Siyah Giyen Adamlar: Global Tehdit - Beyazperde.com eleştirisi : Siyah giyme söz olur!

Men In Black /Siyah Giyen Adamlar evreni bizi her ne kadar tatmin etmese de, ilkinde yakaladığı hasılatın gazıyla arka arkaya gelmeye devam etti. İlki 1997 yılında çekilen ve büyük başarı elde eden filmin ikincisini saymazsak, üçüncüsü senaryo bakımından gayet başarılıydı. Bary Sonnenfeld’in yönettiği serinin aktörleri bilindiği gibi Will Smith ve Tommy Lee Jones’tu. Ajan J ve Ajan K arasında baba oğul / usta çırak ilişkisinden ilham alan film, dünyamıza gelen uzaylılarla ajanlarımız arasında yaşanan kovalamacayı kimi zaman esprili, kimi zaman vasat bir şekilde anlatan bir seri.

Siyah Giyen Adamlar / Global Tehdit serinin dördüncü filminde yönetmen ve oyuncuları neredeyse komple değiştiriyor, bir tek Emma Thompson var ortalıklarda, o da gayet az görünüyor. Liam Neeson, Chris Hemswort ve Tessa Thompson’ın başrolde yer aldığı film, neredeyse ilkinin spin-off’u. Ama komedi unsurunun eksiltildiğini, buna karşılık fantastik atmosferin arttırıldığını söyleyebiliriz.(Will Smith’le beraber komedi dozu da gitmiş anlaşılan). Bir ara Aladdin filminde hissettim kendimi. Şaka bir yana F.Gary Gray imzası bulunan filmde olaylar, deneyimli Ajan H ve çaylak Ajan M arasında yaşanıyor ve Ajan M’nin kadın olmasından dolayı ortaya saçılan kıskançlıkları da çekmek zorunda kalıyoruz zaman zaman!

İnsanların biçimlerine giren, çabucak enselenmeyen ve yok olmayan uzaylılarla uğraşan ekip bir yandan da içindeki köstebeği ortaya çıkarmakla meşgul! Ama bu köstebek hikayeleri hep mi aynı olur, hep mi şaşırtmaca taşır. Burada da şaşırtmacayla bizi şaşırtmamayı başarıyor diyelim. Uzaylıların bir kısmının daha sevimli gösterilmesi de cabası!

Çocukken bir uzaylı canavar bebeğin kaçmasına yardım eden Ajan M’nin tek hayali Siyah Giyen Adamlar kadrosuna girebilmek. Bunun için her türlü yolu deneyen M., sonunda ekibe stajyer olarak girmeyi başarır ama yolun başında olmasına rağmen deneyimli bir ajan havasında davranır ve Ajan H ile güzel bir uyum yakalarlar. Hikaye Ajan M’nin ısınma turları ve Ajan H’nin çapkınlık hikayesi arasında bir yere sıkışıp kalıyor. Üçüncü filmde biraz da olsa ivme yakalayan seri bu filmle tekrar inişe geçiyor diyebiliriz ama filmin duracağı yok gibi. Yeni bir ajan ekibiyle yola devam edecek gibi görünüyor. Uzaylıların peşindeki ekip 1997 yılında iyi bir fikir gibi duruyordu, hatta hafıza silme güzel bir detaydı ama geldiğimiz noktada uzaylı gözlemevi gibi çalışmak biraz hafif kaçıyor. Bir de hikayeyi yeniden kurmaya çalışmak, ısınma turları falan derken Siyah Giyen Adamlar’ın miadını tamamlaması gerektiğini düşünüyoruz. Ya da hikayesinde olağanüstü bir değişim, bir patlama yapması gerekir. Zira komik de olmayınca sıradan bir aksiyon filminin içine düşmüş gibi oluyorsunuz!

Tessa Thompson ve Chris Hemsworth kimyası tutmasına tutmuş ama, dediğimiz gibi hikaye sevimli bir fantastik dünyaya dönüşmüş. Ne diyelim serinin sevenleri tekrar bir denesin!