2. filmine göre çok daha iyi. Serinin ilk filmi kadar ciddi değil ama. Eğlenme amaçlı, iyi bir aksiyon filmi izlemek için ideal bir seçim olabilir. (yeter ki beklentinizi yüksek tutmayın
2-) Oyunculuklar yine başarılıydı. Liam Neeson'da hala iş olduğunu görüyoruz. Maggie Grace'de, serinin diğer filmlerine göre daha iyi bir oyunculuk sergilemiş. Forest Whitaker ise konuşma tarzından belki biraz kötü ama genel anlamda ortalamanın üstünde sayılabilecek bir oyunculuk çıkarmış.
3-) Film başlarda kötü olsa da, ilerleyen dakikalarda sürüklüyor ve temposundan hiçbir şey kaybetmeyerek iyi bir şekilde bitiriyor. Yani filmi başlangıcına aldanmayın.
Sonuç: Filmin iyi tarafları kötü taraflara baskın ama kötü tarafların da etkisi görüldüğü için filmi başarıya ulaştıramıyor. Ama filmin iyi tarafları da filmi izlenebilir kılıyor. Bu yüzden beklentinizi yüksek tutmadan, eğlenmek ve vakit geçirmek için izlenebilir. Ortalamanın üstündeydi. Fakat sinemada izlemenizi fazla tavsiye etmiyorum, ev sinemasında daha başarılı bir sonuç alırsınız izlerken. İyi seyirler.