İlk bakıldığında sıkıcı hatta itici bir filmmiş gibi duruyor.. Ama öykü ilerledikce sizi içine çekmeye başlıyor.. Bittikten sonra ise ne güzel film diyorsunuz.. Ama hepsi bununla kalıyor.. Şimdi sorsanız ne kadarını hatırlıyorsun diye inanın bir cevap veremem.. Eğer bir filmdeki sahneleri ne kadar çok hatırlıyorsam o film benim için o kadar unutulmaz olmuştur.. ve unutamadığım her film mi çok sevmişimdir..YARA ne yazık ki sadece izlenicek , güzel bir film olarak görülüyor.. Başkada bir özelliği yok.. Eğer bana bu kadarı yeter diyorsanız mutlaka seyretmelisiniz...
Filmin hikayesi biraz sıradışı.Ancak anlatımı o kadar da sıradışı değil.Ve hatta yer yer kopuk.Her ne kadar 3 tane 'En İyi Kadın Oyuncu' ödülü almış olsa da bana o kadar da başarılı gelmedi Hülya karakterinin anlatımı...Yukarıda yazdıklarım objektifti.Şimdi benim açımda film nasıldı, bir iki cümle onu yazayım:Bir kere her şeyden önce film asla tarzım değil.Hikayeyi ön planda tutan bir sinemasever olarak, film bence fevkalade mutsuz edici ve iç karartırıcı.İntihara teşvik eder cinsten bir film bana göre.Tabi eminim hikayesini beğenenler olmuştur ama napayım benim zevkim de böyle.Film bittiğinde hoş bir tebessüm oluştu yüzümde, bittiği için...Ama yine de DVD’sini arşivime aldım :)))
yelda reynauld farklı bir yüz ve iyi bir oyuncu... almanyadan gelmiş sorunlu kız hülya rolünde gayet iyi... akıl hastanesi sahneleri bana "one flew over the cuckoos nest" filmini hatırlattı... ama bu filmde jack nicholsonda yok, fletcherda... ama akıl hastaları atmosferi fazlasıyla yaratıyor yinede... kurguyla fazlasıyla oynanmış ve bu seyri biraz yoruyor... ve hayal dünyasının resmedildiği ve muhtemelen tuz gölü civarında çekilmiş sahneler oldukça klişe... sonuç olarak beğendiğimi söyleyemem...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.