Hesabım
    Savaş Vadisi
    Ortalama puan
    4,2
    139 Puanlama
    Savaş Vadisi hakkında görüşlerin ?

    20 Kullanıcı yorumları

    5
    6 Eleştiri
    4
    9 Eleştiri
    3
    2 Eleştiri
    2
    3 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    DthepYEK
    DthepYEK

    Takipçi 233 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    1 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    Yok böyle bir olay. Off anam off. Efsane. Tek kelime efsane. Şuraya gelip yorum okuyan herkese sesleniyorum. İşinizi gücünüzü bırakın ve ilk işiniz şu filme bilet almak olsun. Savaş filmlerinin hastasıyımdır. Çokça izlemişimdir. Şimdiye kadar izlediğim en iyi savaş sahnelerine sahip olan filmdi nokta. Ben bu kadar gerçekçi, bu kadar canlı, bu kadar insanın içini titreten bir başka savaş sahnesi izlemedim. Bakın Er Ryan'ın meşhur çıkarma sahnesi vardır. Onun bile üstünde bir savaş sahnesi mevcut bu filmde. Daha ne diyim yani. Filmle ilgili sayfalarca şey yazabilirim. Bazılarını not düşeyim.

    Başta şunu söylemeliyim. Film biraz Kubrick'in Full Metal Jacket filmini andırıyor. Özellikle birinci ve ikinci yarı bakımından. Birinci bölümü FMJ deki gibi ağır bir psikolojide değil. Ama yapı olarak benzer. Daha çok duygusal ve yer yer komik. Ama ikinci bölüm başlıyor ya o andan itibaren yeminle koltuğa gömüldüm. Adeta savaşın içine düştüm. dedim lan ben neredeyim böyle. Film izlemeye gelmiştik ne b.k çukuruna düştük. Bunu çok samimi söylüyorum tekrardan, izlediğim en iyi savaş sahneleri buradaydı.

    Bir sessizlik ve bir kurşun. İşte duydunuz zilin sesini. Ondan sonrası KIYAMET gibi. Kafanın yanından kurşun geçiyor. Üstünden insan etleri uçuşuyor. Yanında adamın beyni patlıyor. Az ötede adamın bacakları yok. Arkada bombalar uçuşuyor. Cıvvv o neydi. Bir kurşun. Salona mı geldi o. Neredeyim ben. İlerliyoruz. Ne olup bittiği hakkında kimsenin bir fikri yok. Sadece uçuşan kurşun, kan ve insanlardan geriye kalan parçalar. O bölüm için tekrardan sinemaya gidebilirim bak o kadar diyorum. Sadece o bölüm için. Ve ayrıca seslendirmeyi kim yaptıysa abi o adama bir zahmet verin Oscar'ı kimseyi üzmeyin. Seslendirme gerçek anlamda mükemmel. Hop oturup hop kalkıyor insan. Ses anlamında işi aşmışlar bak onu söyleyeyim. Daha iyisi olabilir miydi ? Hiç zannetmiyorum.

    İyi ki sinemaya gitmişim. İyi ki bu şaheseri sinemada izlemişim. Kötü yorum yazanları aldırmayın. Onların takıldığı şey bir doz Amerikan propagandası ve ilk bölümdeki klişe şeyler. Abi bırak ya, görmeyi ver onları da. Ben çok takmadım açıkçası. Hangi Holywood filminde yok ki bunlar. Es geçin onu. Din üzerine vurgu var belki fazlaca ama bu bir biyografi kardeşim. Onu bil de yani. Yaşanmış bir olay bu. Prensiplerine çok sadık bir adamın hikayesi.

    Görsel ve ses anlamında savaş filmlerinin en iyisi sanırım. Diğer konularda eksikleri yok mu var ama olsun. Oyunculuk mesela genel olarak çok iyi değil. Ama baba rolündeki, Hugo Weaving'e bayıldım mesela. Filmde biraz Forrest Gump, biraz Saving Private Ryan, biraz Full Metal Jacket biraz da Paths of Glory var. Hepsinden bir şeyler kapmış. Ama özünde kendine has bir film olmuş. Film bittiğinde etrafıma falan baktım, millet koltuklara yapılmış, hayretle ekrana bakıyordu hala. İzleyin, izlettirin. İyi seyirler... (Criticker: 87/100, IMDb: 9/10)
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    1 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    Gerçek bir hikaye. Zaten filmin sonunda asıl kahramanları görüyorsunuz.
    Savaş sahneleri, er ryan'ı kurtarmak filminin 'sahile ilk çıkarma' sahnesinden daha da güzeller.
    Filmi izlerken "niye ağı kesmiyor bu japonlar" sorusuna cevap aramamaya çalışın. Ben cevabını bulamadım.
    Kesinlikle sinemada izlenmeli. Çok beğeneceksiniz eminim.Yönetmen Mel Gibson oyunculu kadar yönetmenliğinin de başarılı olduğunu bu film de kanıtlıyor. gerçek olaylardan derlenmiş biyografi ve dram türündeki bu filmde ,İçindeki Vatansever duygularla ülkesinin katıldığı 2. Dünya savaşında yer almak için orduya katılan, dini inancı ve düşüncelerinden taviz vermeyen, pasif bir yapıda yetişmesinden ve dindar olmasından dolayı savaşta insanları öldürerek değil, kendi ülkesinin askerlerini tedavi etmek amaçlı savaş alanında olmak isteyen, Desmond T. Doss isimli sıhhiye erinin,savaş öncesindeki ailevi yaşantısı ,ilk aşkı yakalaması ve sonrasındaki çok çetin geçen Okinawa savaşında yaklaşık 75 askeri yaralı olarak kurtarması, savaşın ortasındaki mücadelesi, savaş sonunda Amerika tarihinin ilk Onur Madalyasına layık görülmesi ve aynı zamanda Amerika’da ilk Vicdani Retçi olarak kayıtlara geçmesi anlatılan, mükemmel görselleri ve efektleri ile savaşın gerçek yüzünü güzel yansıtan, içindeki dramı sonuna kadar hissettiren, bu senenin Oscar’ını hak eden bir başyapıt olduğunu düşünüyorum.10 üzerinden 8.5
    Alp T.
    Alp T.

    Takipçi 441 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    28 Kasım 2016 tarihinde eklendi
    Mel Gibson'ın uzun yıllardan sonra yönetmenlik koltuğuna oturduğu ve Andrew Garfield'ın başrolünde olduğu Hacksaw Ridge gerçek bir hikayeden uyarlanmış. Ve film de Desmond Doss adındaki bir genç hakkında. Doss, savaşa katıldığı halde birbirini öldürmektense birbirine yardım etmeye çalışan ve silaha karşı çıkan birisi. Ve bu film de Doss'un bu süreçte neler yaşadığını, savaş alanında nasıl hayatta kaldığını ve 1 gecede nasıl 75 kişiyi kurtardığına değiniyor.

    Mel Gibson'ı yeniden görmek çok güzel doğrusu. Kariyerinde birçok inişi ve çıkışı olsa da, iyi bir yönetmen olduğu kesin. Ve şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Hacksaw Ridge, Gibson'ın Braveheart'dan sonra yaptığı en iyi iş.

    Gibson, normalde olduğundan daha eski usül ve farklı bir tarz ile yaklaşmış bu filme. İlk önce Doss'un sevecenliğine, hayatına ve sevgilisiyle olan ilişkisine, sonra da bu yaşamın içerisinde savaşın da yer aldığına değinmiş. Bunu yaparken de hiçbir şeyi aceleye getirmemeye çalışmış. İyi ki de öyle olmuş çünkü bu sayede karakterlerle bir bağ kurabiliyorsunuz. İkinci yarı başlayınca da bu filmin bir Mel Gibson filmi olduğunu hatırlıyorsunuz ve ortalık cehennem alanına dönüşüyor birdenbire. Bu yüzden de filmin bu tonu ve karakterler üzerinde kurduğu yoğunluk, sonucu daha da etkileyici bir hale getiriyor.

    Bu filmin çok iyi olmasının en önemli nedenlerinden birisi de oyunculuklardı. Hatta bu filmdeki oyunculuklar o kadar iyiydi ki, her bir oyuncuya ayrı bir paragraf ayırmaya çalışacağım.

    Andrew Garfield, Örümcek-Adam filmlerinden sonra ne kadar müthiş bir oyuncu olduğunu ortaya koymuş. Karakteri Doss'un samimiyetini ve hissettiklerini çok iyi yansıtmış. Filmi izlerken Doss karakteriyle o kadar bütünleştim ki, film arası olmasına rağmen bile aklım filmde kaldı. Sadece Garfield'ın değil, bu yıl gördüğüm en iyi performanslardan birisiydi. Garfield'ın Scorsese'nin yeni filmi Silence'da da ne yapacağını da ayrı bir merak ediyorum doğrusu. Orada da müthiş bir iş çıkaracağına da eminim.

    Hugo Weaving bu filmde harikaydı! Zaten Weaving'i Elrond, Ajan Smith, V gibi rollerle tanıyoruz fakat o filmler daha çok fantastik bir yapı taşıdığından Weaving'in gerçekten parladığı bir film görmemiştim. Şu ana kadar. Weaving, canlandırdığı sarhoş baba karakterine çok iyi bürünmüş, resmen karakterini yaşamış. Filmdeki bütün yardımcı oyuncular arasından favorim oydu.

    Avatar'dan tanıdığımız Sam Worthington'ın performansı da oldukça şaşırtıcıydı. Smitty'yi canlandıran Luke Bracey de öyle. Bu iki oyuncu alışılmışın dışında birer performans sergilemeyi başarmışlar.

    Sıcak Kalpler, Ben Dört Numara ve bu yılın Işıklar Sönünce'si gibi gençlik filmlerinde tanıdığımız Teresa Palmer, ilk defa bu filmde gerçek bir performans sergilemiş. Palmer, Doss'un sevgilisi Dorothy'yi çok güzel canlandırmış, oldukça samimi ve gerçekçi bir performansa imza atmış. Üstelik Garfield'la olan kimyaları da gerçekten başarılıydı. Palmer, beni bu filmde şaşırtmayı başaran oyunculardan birisi.

    Vince Vaughn'ın bu filmde olduğuna inanabiliyor musunuz? Oynadığı her filmde neredeyse aynı karakteri canlandıran Vaughn, bu filmde gerçekten parlamayı başarmış. Doss'un olduğu bölükteki Çavuş Howell'ı canlandıran Vaughn, sadece bağırdığı sahnelerle değil, aynı zamanda da savaş alanındaki sahnelerde tanınmaz bir hale gelmiş. Gerçekten de başarılıydı doğrusu.

    Savaş sahnelerinden konuşalım. Bu filmdeki savaş sahneleri aklımı başımdan aldı. Er Ryan'ı Kurtarmak'dan beri böyle şiddetli savaş sahneleri izlememiştim. Bazen yönetmen Gibson'ın bu konuda aşırıya kaçtığını düşünüyor olabilirsiniz çünkü ana karakter Doss, savaşa karşı çıkıyor ama filmin kendisinin çok yoğun savaş sahneleri var. Ben şahsen bu konuda hiç öyle düşünmüyorum. Bu filmdeki savaş sahneleri neredeyse bir korku filmi gibiydi. Sert ve bazen de tüyler ürpertici. Gerçekten yaşanmış olması sonucu daha da etkileyici yapıyor doğrusu. Bu sahneleri izlerken bunların gerçekten yaşandığına inanamıyorsunuz. Ve ana karakter Doss'un da bütün bunların içerisinde yaptığı kahramanlığı görünce, ondan daha çok etkileniyorsunuz. Film de bu noktada amacına ulaşıyor zaten. Sırf bu yüzden bile Hacksaw Ridge'in çekilmiş en iyi savaş filmlerinden birisi olduğunu söyleyebilirim. Savaş sahneleri sert ve gerçekçi, ortaya çıkan sonuçsa epey etkileyiciydi. Üstelik filmin sadece savaştan ibaret olmayışı ve karakterlerine zaman ayırması da bu film hakkında çok sevdiğim kısımlardan birisiydi.

    Hacksaw Ridge'le ilgili sadece ufak bir sorunum var sadece, o da sonu. Filmin sonu kötü bitti demiyorum, sadece biraz hızlı bittiğini düşünüyorum. Savaş sahnelerine rağmen filmin içerisinden çıkmak ve karakterlerden kopmak istemiyorsunuz doğrusu. Ve film de birdenbire bitince, bundan sonra nelerin yaşandığını görmek istiyorsunuz.

    Genel anlamda Hacksaw Ridge gerçekçi savaş sahnelerine sahip olan ama aynı zamanda da karakterleriyle yüreğinize dokunmayı başaran, gerçekten de etkileyici bir iş. Kısa süresine rağmen içeriğiyle çekilmiş en iyi savaş filmlerinden birisi olduğunu düşünüyorum. İzlemenizi kesinlikle tavsiye ederim.

    FİLMİN İYİ YANLARI:

    + Mel Gibson'ın yönetmeliği ve bütün oyuncu kadrosu.

    + Korku filminden çıkmış olan sert savaş sahnelerinin duruma kazandırdığı gerçekçilik duygusu.

    + Diğer savaş sürelerine nazaran kısa süresine rağmen hikayesini olması gerektiği gibi anlatması.

    + Filmin savaş, dram ve romantizm duygusunu çok iyi dengelemesi.

    FİLMİN KÖTÜ YANLARI:

    - Sonu birazcık daha uzatılabilirdi.

    TOPLAM PUAN: 9.4/10
    M.Fatih
    M.Fatih

    Takipçi 8 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    26 Kasım 2016 tarihinde eklendi
    Mel Gibson' ın 10 yıl aradan sonra çektiği filmi Hacksaw Ridge (Savaş Vadisi) biyografi, savaş ve dram türlerini içeriğinde barındıran ancak alttan alta önyargılarımızdan kurtulmamızı, kişilerin inançlarına saygılı olmamızı ve en önemlisi kişileri eylemleriyle değerlerdirmemiz gerektiğini anlatan bu yılın en iyi filmlerinden biri.

    Filmin konusuna gelecek olursak vicdani bir retçi olmasına rağmen Doss (Andrew Garfield) içindeki vatansever duyguların baskın çıkması sonucu orduya katılmasını, dini inançlarından dolayı savaşta insanları öldürmeyeceğini, bundan dolayıda silah kullanmak istememesi nedeniyle eğitim sırasında yaşadığı sıkıntıları ve daha sonra savaşa sıhhiye eri olarak katılması sonucu 75 kişinin hayatını kurtarmasını bu sebeplede ABD tarihinde ilk kez bir vicdani retçinin onur madalyası almasını görüyoruz.

    Filmin içeriği, anlatı öğeleri ve stilistik öğelerle gerçekten çok iyi anlatılmış. Savaş sahnelerinin gerçekçiliği, görsel efektlerin, kamera açılarının iyi kullanılması filmi görsel olarak iyi bir noktaya taşıyor. Oyunculuklar ise Capt. Glover (Sam Worthington) dışında Doss (Andrew Garfield), Sgt. Howell (Vince Vaughn), Tom Doss (Hugo Weaving) iyi iş çıkarmışlar. Çok şiddetten rahatsız olmazsanız filmi kesinlikle sinemada izleyin. İnternetten izleyip filmi heba etmeyin.
    Begüm A.
    Begüm A.

    Takipçi 1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    25 Kasım 2016 tarihinde eklendi
    Çok sarsıcı savaşın kazananı olmadığını tokat gibi çarpan klişelerden uzak bir mel gibson filmi. Filmden çıktığımda tokat yemiş gibi oldum bence gelmiş geçmiş en güzel savaş filmi olmuş. evrensel bir dille Savaş ve savaşın altında ezilen hayatlar daha iyi anlatılamazdı. Bence herkes izlemeli belki dünya barışına bir nebze olsun katkıda bulunabilir . Filmle ilgili Spoiler vermemek için detay vermiyorum gidin görün mutlaka izleyin.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top