Hesabım
    Minyonlar
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Minyonlar

    Milyonların sevgilisinden hayal kırıklığına…

    Yazar: Su Bahadır

    Çılgın Hırsız serisiyle Gru’nun minik sarı yardımcıları olarak beyazperdede boy gösteren ve 7'den 70’e herkesin kalbini kazanan minyonlar Pierre Coffin ve Kyle Balda imzalı, Universal Pictures ve Illumination Entertainment ortak yapımı yeni film Minyonlar ile kendi maceralarını yaratıyor.

    Hizmet edilecek en çılgın efendiyi bulmak için tarih öncesi çağlardan beri arayışlarını sürdüren kahramanlarımız en sonunda umutsuzluğa düşerek kendilerine kurdukları buzul mağarada yok oluşun eşiğine geliyor. Ancak Kevin, çocuksu Bob ve müzik sevdalısı Stuart, kabilelerini kurtarmak için 1968 senesinin New York’una doğru yola çıkıyor ve hizmet edilecek en çılgın efendiyi bulmadan kabileye dönmemeye ant içiyor.Gelmiş geçmiş en büyük kötü olarak görülen Scarlet Overkill ve mucit eşi Herb Overkill için çalışma şansına erişen kahramanlarımız için elbette ki, işler hiç de ummadıkları yönlere sapıyor.

    Filmin dünya çapında sevilen küçük, sarı ve saf minyonları temel aldığı için topladığı ilgiyi hak etmediğini söylemek yanlış olmaz. Gru ve kızlarla geçen 2 başarılı filmin ardından minyonların yeni macerası beklentilerin oldukça altında kalıyor. Minyonların kendi içlerindeki diyalogları ve dinamikleri dışında iç ısıtan ya da zeki pırıltısı barındıran bir sahneye rastlamak çok zor. Hem çocuklara, hem de yetişkinlere yönelik bir film ortaya çıkarmaya çalışan yapım ekibi, ne yazık ki ikisinde de başarısız olmuş. Animasyon filmlerin son 10 yılda yaşadığı devrim, gittikçe daha çok şiddet öğesini animasyonlara ekleyerek yetişkinlere de hitap etme uğraşı bu filmin de başını yakmış diyebiliriz. Filmde yer alan aşırı şiddet, bir çocuk için olduğu kadar bir yetişkin için de rahatsız edici oluyor. Çünkü sevimli minyonları seyretmeye gelen seyirciler, arkadaşlarını kurtarmak için nükleer bomba yutmak zorunda kalan ya da onu öldürmek için peşinden koşan 50 kötü adama bir bir av olup korku içinde titreyen minyonlarla karşı karşıya kalıyor. Filmin animasyon kalitesinin de Çılgın Hırsız’daki  gibi olmadığını söylemek yanlış olmaz. Renk seçimleri, çizgiler ve şekiller olarak ele aldığımızda yetişkinlerden çok çocuklara yönelik olan, ancak hikaye örgüsünü ve sahnelerini ele aldığımızda çocuklardan çok yetişkinlere yönelik olan bir film var elimizde. Anlaşılan o ki Çılgın Hırsız serisinde yönetmen olarak yer alan Chris Renaud’un Minyonlar’da olmaması filmin kaderini bir hayli değiştirmiş.

    Filmin belki de en başarılı yönü Heitor Pereira tarafından üstlenilen müzik seçimleri. Jenerikten itibaren çok doğru parçaları kullanan filmin soundtrack’inde Jimi Hendrix’ten Foxy Lady, The Turtles’tan Happy Together ve The Kinks’ten You Really Got Me gibi keyifli parçalar yer alıyor. Filmin orijinal seslendirme kadrosunda yer alan Sandra Bullock ve Jon Hamm,, Hollywood getirisi olarak çok kısıtlı bir ses yelpazesiyle çalışmış olsa da, filmin Türkçe dublajını üstlenen Beren Saat ve Kenan Doğulu’nun seslendirmesinden çok daha başarılı bir işe imza atmışlar. Saat’inki kadar naif bir ses süper kötü Scarlet’e uymamış, Doğulu’nun alıştığımız sesi ise sözlerdeki duyguyu yansıtmak konusunda zayıf kalmış. Ancak başroldeki 3 minyonu seslendiren Pierre Coffin’in İspanyolca, Fransızca, İtalyanca ve İngilizce kelimelerin çarpıtılmış versiyonlarıyla ortaya koyduğu ‘Minyonca’ dili takdire şayan.

    Filmin jenerik kısmı ve finalinde Gru’nun boy gösterişi ne yazık ki filmin en çok beğeni toplayan kısımları diyebiliriz. Eğer küçük, sarı minyonları özleyenler varsa Minyonlar filmini es geçip en baştan Çılgın Hırsız serisini izlemeliler. Çünkü gönüllere taht kuran minyonlar, o serinin kahramanları olarak kalmış.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top