En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Ugur Tazegül
Takipçi
672 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
19 Nisan 2017 tarihinde eklendi
FİLMLE İLGİLİ TÜM ÖNYARGI VE ELEŞTİRİLERİ BİR TARAFA BIRAKIN VE SAKİN KAFAYLA İZLEYİN ÇOK BEĞENECEKSİNİZ
1985 yapımı Brazil ve bu filmden on yıl sonra çektiği 12 Maymun (Twelve Monkeys) ile bilimkurgu hayranlarının vazgeçilmez yönetmenlerinden biri olarak anılan Terry Gilliam’ın 2000’ler sonrası çektiği filmlerin, yönetmenin ilk yıllarını arattığı kuşku götürmez bir gerçek. Bu sebeple yönetmenin türe yeniden dönüş yaptığı Sıfır Teorisi (The Zero Theorem) birçok sinemasever tarafından senenin en merak edilen filmlerinden biri olarak görülüyordu, lakin film ne yazık ki Gilliam ekolünün artık 90’larda kaldığını bir kez daha kanıtlıyor.
İnsanlarla iletişim kurmayı sevmeyen ve tek gayesi hayatın anlamını çözmek olan Qohen’in hikayesi Terry Gilliam’ın ellerinde bir kapitalizm ve din eleştirisine dönüşmüş. “Yönetim” tarafından amacı; her şeyin aslında hiçbir şeye eşit olduğunu ispatlamak olarak belirlenen bilgisayar uzmanı Qohen’in bu sıra dışı hikayesi; bir yandan içinde bulunduğumuz koşulların durumunu gerçekçi bir dille yansıtırken bir yandan da yakın gelecekte dünyamızın nasıl bir yer olacağına dair eleştirel bir bakış sunuyor.
Distopik filmlerin usta yönetmeni Gilliam, bu kez yarattığı dünyanın merkezine kapitalizmi koyarak en başından açılış sekansıyla birlikte sağlam bir eleştiri getirmeyi planlamış. Filmin ilk bölümünde ne istediğini bilen ve bunu seyirciye aktarırken kapitalizmi kendi evreninde yerden yere vuran Gilliam, bu ilk bölümün ardından omuzlarına aldığı yükün ağırlığında kayboluyor ve seyircinin sıkılmasına sebep olarak, boş konuşan bir filme imza atıyor. Kapitalizm eleştirisinin yanı sıra inanç sistemlerini de, filmde kullanılan neredeyse tek mekan “kilise” üzerinden sorgulayan Sıfır Teorisi, bu noktada da seyirciyi tatmin etmeyi başaramıyor. Aslında ilk bakışta oldukça ilgi çekici bir konuya sahip olan film aynı çekiciliği senaryonun beyazperdeye aktarılmasında sağlayamıyor. İlk senaryo deneyimini Sıfır Teorisi ile yaşayan Pat Rushin’in de çıkan sonuçtan memnun olduğunu düşünmüyorum; zira yaratılan kapitalizm distopyasının kendi içinde tezatlar içerdiği su götürmez bir gerçek.
Son 5 yıla iki Oscar sığdıran Christoph Waltz’ın başarılı oyunculuğuyla ayakta duran filmin başrolündeki Waltz’a Matt Damon, Melanie Thierry ve Tilda Swinton eşlik ediyor. Kısaca özetlemek gerekirse Sıfır Teorisi için beklentinin yüksek olduğunun farkındayım, ama filmin bu beklentiyi karşılayamadığını üzülerek de olsa belirtmek zorundayım. Umuyorum ki Terry Gilliam, bizlere bir kez daha Brazil gibi bir başyapıt armağan eder; yoksa kendisini hep 2000’ler öncesi çektiği filmlerle hatırlamaya devam edeceğiz.
Bilim kurgu sever olarak beni fazlasıyla etkilemedi. Evet filmdeki görsellik ve atmosfer gayet güzeldi ama sanki bir şeyler eksik kaldı. Hayatın anlamını konu edinen çok sayıda film çekildi ve bu onların yanında biraz yavan kaldı.
(...) Bilim kurgu klasiklerinden Brazil ve 12 Maymun gibi kült eserleriyle tanınan Terry Gilliam'ın son filmi Sıfır Teorisi, hayatın anlamını arayan bir bilgisayar dehasının öyküsünü anlatıyor. Bu ilgi çekici senaryo Gilliam'ın deli işi tarzıyla buluştuğunda ortaya karmaşık ve seyri zor bir film çıkıyor. Diğer taraftan, özellikle Christoph Waltz olmak üzere yıldız oyunculardan oluşan kadronun performansı filmin en önemli artılarından biri. Daha çok Gilliam hayranlarına hitap eden Sıfır Teorisi, tüm olumsuzluklara rağmen sabırlı bilim kurgu hastalarının kaçırmaması gereken ilginç bir film.
distopik filmlerden biri daha diyecektim ki, "terry gilliam'ın efsane geri dönüşü" olarak lanse edilen filmi Brazil hatrına bekletmeden izledim. Günümüz CGI saysinde görselliğide bezenmiş sislenmiş. Ama anahatlarıyla aynı paralelşikte devam ediyor. biraz izleyici yorumuyla sonlansada. Bu tür film severlerin beğeneceği bir film olmuş. tabi 12maymun filmininde yakında dizisi çıkacak diye duyumlar varken , keşke yönetmen 73-74 yaşında olmasada daha daha filmler çekiverse diyoruz , adamın hyalgücüne şapka çıkartılır reesmen.
Alıntı: “1984 yılında çektiğim Brazil’de, o tarihte dünyadan ne anlıyorsam onun resmini çizmeye çalışmıştım. Sıfır Teorisi’nde de,şuanda dünyadan ne anlıyorsam onu resmetmeye çalıştım.” Gelecekte dünyanın nasıl çarpık bir hale bürüneceğini hakkıyla filme çekecek bir yönetmen varsa, olsa olsa Terry Gilliam’dır. Ünlü yönetmen bu filmde, gelecekte Londra’da geçen bir öyküyü anlatıyor: Varoluşsal acılarla kıvranan, sıra dışı bilgisayar dahisi Qohen Leth’in öyküsünü. Elinde “Ben neden varım?” sorusuna yanıt olabilecek gizemli bir proje var. Fakat, cilveli Bainsley ve patronun oğlu Bob’un ziyaretleri Qohen’in yalnızlığını sık sık bozuyor.
Bugüne kadar görüp görebileceğiniz en şahane bilim kurgu filminden bahsedeceğim.
Filmimiz dışarıyla hiçbir bağlantısı olmayan bir Bilgisayar Dehası Qohen'in hikayesi üzerine odaklanıyor. Qohen, Yönetici'nin verdiği gizli bir proje üzerine çalışmaya başlar. Bu çalışmanın amacı ise "Sıfır Teorisi" adı altında bir anlamsız varlığı kanıtlamak. Güzeller güzeli bir kadın Bainsley ile çok sonrasında 15 yaşında bir genç olan Bob karşılarına çıkar. Bu durum onun hayatını iyice tuhaflaştırır.
Oyunculuklar konusunda, özellikle Christoph Waltz dört dörtlük bir performans çıkardı. Buna ek olarak Mélanie Thierry, Tilda Swinton ve Matt Damon'ın oyunculuk performansı apayrı bir mükemmel. Muhteşem görselliğiyle ve aklınızdan çıkmayacak bir öyküsüyle, aynı zamanda "Gelecek nedir" ve "Sıfır nedir?" sorularıyla mükemmel bir film.
Unutmayın: Sıfır sadece bir rakamdan ibaret değildir. Bir rakamdan çok daha fazlasıdır. Bir hayattır.
Terry Gilliam’ın distopik sinemaya uzak olmadığını herkes bilir. Daha doğrusu distopya denince akla gelen ilk filmlerden Brazil ve Twelve Monkeys’in bu adamın elinden çıktığını herkes bilir. Yetmiş iki yaşındaki emektar sinemacı, yaşına başına bakmadan yeniden dünyanın ve insanlığın gittiği bok çukurunu resmetmek adına yönetmen koltuğuna geçiyor; yanına ise çok kısa bir süreçte ünlenip kariyerinin en iddialı rolleriyle Oscar’ları kucaklayan Christoph Waltz, Matt Damon ve Tilda Swinton’ı alıyor. Fakat bu yıldız kadroya ve eldeki merak uyandıran senaryoya rağmen Gilliam’ın formunu koruduğunu söylemek cesaret istiyor.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.