En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.065 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
14 Ekim 2024 tarihinde eklendi
Ziyadesiyle özgün senaryosunu da kaleme almasının yanı sıra, ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini de çeken Can Kılcıoğlu'nun yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Karnaval"; romantik bir drama olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle çekilmiş olduğu her halinden belli olmasına ilaveten...
Özellikle de Serdar Orçin'in mükemmel bir performans sergilediği bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Otomobilinde uyumakta olan 30'lu yaşlarındaki Ali Sinan "Alis" (Serdar Orçin)...
Narlıdere Belediyesi'ne bağlı çöp kamyonunun...
Çöp toplama işlemi esnasında uyanarak dışarıya çıkıp...
***
Annesi Gülay (İpek Bilgin) tarafından dış dikiz aynasına asılmış...
Bir naylon poşetin içindeki kahvaltılık ekmek arası sandviçini afiyetle yemeye başlarken...
Gazetede...
Kendisi için işaretlenmiş iş ilanlarına da...
Şöyle bir göz atar...
***
Ardından da...
Bagajdaki kravatı boynuna...
Ayakkabıları da ayaklarına geçirdiği gibi...
Bir umumi tuvalet de...
Sakal tıraşını da olup...
Genellikle 20'li yaşlardaki insanların başvuru da bulundukları...
İş görüşmesine gider...
***
Ve elbette sonuç...
Alis için yine hüsran ile sonuçlanırken...
Annesi de elindeki torbaya doldurduğu...
Ana menüsü...
Domatesli pilav ile barbunyadan oluşan...
Öğlen ve akşam yemekleriyle çıkıp gelir...
***
Neyse...
Öğlen yemeği faslını hallederken...
Hoşlanmadığı biber dolmalarından da dökerek kurtulan Alis...
Dayısının (Yavuz Pekman) kendisine hediyesi olan 1992 model Ford Taunus ile çıktığı yolda birden...
Kenarda motosikletini tamir etmeye çalışan Demet'e (Tülin Özen) rastladığında...
Kibarca yardım etme teklifinde bulunur...
***
Derken...
Kendi olanakları çerçevesinde...
Tamiri mümkün olmayan motosikleti...
İçindeki eşyalar ve atılmamış çöpler nedeniyle...
Demet'in "Sinekli Bakkal"a benzettiği...
Otomobilin üstüne yükler yüklemez...
Demet'in garson olarak da hizmet ettiği...
Babası Cihan'ın (Vedat Erincin) sahibi olduğu Demet Düğün Salonu'na doğru yola koyulurlar...
***
Aynı günün akşamına...
Arkadaşlarından Eray (Sarp Aydınoğlu) ile çiğdem çitleyip laflayan Alis...
Demet'in otomobiline atfen kullandığı...
Sinekli Bakkal'ın neyi sembolize ettiğini ondan da öğrenemez...
***
Ertesi sabah...
Diğer günlerde olduğu şekilde...
Kahvaltısını yapıp...
Gazetede annesinin işaretlediği ilanları incelerken Alis'in gözüne...
Satış temsilcisi arayan "Karnaval" isimli şirketin ilanı ilişir...
***
Ancak günün asıl sürprizi...
Kendi bulduğu bir kız ile oğlunu...
Bir an önce baş göz etmeyi planlayan annesinin işsiz ve parasız pulsuz Alis'e...
Eczane teknikeri Ayşem (Pınar Gök) adındaki komşu kızını ayarlamış olmasıdır...
***
Yine de çok geçmez Alis...
Yetkilisiyle (Cemalettin Çekmece) görüştüğü Karnaval'ın satış temsilcilerinden biri olacağını zannederken...
Gerçekte kendisine...
Sattığında 2 yüz dolar kazanacağı 2 bin dolarlık Karnaval marka halı temizleme makinalarından bir adeti...
Senet sepet karşılığında doğrudan iteleniverir...
***
Ki artık...
O günkü kur ile 3.605 TL eden...
O halı temizleme makinası...
Yani Karnaval...
Babası İsmail'e (Sait Genay) küsmesi...
***
Ve...
Onun işlettiği kanepe, sandalye, koltuk imalatı dükkanında çalışmayı reddetmesi sebebiyle...
Otomobilinde yaşayan Alis'in yanındaki ön koltukta...
Emniyet kemeri de bağlanmış yepyeni arkadaşıdır...
***
Sonrasında da...
Şirketin bir satış eğitimi programına da iştirak eden Alis...
Tekerleklerinin montajını da tamamladığı Karnaval ile beraber...
İzmir sokaklarında turlayarak...
El broşürleri de bırakmak suretiyle...
Satılacağı talihli müşteriyi ararlar...
***
Üstelik an itibarıyla...
Onlardan birisi de...
Broşürdeki telefon numarası aracılığıyla kendisine ulaşarak evine davet eden...
Karnaval'ın tanıtımını yapacağı...
Demet'in babası Cihan'da olmuşken...
Dakika 40...
***
Şu ana kadar ağırlıklı olarak...
Ebeveynlerinin kurguladıkları yaşam tarzına sıkışıp kalmış olan Alis'i tanıdığımız filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; İzmir'i küçük bulması ve kendini babasının hastabakıcısı olarak hissetmesi nedeniyle İstanbul'a taşınıp pastacılık yapmak isteyen 30'lu yaşlarındaki Demet'in dünyasını da dikkatle izleyip...
Her ikisinin birden hayal kırıklıklarına tanıklık edeceğimiz, 56 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Düşük bütçeli bir filmden beklenmeyen düzeyde kaliteli bir yapım. Trajikomikmi desem yoksa melankolik bir hikayemi desem bilemedim. İzlerken Alis'in durumuna hem üzülüyorsunuz hem de düştüğü durumlar karşısında ister istemez gülmeden edemiyorsunuz. Yalnız herşey iyi hoşta, Demet'in ortada henüz birşey yokken sanki varmış gibi Alis'i Ayşem'in fotoğrafından kıskanma sahnesi gereksiz ve saçmaydı. Serdar Orçin ve Tülin Özen'in birbirlerine karşı uyumu çok iyiydi. Çok az salonda oynaması kimseyi yanıltmasın. Devasa bütçeli yapımlardan daha fazla keyif alacağınızdan eminim.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.