Tanrı, asker, milyoner derken sıra çocukta!
Yazar: Su Bahadır
Stan Lee ve Steve Ditko tarafından yaratılan kurgusal karakter Spider-Man, dilimizdeki adıyla Örümcek Adam, ilk olarak 1962 yılı imzalı "Amazing Fantasy" çizgi romanında çıkmıştı. Aradan geçen 55 yılda ise Örümcek Adam Marvel evreninin en sevilen süper kahramanlarından biri olmayı başardı. Bunun en önemli sebebi ise Örümcek Adam'ın bize diğer bütün kahramanlardan daha yakın olmasıydı. Geceleri halasının izni olmadan penceresinden çıkıp suçla savaşırken sabahları ise derslerine yetişmeye, okuldaki kabadayılarla baş etmeye ve sevdiği kızın gönlünü kazanmaya çalışan lise öğrencisi Peter Parker'dı o.
Örümcek Adam'ın beyaz perde macerası ise 2002 yılında Tobey Maguire ile başladı. 15 yaşında bir çocuğu oynaması için 27 yaşında bir oyuncunun seçilmesi hayranların canını biraz sıksa da kimse filmin kötü olduğunu iddia edemezdi. Peter'ın büyük aşkı Mary Jane ise Kirsten Dunst ile beyaz perdede hayat buldu ve ikili kısa sürede favori çizgi roman çifti oldular. Hatta baş aşağı öpüşme sahneleri beyaz perdenin ikonik sahnelerinden birine dönüştü. Ancak hayranların hep söylediği bir şey vardı; Maguire bir yerde eksikti, ya Örümcek Adam'lıkta ya da Peter Parker'lıkta... Örümcek Adam'ın beyaz perde macerasında bir sonraki versiyon ise 2012 yılında Andrew Garfield ile geldi. Garfield yaş olarak Peter'a biraz daha yakın bir portre çiziyordu. Fotoğrafa meraklıydı, utangaçtı. Ancak hayranlar hala tam olarak tatmin olmamıştı. Böylece ağ atan genç kahramanımızın yenilenmiş versiyonu için saha açılmış oldu.
Yenilmezler evreninin genişlemesiyle birlikte genç İngiliz oyuncu Tom Holland'ın yeni Örümcek Adam olacağı açıklanalı 2 yıldan fazla zaman geçti. Holland'a gelen ilk tepkiler de bir hayli karışıktı. Kimileri karakteri beyaz perdede ilk kez Amerikalı olmayan bir oyuncu tarafından canlandıracağının altını çizerek kuşkularını dile getirirken, kimileri de Holland'ın en gerçekçi Örümcek Adam olacağını iddia ediyordu. Nihayet Holland'lı Örümcek Adam Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı'nda Tony Stark'ın üstün zekası sayesinde ortaya çıktı. Filmde yalnızca 15 dakikalığına görünen karakterin yarattığı etki ise muazzam oldu. Holland bir anda o kadar sevildi ki daha solo film Örümcek Adam: Eve Dönüş vizyona girmeden devasa bir hayran kitlesi edinmeyi başardı. Bu süreçte bir önceki Örümcek Adam olan Garfield'tan da onay aldığını belirtelim. Böylece üçüncü nesil Örümcek Adam'ın ilk solo filmi için bekleyiş bir hayli artmış oldu. Çünkü şu ana dek her şeyi gördük; milyoneri, askeri, hatta tanrıyı, şimdi sıra çocukta!
Filmde diğer Örümcek Adam'lardan farklı bir Peter Parker görüyoruz. Bu Peter'ın arkadaşları var, havalı bir akıl hocası var ve en önemlisi bir mizah anlayışı var! Diğer beyaz perde Parker'ları güçlerini edindikleri gibi 45 yaşında bir adamın bilinç yapısına ve olgunluğuna ulaşmış, altına girdikleri sorumlulukları derinden hissetmiş ve hayatlarını daha ilk günden buna göre yaşamaya başlamışlardı. Ancak Holland'ın başarıyla altından kalktığı yeni Peter Parker, seyirciye Örümcek Adam'ın aslında 15 yaşında bir lise öğrencisi olduğunu nihayet hatırlatıyor! Süper kahraman olun ya da olmayın, 15 yaşında bir lise öğrencisi olmak zordur. İlk olarak aklınız bir karış havadadır. Hayata dair planlarınız belirsizdir. Birkaç yıl sonra uçuk görünecek hayallere kapılmanız çok daha kolaydır. Yeni Peter Parker çılgın hayallerinin peşinden gitmeye kararlı, yeni edindiği güçlerinin keyfini en iyi şekilde çıkarmaya çalışan, liseyi yarıda bırakarak
Yenilmezler ekibine katılmayı düşleyen bir çocuk. Eksikliğini çektiği baba figürü yerine akıl hocası Tony Stark'ı koyan genç Peter, bir yandan İspanyolca sınavını geçmeye çalışırken, bir yandan da geceleri Queens sokaklarında suçluların peşine düşüyor.
Yeni Örümcek Adam uyarlamasının altının çizilmesi gereken çok önemli noktaları var. Bu filmde Peter'ın ezeli düşmanı Flash'ı ilk kez yumruklarını kullanan bir kabadayı olarak değil, psikolojik eziyetlerle Peter'ın hayatını cehenneme çeviren bir kabadayı olarak görüyoruz. Günümüzde kabadayılık söz konusu olduğunda yumruklardan çok sözlerin öne çıktığını söyleyebiliriz. Peter'ın halası May de bu filmde beyaz saçlı, yaşlı bir kadın değil. Genç, enerji dolu, çekici ve kafası karışık bir kadın. Marissa Tomei'nin üstlendiği yeni nesil May hala hayranlar tarafından pek sevilmeyebilir, ancak filmin kötü karakteri Vulture'un da dediği gibi "Zaman değişiyor, bizim de değişmemiz gerekli!". Michael Keaton'ın üstün oyunculuğuyla hem sempati hem antipati hisettirmeyi başardığı karakter Vulture, ne bir uzaylı ne de bir canavar. Hayatın adil olmadığını düşünen ve kendine illegal bir düzen kurmuş olan acımasız bir adam sadece. Bir yandan Yenilmezler'den arda kalan teknolojik aletlerden silahlar üretirken bir yandan da ailesinden sırrını gizli tutmaya çalışıyor. Kısacası her karakter ne hissettirmesi istendiği bilinerek yaratılmış. Vulture'da çaresizlikten doğan acımasızlığı, May halada acıdan doğan şefkati, Peter'ın en yakın arkadaşı Ned'te güvenden doğan dostluğu, Peter'ın kendisinde ise gençlikten doğan azmi görüyoruz.
Peter'ın lise aşkı Liz Allen ya da okul arkadaşı Michelle fragmanlarda gösterildiği kadar ön planda yer alan karakterler değiller. Laura Harrier'ın canlandırdığı okulun popüler kızı Liz ve Zendaya'nın canlandırdığı zeki ancak garip karakter Michelle Peter'ın hayatında az çok yer etse de diğer Örümcek Adam filmlerinde gördüğümüz üzere filmin tam ortasına gelip oturmuyorlar. Böylece nihayet 15 yaşında bir çocuğun süper güçlerini keşfetmesi, onlarla bir hayli eğlenceli zaman geçirmesi, kendini kanıtlamak istemesi ve güçlerinin getirdiği sorumluluğun bilincine yavaşça varmaya başlaması gibi lise aşkından daha önemli çatışmaları görebiliyoruz.
Kendisi de büyük bir Örümcek Adam hayranı olan yönetmen Jon Watts'ın elinden çıkan macera, yönetmen vizyonunun ne kadar önemli olduğunu kanıtlar nitelikte. Watts ve Holland sıklıkla röportajlarda "eğlenceli bir Örümcek Adam" vermek istediklerini dile getirmişlerdi. Görünen o ki dilekleri gerçekleşmiş. Yeni nesile bağ kurabilecekleri bir Örümcek Adam verildiğini görmek gerçekten çok güzel. Bana göre genç oyuncu Holland, beyaz perdenin gördüğü en gerçekçi ve en sempatik Peter Parker olmayı başarmış. Üçleme olacağı açıklanan film, (ki bu da Holland'ın bir röportaj sırasında ağzından kaçırması sayesinde ortaya çıkmıştı), diğer iki filmde de karakterleri geliştirerek yepyeni bir Örümcek Adam evrenini gözler önüne serecek gibi görünüyor.
Devam halkasını şimdiden merakla bekliyorum!