En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Alp T.
Takipçi
301 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
14 Eylül 2014 tarihinde eklendi
Jon Burroughs (Domhnall Gleeson) günlük iş hayatı dışında müziği çok seven hatta kendi bestelerini yapmaya çalışan birisidir ve bir grup ile müzik yapmayı çok ister. Bir gün Jon dışarıda iken bir müzik grubunun piyanistinin başının belaya girdiğini görür. O sırada gruba boş yer çıktığı için Jon gruba katılır ve akşam bir konsere çıkarlar. Konser berbat geçmiştir ama Jon'un kafasında gruptan bazı kişiler kalmıştır. Bunlar grubun yöneticisi Don (Scott McNairy), oldukça agresif olan Clara (Maggie Gyllenhaal) ve de en önemlisi grubun solisti olan Frank. (Michael Fassbender) "Kimdir bu Frank? Neye benziyor?" gibi sorular Jon'un kafasına takılmıştır. Bu sırada grup Jon'u "büyük bir iş" için İzlanda'ya çağırır. Jon hemen gruba katılır. Fakat bu büyük bir işin albüm yapmak olduğunu Jon anlamamıştır. Bu olaylar gelişirken Jon, Frank ve diğer ekip üyeleri ile anlaşmaya ve anlamaya çalışır.
Filmin hoş bir konusu var. Gerektiği zaman dramatik, bazen de başarılı bir kara mizahı var filmin. Filmin kendisi de hiç sıkmadan, güzel bir biçimde ilerliyor. Bunlar filmin olumlu yönlerinden bir kaçıydı.
Olumsuz yönü ise sadece şu; Tüm film Jon'un bakış açısından ilerliyor ve işler onun için yarım kalıyor. Yani ne olacağını bilmiyoruz. Filmde Jon'un kaderini belirlemek yerini müzik grubunun ve tabii ki Frank'in kaderi belli oluyor. Yani Jon bize filmin konusunu daha iyi açıklamaya çalışan bir araçmış gibi bir görev üsteniyor ve sonunda da unutuluyor. Bu kısımlar filmde daha iyi bir sona ulaşabilirdi belki.
Tamam olumlu ve olumsuz yönlerden sonra filmde daha dikkat çekici bir öge ise tabii ki oyunculuklar. Domhnall Gleeson, gerçekçi ve iyi bir şekilde oynamış. Maggiie Gyllenhaal ise karakterliğinin agresifliğini çok iyi yansıtmış. Ama Michael Fassbender'i ise ayrı geçerim. Bu adamın oyunculukları zaten başarılı, bu filmde de iyi bir iş çıkarmış. Karakteri zaten hareketli, yaşam enerjisi olan biraz da deli bir tip. İyi bir iş çıkartmış.
Frank, iyi bir film. Türünün sevenlerini veya sevmeyenlerini birazcık bile olsa tatmin edebilecek eğlenceli bir film. İzlenebilir. 3.5/5
Klavye çalmanın yanısıra kendi şarkılarını da yazan ve bu konuda yetenekli olduğunu düşünen Jon, bir gün sandviçini almış sahil kenarında oturup ilham ararken bir adamın kendini denizde boğmaya çalışmasına tanık olur. İşin ilginç yanı park etmiş bir minibüsün önünde duran bir adamın usanmış bakışları boğulan adamın üzerindedir. Adam, çılgınca bir hareket yaptığını söylediği bu kişinin kendi müzik gruplarının (artık eski) klavyecisi olduğunu söyler, Jon da kendisinin de klavye çaldığını belirtme ihtiyacı duyar. Adam minibüse girer, görmediğimiz birine bir soru sorar ve Jon’a dönüp artık gruplarının yeni üyesi olduğunu söyler. Kafasında kocaman bir maske taşıyan Frank’in liderliğinde toplamda birbirinden tuhaf beş kişiden oluşan bu eksantrik müzik grubunun yeni üyesi haline gelen Jon, ilk iş olarak onlarla birlikte bir albüm kaydetmek üzere kırsalda bir eve taşınır. Yeni arkadaşlarıyla yaşadığı her şeyi videoya çekip Youtube’a yükler, attığı her adımın da tweet’ini paylaşır. Henüz yirmi bile olmayan takipçisi bu absürt insanların absürt davranışlarına sosyal medya aracılığıyla tanıklık edince on binleri bulan bir kitle artık Jon, Frank ve diğerlerini ABD’nin en büyük festivallerinden birinden davet almaya kadar iteler.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.