Hesabım
    Yabancı
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Yabancı

    Cesur bir ilk film...

    Yazar: Melis Zararsız

    19. Adana Altın Koza Film Festivali'nde yarışma bölümünde izledim Yabancı'yı, akabinde de filmin yönetmeni ve yapımcılarıyla bir röportaj yaptım.  Bu hafta vizyona giren 3 Türk filminden biri Yabancı. Filmin yönetmeni, daha çok televizyon dizilerinde imzasını gördüğümüz Filiz Alpgezmen'in, bu ilk uzun metrajlı sinema filmi.

    Röportajımızda da konuştuğumuz üzere, yönetmenin politik bir duruşu var. Günümüzde ve yakın tarihimizde yaşanan olaylara duyarlı biri ve sanatı bu yaşananlarla ilgili fikirlerini ifade etme noktasında üretmeyi uygun gören bir yönetmen. Bu noktada, ekipçe, yakın tarihimize bakarak, darbe ve iltica konularını sinemalarına taşımak istemişler.

    Filmde hikaye Sezin Akbaşoğulları'nın canlandırdığı Özgür adlı karakterin etrafında dönüyor. Özgür, 80 darbesi sonunda Fransa'ya iltica eden bir ailenin Fransa'da doğan ve büyüyen kızı. Babası ölmeden önce bir mektup bırakır Özgür'e ve Özgür orada babasının Türkiye'ye gömülmek istediğini öğrenir. Babasını defnedebilmek için hayatında ilk kez Türkiye'ye gelen Özgür, T.C kimliği olmayan babasını gömemez. Çaresiz kalan Özgür babasının ailesiyle irtibat kurmak durumunda kalır. Babasının ailesini tanıdıkça, farklı kültürlerle, farklı yaşam çeşitleriyle, mahallelerle, evlerle, alışkanlıklarla, inançlarla, geleneklerle, kısacası hiç bilmediği dünyalarla karşılaşacak, bocalayacaktır. Kendini ait hissetmediği bu mekanlarda babasını gömmenin yollarını ararken ona biri yol arkadaşı olacaktır: Caner Cindoruk'un canlandırdığı Ferhat karakteri. Ve elbette bir aşk başlayacak, eşlik edecektir bu yolculuğa...

    Film, 80 darbesini iltica üzerinden, kişisel bir hikayeden yola çıkarak anlatmasıyla farklı ve değerli. Özgür'ün yaşadığı aidiyetsizliğin benzerleri çok yaşanmış zamanında, iltica yüzünden kendi kültürüne uzak bir hayat yaşamış çok genç var şüphesiz. Faşizmin izleri, o zamanlardan bu zamanlara çok kişinin üzerinde bir yara olarak kaldı. Bu anlamda bu filmi önemsiyorum. Öte yandan kişisel olarak hiçbiryere ait olamama duygusu üzerinden "yabancı" ismi de anlamlı. Sezin Akbaşoğulları, Fransa'da doğmuş ama Türk bir ailede yetişmiş bir kız olarak, yarı bozuk Fransızca, yarı bozuk Türkçe'ye sahip olması gerektiği için Fransızca dersler almış, Ülkü Duru da oyuncu koçu olarak kendisine yardımcı olmuş aksanlarda. Sezin Akbaşoğulları soğuk, sert bir karakter sergilemiş. Aslında özdeşleşmesi zor bir karakter olmuş, antipatik bile gelebilir izleyiciye ama bence bu bilinçli bir tercihti. Filmde en çok beğendiğim oyunculuk ise az bir rol olmasına rağmen Selen Uçer'inki oldu.  Türbanlı bir kadını oynayan Uçer, daha önce kendisini görmediğimiz bir karaktere bürünmüş ve en güzel şekilde de canlandırmış. Gene rolü çok fazla olmasa da başarılı olan oyunculardan bir diğeri Serkan Keskin'di. Caner Cindoruk ise pek inandırıcı gelmedi bana şahsen.

    Filmde Özgür ile birlikte çok farklı İstanbul'larda geziyoruz. Özellikle Özgür'ün akrabalarından bazılarının evindeki türbanlı kadınlar, o evde olup bitenler, o evdeki "Müslümanlık", çok uçlarda ve sert çizgilerle çizilmiş. Filmin en eleştiri alan kısımları o sahnelerdi, festivalden sonra en çok o sahnelerin konuşulduğunu hatırlıyorum.  Anti-islam bir tutum sergiliyor gibi duran film, aslında bu sahnelerde bir yandan islami kesimin içinde varolan başka bir kümeyi, başka bir kesimi işaret ediyor. Biraz karikatürize olmuş açıkçası, söylemek istediğini ifade etmekte, izleyiciye geçirmekte sorunları var. Fakat cesur bir gösteri olduğu da çok açık.

    Filmle ilgili bir sıkıntı da sonlara doğru onca önemli konunun bir yere bağlanamaması, ve hatta sonunun, savunduğu şeyin tersiymiş gibi bir hal alması. Tüm film bireysel mücadeleyi savunurken, sonunda, tek başınıza bu kadar da mücadele etmeyin, olacak şey belli, der gibi olmuş. Sonuç olarak yakın dönem tarihimizde yaşanan gerçek olayları hatırlatan, bizi kesinlikle düşündüren, fakat çok fazla önemli konuyu biraraya toparlayamayan, sonlara doğru hafiften kan kaybeden bir film var karşımızda. Yönetmen ise beni heyecanlandırıyor, sinematografik açıdan da cesur konu seçişi açısından da ilk film için iddialı, gelecek filmlerinden hayli ümitliyim. Haftanın izlenip üzerine düşünülesi filmlerinden...

    twitter.com/blossomel

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top