"Aşırı özel bir koruma ajanı olan Michael Bryce (Ryan Reynolds), bir müşterisi vurulduktan sonra işini kaybeder ve hayatında dibe batar. Bu sırada da CIA'de çalışan eski sevgilisi Amelia Roussel (Elodie Yung), Bryce'dan elinde tuttuğu bir suçluyu yargılanması için mahkemeye götürmesini ister. Ve bu suçlu da Darius Kincaid (Samuel L. Jackson)'ın ta kendisidir. Birbirleriyle hiç anlaşamayan bu ikili, yoldaki tehlikelerden sağ çıkıp diktatör Vladislav Dukhovich (Gary Oldman)'in yargılanması için yola çıkar."
Bu filme girerken ne düşüneceğimi bilmiyordum çünkü bu film her türlü sonuçlanabilirdi. Filmin fragmanlarından çok etkilenmemiştim ve eleştirmenlerin bu film hakkında yazdıkları yazıları görünce bu film için bütün beklentilerimi iyice düşürmüştüm. Ama bu film benim için büyük bir sürpriz oldu. Uzun zamandır hiç bu kadar eğlenceli bir film izlediğimi hatırlamıyorum. Gerçi bu, filmin çok iyi olduğu anlamına gelmiyor ama bir yaz filmi olarak The Hitman's Bodyguard, bana istediğim her şeyi verdi.
Önce iyi yanlardan başlayalım. Bir önceki filmi Cehennem Melekleri 3 olan Patrick Hughes'ın bu filmdeki yönetmenliğini daha başarılı buldum. Her ne kadar filmdeki bazı aksiyon sahneleri bazen sallantılı ve karanlık olsa da, çoğu zaman netti ve sizi direk olayın içine alıyor. Mesela Ryan Reynolds'ın bir hırdavat dükkanında eline geçen her türlü alet ile kötü adamı öldürmeye çalışması, bana Kingsman'daki kilise sahnesini çok anımsattı (bütün sahnenin tek çekim gibi gösterilmesi ve kamera stili gibi). Eğer bu filmden bol miktarda aksiyon bekliyorsanız, The Hitman's Bodyguard'da bunu fazlasıyla bulacaksınız ve yönetmen Patrick Hughes da bu konuda başarılı bir iş çıkartmış.
Aynı zamanda bu film çok komikti! Tamam, bazı şakalar ortalamaydı ama genel anlamda yerlere yattığım sahneler çok oldu bu filmde. Bunun da en büyük nedeni, Samuel L. Jackson ile Ryan Reynolds'un kimyasından kaynaklanıyor. Eğer Jackson ile Reynolds'un sosyal medyada ve filmlerinde gösterdiği absürt kişiliklere bayılıyorsanız, bu filmde onun 10 kat fazlasını bulacaksınız. Özellikle de Jackson'ın bu filmi çekerken ne kadar iyi vakit geçirdiği rahatça görülüyor. Ayrıca oyunculuklardan Salma Hayek de çok komikti. Benim için filmin en büyük sürprizi oydu, Hayek'in bu kadar eğlenceli olmasını beklemiyordum.
Sırf bu saydığım şeyler bile The Hitman's Bodyguard'ı son derece eğlenceli bir film yapmaya yetiyor. Fakat her filmde olduğu gibi, bu filmin de kusurları var. Ve benim için bu filmin en büyük sorunu karmaşık tonundan kaynaklanıyor.
Bu film, bir anda patlamalarla ve bolca ölümle dolu absürt bir aksiyon filmiyken, birdenbire herkesin tehlike içinde olduğu ve insanların hayatını kaybedip herkesin üzüldüğü bir filme dönüşüyor. Bu özellikle de son 15 dakikada fark ediliyor.
Mesela Gary Oldman'ın karakterini ele alalım. Oldman'ın oyunculuğuna lafım yok (hatta onun yeniden bir kötü adamı canlandırmasını görmek çok havalıydı) fakat ne zaman film ona odaklansa başka bir film izliyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz, sanki Oldman'ın bu filmle hiçbir alakası yokmuş gibi.
Ayrıca filmin süresi gereğinden fazla uzundu. Çünkü film ortalara doğru biraz kendisini tekrarlamaya başlıyor ve konusunu başka bir yere çekmek için de ortaya yeni karakterler, ayrı hikayeler atmaya çalışıyor. Bu da haliyle, filmin dinamik temposunu biraz düşürmüş.
Ama genele bakacak olursak, bu sorunlara çok da kafanızı takmanıza gerek yok. Her ne kadar senaryosu ve tonu hakkında büyük sorunlar yaşasa da The Hitman's Bodyguard, hoş bir yaz sonu seyirliği. Oyunculukları keyifli, esprileri çoğu zaman başarılı ve aksiyon sahneleri oldukça doyurucu. Çok akılda kalıcı olmasa bile, izlerken eğlenceli vakit geçireceğiniz kesin. Daha önceden benzerleri yapılmış olsa da sırf Reynolds/Jackson ikilisinin atışmalarını izlemek bile bu filme göz atmak için yeterli bir sebep. İyi seyirler.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Ryan Reynolds, Samuel L. Jackson ve Salma Hayek'in kimyaları.
+ Çoğunlukla başarılı olan yaratıcı aksiyon sahneleri.
+ Hızlı ilerleyen tempo.
+ Çoğunlukla başarılı espriler.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Filmde çok gereksiz duran ton değişiklikleri.
- Gary Oldman'ın başka bir filmdeymiş gibi hissettirmesi.
- Filmin bir süreden sonra kendisini tekrara sarması.
TOPLAM PUAN: 6.8/10