Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
‘Belalı Tanık’ta öykü Londra, Manchester, Amsterdam ve Lahey gibi kentlerde geçerken Hughes’un yapıtı, sanırım en çok, Hollanda’nın kanallar ve dar sokaklarla süslü başkentini aksiyon alanına çevirmesiyle hatırlanacak. Filmin en hoş sahnesi ise Darius’la Sonia’nın tanışma faslı olsa gerek.Sonuç? Oyuncu kadrosu, akıcı anlatımı, çekici Amsterdam görüntüleri, iyi yazılmış diyalogları ve (‘Tam Gaz’ ve ‘Sarışın Bomba’ kadar olmasa da) kulak kabartmaya değer soundtrack’iyle ‘Belalı Tanık’, haftanın en iyi seçeneği. Son olarak afişindeki görüntü dışında filmin Kevin Costner ve Whitney Houston’lı ‘The Bodyguard’la pek bir ilgisi yok.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Bir yandan dur-durak bilmeyen bir tempo. Sürekli sürprizlerle gelişen bir entrika. Londra ve özellikle de Amsterdam’daki aksiyon, takip ve şiddet sahnelerinde elde edilen yüksek görsellik düzeyi. Daha da önemlisi, sanki bir Quentin Tarantino elinden çıkmış gibi duran o tatlı gevezelik; sözün en kritik, en eyleme muhtaç durumlarda bile kral olmasını getiren tercih. Ayrıca Dukhovich kimliğiyle dünyanın tüm diktatörlerine getirilen eleştiri de filme politik bir mesaj yüklüyor. Hernekadar bu kez tüm Rus’ların ‘kötü adam’ olmasıyla bir tür ırkçılığa saplansa da..
Eleştirinin tamamı için: T24
Arka Pencere
Yazar: Burçin S. Yalçın
Film bu türün gerektirdiği ne varsa, onları A'dan Z'ye yerine getiriyor. Öncelikle bir aksiyon olarak iyi işliyor. Her şeyin ziyadesiyle dijitalleştiği günümüzde klasik dublörlü saahnelerin yoğun olduğu aksiyon sahneleri gerçekten heyecan verici. Amsterdam sekansı hakikaten nefes kesiyor. Michael ve Darius arasındaki zıtlık baştan sona iyi işliyor. Belki her espri gülmekten kırıp geçirmiyor ama film zaman zaman gerçekten ilginç özel anlar yakalıyor: Rahibelerle dolu minibüse bindikleri veya Michael'ın Amsterdam'da bir sokak kafesinde arkasında kızılca kıyamet koparken öylesine oturduğu gibi birbirinden eğlenceli sahneler arka arkaya sökün ediyorlar.
Eleştirinin tamamı için: Arka Pencere
Sabah
Yazar: Olkan Özyurt
Yönetmen Patrick Hughes, politik bir aksiyon olarak tanımlanacak Belalı Tanık filmini ikilinin çatışmalarından kaynaklanan mizahla zekice yoğuruyor. Zaten filmi iyi yapan ve görece son dönemdeki aksiyon filmlerine göre farklı kılan da bu yanı. Oyuncuların mimiklerinden, sahne tasarımına kadar bu mizah kendini gösteriyor. Ayrıca kimi filmlere (tabii en çok Kevin Costner'lı The Bodyguard'a) yapılan göndermelerle de aksiyon ve komedi harmanı iyi kotarılıyor. Sonuç olarak seyirlik keyfi yüksek bir film ortaya koyuyor Hughes.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Hurriyet
‘Belalı Tanık’ta öykü Londra, Manchester, Amsterdam ve Lahey gibi kentlerde geçerken Hughes’un yapıtı, sanırım en çok, Hollanda’nın kanallar ve dar sokaklarla süslü başkentini aksiyon alanına çevirmesiyle hatırlanacak. Filmin en hoş sahnesi ise Darius’la Sonia’nın tanışma faslı olsa gerek.Sonuç? Oyuncu kadrosu, akıcı anlatımı, çekici Amsterdam görüntüleri, iyi yazılmış diyalogları ve (‘Tam Gaz’ ve ‘Sarışın Bomba’ kadar olmasa da) kulak kabartmaya değer soundtrack’iyle ‘Belalı Tanık’, haftanın en iyi seçeneği. Son olarak afişindeki görüntü dışında filmin Kevin Costner ve Whitney Houston’lı ‘The Bodyguard’la pek bir ilgisi yok.
T24
Bir yandan dur-durak bilmeyen bir tempo. Sürekli sürprizlerle gelişen bir entrika. Londra ve özellikle de Amsterdam’daki aksiyon, takip ve şiddet sahnelerinde elde edilen yüksek görsellik düzeyi. Daha da önemlisi, sanki bir Quentin Tarantino elinden çıkmış gibi duran o tatlı gevezelik; sözün en kritik, en eyleme muhtaç durumlarda bile kral olmasını getiren tercih. Ayrıca Dukhovich kimliğiyle dünyanın tüm diktatörlerine getirilen eleştiri de filme politik bir mesaj yüklüyor. Hernekadar bu kez tüm Rus’ların ‘kötü adam’ olmasıyla bir tür ırkçılığa saplansa da..
Arka Pencere
Film bu türün gerektirdiği ne varsa, onları A'dan Z'ye yerine getiriyor. Öncelikle bir aksiyon olarak iyi işliyor. Her şeyin ziyadesiyle dijitalleştiği günümüzde klasik dublörlü saahnelerin yoğun olduğu aksiyon sahneleri gerçekten heyecan verici. Amsterdam sekansı hakikaten nefes kesiyor. Michael ve Darius arasındaki zıtlık baştan sona iyi işliyor. Belki her espri gülmekten kırıp geçirmiyor ama film zaman zaman gerçekten ilginç özel anlar yakalıyor: Rahibelerle dolu minibüse bindikleri veya Michael'ın Amsterdam'da bir sokak kafesinde arkasında kızılca kıyamet koparken öylesine oturduğu gibi birbirinden eğlenceli sahneler arka arkaya sökün ediyorlar.
Sabah
Yönetmen Patrick Hughes, politik bir aksiyon olarak tanımlanacak Belalı Tanık filmini ikilinin çatışmalarından kaynaklanan mizahla zekice yoğuruyor. Zaten filmi iyi yapan ve görece son dönemdeki aksiyon filmlerine göre farklı kılan da bu yanı. Oyuncuların mimiklerinden, sahne tasarımına kadar bu mizah kendini gösteriyor. Ayrıca kimi filmlere (tabii en çok Kevin Costner'lı The Bodyguard'a) yapılan göndermelerle de aksiyon ve komedi harmanı iyi kotarılıyor. Sonuç olarak seyirlik keyfi yüksek bir film ortaya koyuyor Hughes.