Bu kanatlar daha uçar!
Yazar: Banu BozdemirPeter Pan'ın sevimli perisi Tinkerbell uzunca bir süredir ayakları üzerinde durabilen, artık filmin asıl kahramanı olan ve hatta serinin dördüncü filmiyle karşımıza çıkacak kadar bir üne ulaştı. Peter Pan'ın bu ele avuca sığmaz, yol gösterici, kıpır kıpır perisi, Steven Spielberg'in 1991 yapımı Kanca (Hook) filminde karşımıza farklı bir kişilikle çıkınca şaşırmış ama bir o kadar da etkilenmiştim. Tinkerbell ilk defa Peter Pan'a ulaşamayacak ve bir insan olamayacak olmanın derin kederi altındaydı ve gerçekten de onun için yapamayacaklarından dolayı hüzünlüydü! Tabii biz de! İlk defa da Walt Disney'in 1953 yılında çekilen Peter Pan filminde görülmüştü. Aslında geçmişi epey eskilere dayanan bir peri kendisi! Sonra platonik takılmaya dayanamadı ve kendi hikayesini yazmaya başladı! Bir orman perisi olduğu için yapraktan yapılmış kıyafeti, sarı ve topuz saçlarıyla epey şirin bir görüntüsü olan Tinkerbell, bu macerasında Bradley Raymond imzalı üçüncü serinin devamına uzanıyor adeta.
Tabii yardımcı karakterden bir ana karakter yaratmaya çalışınca bazı pürüzler de oluşmuyor değil. Bu son bölüm gösterdi ki Tinkerbell tamamen kız çocukları için tasarlanmış bir peri. Onun ve kız arkadaşlarının uyumu, fikir birliği yaratmaları ve olaylara hep beraber dalmaları, animasyondaki erkek unsurunu biraz geri plana itiyor. Aslında serinin üçüncü filmi Tinker Bell ve Kurtaran'da bu ayrım daha fazlaydı. İşin içine giren insan dünyası da perileri epey bir Barbie bebek kıvamına çekmişti.
Serinin son filmi olan Tinkerbell: Gizemli Kanatlar daha fantastik bir dünyanın kapılarını açıyor bizlere. Ormanın derinliklerine dalan ve gayrete çalışan perileri tabii ki Şirinler (The Smurfs)'e benzetiyor insan. Hep beraber karınca gibi çalışan perilerin en meraklısı olan Tinkerbell yine ne maceralar üretecek diye beklemeye başlıyorsunuz. Ve bir süre sonra macera başlıyor. Bu kez üç boyutlu bir macera sunan seri yine bir hayli kısa. 75 dakikada derdini anlatmaya çalışan hikayede gelişme bölümü biraz yetersiz kalmış. Kış ve yaz perileri diye iki ayrılan hikayede bu ayrımın neden olduğunun peşine düşüyoruz. Bu kez ön planda Tinkerbell ve yıllar sonra bulduğu kardeşinin hikayesi var. Kızlardan oluşan arkadaş grubuyla iki sakar ve komik erkek arkadaşı yine Tinkerbell'e yardımcı olmak için büyük gayret içindeler.
Filmin konusundan çok görselliği göz dolduruyor. Zaten yeşille beyazı buluşturarak, mevsim özelliklerinden yararlanan animasyon, teknik açıdan yılların deneyimine yaslanıyor. Peter Pan bütün çocuk kitlesini hedefleyen bir yapım olmasına rağmen Tinkerbell o renklilikle daha çok kızlar dünyasına dalış yapıyor, özellikle de sekiz yaş üstü erkek çocuklarının ‘kız filmi' diyeceği ve kesinlikle adım atmayacağı bir animasyon.
Çocuk kitapları yazan birisi olarak aslında hedef kitlenin belirlenmeden yazılması hoşuma gitti. Çünkü çocuk kafasında yazarken hedef kitle gözetmezsiniz. Ancak hikaye tamamlanınca ortaya çıkar hedef kitlesi. Tinkerbell ve arkadaşlarının renkli bir kız takımı oluşturması, filmi o sulara sürüklüyor! Filmin ismine taşınan kanatlar da bir hayli ön planda bu bölümde. Hatta yasak aşkın izini süren bir ayrışma biraz zorlama gibi ama yine de hikayenin karakterleri bir yerde toplamaya çalışması başarılı bir biçimde işliyor.
Sonuçta çocuklar için eğlenceli, renkli ve paylaşımcı bir dünya ortaya çıkartmaya çalışan bir hikayeye kimin itirazı olabilir ki? Küçük kız çocuklarının ekranda gördükleri ve kendilerine idol olarak seçtikleri kahramanları düşünürsek Tinkerbell onların yanında gayet çevreci ve naif kalıyor, ormandan dışarı çıkmayan, çıksa da uçarak geri dönen bu küçük perinin maceraları bize fazla hafif gelse de çocukları tatmin edecek gibi görünüyor.
banubozdemir@gmail.com