Hesabım
    Savaş Vadisi
    Ortalama puan
    4,2
    139 Puanlama
    Savaş Vadisi hakkında görüşlerin ?

    20 Kullanıcı yorumları

    5
    6 Eleştiri
    4
    9 Eleştiri
    3
    2 Eleştiri
    2
    3 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    1 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    Gerçek bir hikaye. Zaten filmin sonunda asıl kahramanları görüyorsunuz.
    Savaş sahneleri, er ryan'ı kurtarmak filminin 'sahile ilk çıkarma' sahnesinden daha da güzeller.
    Filmi izlerken "niye ağı kesmiyor bu japonlar" sorusuna cevap aramamaya çalışın. Ben cevabını bulamadım.
    Kesinlikle sinemada izlenmeli. Çok beğeneceksiniz eminim.Yönetmen Mel Gibson oyunculu kadar yönetmenliğinin de başarılı olduğunu bu film de kanıtlıyor. gerçek olaylardan derlenmiş biyografi ve dram türündeki bu filmde ,İçindeki Vatansever duygularla ülkesinin katıldığı 2. Dünya savaşında yer almak için orduya katılan, dini inancı ve düşüncelerinden taviz vermeyen, pasif bir yapıda yetişmesinden ve dindar olmasından dolayı savaşta insanları öldürerek değil, kendi ülkesinin askerlerini tedavi etmek amaçlı savaş alanında olmak isteyen, Desmond T. Doss isimli sıhhiye erinin,savaş öncesindeki ailevi yaşantısı ,ilk aşkı yakalaması ve sonrasındaki çok çetin geçen Okinawa savaşında yaklaşık 75 askeri yaralı olarak kurtarması, savaşın ortasındaki mücadelesi, savaş sonunda Amerika tarihinin ilk Onur Madalyasına layık görülmesi ve aynı zamanda Amerika’da ilk Vicdani Retçi olarak kayıtlara geçmesi anlatılan, mükemmel görselleri ve efektleri ile savaşın gerçek yüzünü güzel yansıtan, içindeki dramı sonuna kadar hissettiren, bu senenin Oscar’ını hak eden bir başyapıt olduğunu düşünüyorum.10 üzerinden 8.5
    DthepYEK
    DthepYEK

    Takipçi 233 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    1 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    Yok böyle bir olay. Off anam off. Efsane. Tek kelime efsane. Şuraya gelip yorum okuyan herkese sesleniyorum. İşinizi gücünüzü bırakın ve ilk işiniz şu filme bilet almak olsun. Savaş filmlerinin hastasıyımdır. Çokça izlemişimdir. Şimdiye kadar izlediğim en iyi savaş sahnelerine sahip olan filmdi nokta. Ben bu kadar gerçekçi, bu kadar canlı, bu kadar insanın içini titreten bir başka savaş sahnesi izlemedim. Bakın Er Ryan'ın meşhur çıkarma sahnesi vardır. Onun bile üstünde bir savaş sahnesi mevcut bu filmde. Daha ne diyim yani. Filmle ilgili sayfalarca şey yazabilirim. Bazılarını not düşeyim.

    Başta şunu söylemeliyim. Film biraz Kubrick'in Full Metal Jacket filmini andırıyor. Özellikle birinci ve ikinci yarı bakımından. Birinci bölümü FMJ deki gibi ağır bir psikolojide değil. Ama yapı olarak benzer. Daha çok duygusal ve yer yer komik. Ama ikinci bölüm başlıyor ya o andan itibaren yeminle koltuğa gömüldüm. Adeta savaşın içine düştüm. dedim lan ben neredeyim böyle. Film izlemeye gelmiştik ne b.k çukuruna düştük. Bunu çok samimi söylüyorum tekrardan, izlediğim en iyi savaş sahneleri buradaydı.

    Bir sessizlik ve bir kurşun. İşte duydunuz zilin sesini. Ondan sonrası KIYAMET gibi. Kafanın yanından kurşun geçiyor. Üstünden insan etleri uçuşuyor. Yanında adamın beyni patlıyor. Az ötede adamın bacakları yok. Arkada bombalar uçuşuyor. Cıvvv o neydi. Bir kurşun. Salona mı geldi o. Neredeyim ben. İlerliyoruz. Ne olup bittiği hakkında kimsenin bir fikri yok. Sadece uçuşan kurşun, kan ve insanlardan geriye kalan parçalar. O bölüm için tekrardan sinemaya gidebilirim bak o kadar diyorum. Sadece o bölüm için. Ve ayrıca seslendirmeyi kim yaptıysa abi o adama bir zahmet verin Oscar'ı kimseyi üzmeyin. Seslendirme gerçek anlamda mükemmel. Hop oturup hop kalkıyor insan. Ses anlamında işi aşmışlar bak onu söyleyeyim. Daha iyisi olabilir miydi ? Hiç zannetmiyorum.

    İyi ki sinemaya gitmişim. İyi ki bu şaheseri sinemada izlemişim. Kötü yorum yazanları aldırmayın. Onların takıldığı şey bir doz Amerikan propagandası ve ilk bölümdeki klişe şeyler. Abi bırak ya, görmeyi ver onları da. Ben çok takmadım açıkçası. Hangi Holywood filminde yok ki bunlar. Es geçin onu. Din üzerine vurgu var belki fazlaca ama bu bir biyografi kardeşim. Onu bil de yani. Yaşanmış bir olay bu. Prensiplerine çok sadık bir adamın hikayesi.

    Görsel ve ses anlamında savaş filmlerinin en iyisi sanırım. Diğer konularda eksikleri yok mu var ama olsun. Oyunculuk mesela genel olarak çok iyi değil. Ama baba rolündeki, Hugo Weaving'e bayıldım mesela. Filmde biraz Forrest Gump, biraz Saving Private Ryan, biraz Full Metal Jacket biraz da Paths of Glory var. Hepsinden bir şeyler kapmış. Ama özünde kendine has bir film olmuş. Film bittiğinde etrafıma falan baktım, millet koltuklara yapılmış, hayretle ekrana bakıyordu hala. İzleyin, izlettirin. İyi seyirler... (Criticker: 87/100, IMDb: 9/10)
    Alp T.
    Alp T.

    Takipçi 441 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    28 Kasım 2016 tarihinde eklendi
    Mel Gibson'ın uzun yıllardan sonra yönetmenlik koltuğuna oturduğu ve Andrew Garfield'ın başrolünde olduğu Hacksaw Ridge gerçek bir hikayeden uyarlanmış. Ve film de Desmond Doss adındaki bir genç hakkında. Doss, savaşa katıldığı halde birbirini öldürmektense birbirine yardım etmeye çalışan ve silaha karşı çıkan birisi. Ve bu film de Doss'un bu süreçte neler yaşadığını, savaş alanında nasıl hayatta kaldığını ve 1 gecede nasıl 75 kişiyi kurtardığına değiniyor.

    Mel Gibson'ı yeniden görmek çok güzel doğrusu. Kariyerinde birçok inişi ve çıkışı olsa da, iyi bir yönetmen olduğu kesin. Ve şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Hacksaw Ridge, Gibson'ın Braveheart'dan sonra yaptığı en iyi iş.

    Gibson, normalde olduğundan daha eski usül ve farklı bir tarz ile yaklaşmış bu filme. İlk önce Doss'un sevecenliğine, hayatına ve sevgilisiyle olan ilişkisine, sonra da bu yaşamın içerisinde savaşın da yer aldığına değinmiş. Bunu yaparken de hiçbir şeyi aceleye getirmemeye çalışmış. İyi ki de öyle olmuş çünkü bu sayede karakterlerle bir bağ kurabiliyorsunuz. İkinci yarı başlayınca da bu filmin bir Mel Gibson filmi olduğunu hatırlıyorsunuz ve ortalık cehennem alanına dönüşüyor birdenbire. Bu yüzden de filmin bu tonu ve karakterler üzerinde kurduğu yoğunluk, sonucu daha da etkileyici bir hale getiriyor.

    Bu filmin çok iyi olmasının en önemli nedenlerinden birisi de oyunculuklardı. Hatta bu filmdeki oyunculuklar o kadar iyiydi ki, her bir oyuncuya ayrı bir paragraf ayırmaya çalışacağım.

    Andrew Garfield, Örümcek-Adam filmlerinden sonra ne kadar müthiş bir oyuncu olduğunu ortaya koymuş. Karakteri Doss'un samimiyetini ve hissettiklerini çok iyi yansıtmış. Filmi izlerken Doss karakteriyle o kadar bütünleştim ki, film arası olmasına rağmen bile aklım filmde kaldı. Sadece Garfield'ın değil, bu yıl gördüğüm en iyi performanslardan birisiydi. Garfield'ın Scorsese'nin yeni filmi Silence'da da ne yapacağını da ayrı bir merak ediyorum doğrusu. Orada da müthiş bir iş çıkaracağına da eminim.

    Hugo Weaving bu filmde harikaydı! Zaten Weaving'i Elrond, Ajan Smith, V gibi rollerle tanıyoruz fakat o filmler daha çok fantastik bir yapı taşıdığından Weaving'in gerçekten parladığı bir film görmemiştim. Şu ana kadar. Weaving, canlandırdığı sarhoş baba karakterine çok iyi bürünmüş, resmen karakterini yaşamış. Filmdeki bütün yardımcı oyuncular arasından favorim oydu.

    Avatar'dan tanıdığımız Sam Worthington'ın performansı da oldukça şaşırtıcıydı. Smitty'yi canlandıran Luke Bracey de öyle. Bu iki oyuncu alışılmışın dışında birer performans sergilemeyi başarmışlar.

    Sıcak Kalpler, Ben Dört Numara ve bu yılın Işıklar Sönünce'si gibi gençlik filmlerinde tanıdığımız Teresa Palmer, ilk defa bu filmde gerçek bir performans sergilemiş. Palmer, Doss'un sevgilisi Dorothy'yi çok güzel canlandırmış, oldukça samimi ve gerçekçi bir performansa imza atmış. Üstelik Garfield'la olan kimyaları da gerçekten başarılıydı. Palmer, beni bu filmde şaşırtmayı başaran oyunculardan birisi.

    Vince Vaughn'ın bu filmde olduğuna inanabiliyor musunuz? Oynadığı her filmde neredeyse aynı karakteri canlandıran Vaughn, bu filmde gerçekten parlamayı başarmış. Doss'un olduğu bölükteki Çavuş Howell'ı canlandıran Vaughn, sadece bağırdığı sahnelerle değil, aynı zamanda da savaş alanındaki sahnelerde tanınmaz bir hale gelmiş. Gerçekten de başarılıydı doğrusu.

    Savaş sahnelerinden konuşalım. Bu filmdeki savaş sahneleri aklımı başımdan aldı. Er Ryan'ı Kurtarmak'dan beri böyle şiddetli savaş sahneleri izlememiştim. Bazen yönetmen Gibson'ın bu konuda aşırıya kaçtığını düşünüyor olabilirsiniz çünkü ana karakter Doss, savaşa karşı çıkıyor ama filmin kendisinin çok yoğun savaş sahneleri var. Ben şahsen bu konuda hiç öyle düşünmüyorum. Bu filmdeki savaş sahneleri neredeyse bir korku filmi gibiydi. Sert ve bazen de tüyler ürpertici. Gerçekten yaşanmış olması sonucu daha da etkileyici yapıyor doğrusu. Bu sahneleri izlerken bunların gerçekten yaşandığına inanamıyorsunuz. Ve ana karakter Doss'un da bütün bunların içerisinde yaptığı kahramanlığı görünce, ondan daha çok etkileniyorsunuz. Film de bu noktada amacına ulaşıyor zaten. Sırf bu yüzden bile Hacksaw Ridge'in çekilmiş en iyi savaş filmlerinden birisi olduğunu söyleyebilirim. Savaş sahneleri sert ve gerçekçi, ortaya çıkan sonuçsa epey etkileyiciydi. Üstelik filmin sadece savaştan ibaret olmayışı ve karakterlerine zaman ayırması da bu film hakkında çok sevdiğim kısımlardan birisiydi.

    Hacksaw Ridge'le ilgili sadece ufak bir sorunum var sadece, o da sonu. Filmin sonu kötü bitti demiyorum, sadece biraz hızlı bittiğini düşünüyorum. Savaş sahnelerine rağmen filmin içerisinden çıkmak ve karakterlerden kopmak istemiyorsunuz doğrusu. Ve film de birdenbire bitince, bundan sonra nelerin yaşandığını görmek istiyorsunuz.

    Genel anlamda Hacksaw Ridge gerçekçi savaş sahnelerine sahip olan ama aynı zamanda da karakterleriyle yüreğinize dokunmayı başaran, gerçekten de etkileyici bir iş. Kısa süresine rağmen içeriğiyle çekilmiş en iyi savaş filmlerinden birisi olduğunu düşünüyorum. İzlemenizi kesinlikle tavsiye ederim.

    FİLMİN İYİ YANLARI:

    + Mel Gibson'ın yönetmeliği ve bütün oyuncu kadrosu.

    + Korku filminden çıkmış olan sert savaş sahnelerinin duruma kazandırdığı gerçekçilik duygusu.

    + Diğer savaş sürelerine nazaran kısa süresine rağmen hikayesini olması gerektiği gibi anlatması.

    + Filmin savaş, dram ve romantizm duygusunu çok iyi dengelemesi.

    FİLMİN KÖTÜ YANLARI:

    - Sonu birazcık daha uzatılabilirdi.

    TOPLAM PUAN: 9.4/10
    M.Fatih
    M.Fatih

    Takipçi 8 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    26 Kasım 2016 tarihinde eklendi
    Mel Gibson' ın 10 yıl aradan sonra çektiği filmi Hacksaw Ridge (Savaş Vadisi) biyografi, savaş ve dram türlerini içeriğinde barındıran ancak alttan alta önyargılarımızdan kurtulmamızı, kişilerin inançlarına saygılı olmamızı ve en önemlisi kişileri eylemleriyle değerlerdirmemiz gerektiğini anlatan bu yılın en iyi filmlerinden biri.

    Filmin konusuna gelecek olursak vicdani bir retçi olmasına rağmen Doss (Andrew Garfield) içindeki vatansever duyguların baskın çıkması sonucu orduya katılmasını, dini inançlarından dolayı savaşta insanları öldürmeyeceğini, bundan dolayıda silah kullanmak istememesi nedeniyle eğitim sırasında yaşadığı sıkıntıları ve daha sonra savaşa sıhhiye eri olarak katılması sonucu 75 kişinin hayatını kurtarmasını bu sebeplede ABD tarihinde ilk kez bir vicdani retçinin onur madalyası almasını görüyoruz.

    Filmin içeriği, anlatı öğeleri ve stilistik öğelerle gerçekten çok iyi anlatılmış. Savaş sahnelerinin gerçekçiliği, görsel efektlerin, kamera açılarının iyi kullanılması filmi görsel olarak iyi bir noktaya taşıyor. Oyunculuklar ise Capt. Glover (Sam Worthington) dışında Doss (Andrew Garfield), Sgt. Howell (Vince Vaughn), Tom Doss (Hugo Weaving) iyi iş çıkarmışlar. Çok şiddetten rahatsız olmazsanız filmi kesinlikle sinemada izleyin. İnternetten izleyip filmi heba etmeyin.
    Begüm A.
    Begüm A.

    Takipçi 1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    25 Kasım 2016 tarihinde eklendi
    Çok sarsıcı savaşın kazananı olmadığını tokat gibi çarpan klişelerden uzak bir mel gibson filmi. Filmden çıktığımda tokat yemiş gibi oldum bence gelmiş geçmiş en güzel savaş filmi olmuş. evrensel bir dille Savaş ve savaşın altında ezilen hayatlar daha iyi anlatılamazdı. Bence herkes izlemeli belki dünya barışına bir nebze olsun katkıda bulunabilir . Filmle ilgili Spoiler vermemek için detay vermiyorum gidin görün mutlaka izleyin.
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.458 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    11 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    gerçek bir öyküden esinlenilmiş olması filme ayrı bir özellik ve güzellik katmış fakat her zaman ki gibi Amerikan propagandası değişmemiş 7/10
    KaliteTAKİP
    KaliteTAKİP

    Takipçi 873 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    15 Temmuz 2017 tarihinde eklendi
    Son zamanlarda izlediğim en iyi savaş filmlerinden biriydi diyebilirim.Bana bunu dedittiren senaryosundan ziyade savaş sahnelerindeki gerçekçilikti.''Bu kadar olur'' diyorsunuz ister istemez.O kadar hissettirdi ki ortada bir savaşın olduğunu,sadece nefesimi tutmaya çalışarak izledim diyebilirim.Film savaş sahneleri bakımından (donanma bombardımanları hariç-görsellik açısından biraz sönük almış- ) sizi tatminliğin doruğuna çıkartacağından şüpheniz olmasın.Oyunculuk bakımından öyle olağanüstü bir performans beklenmesin ancak baş rolümüz Andrew Garfield rolünün hakkını gayet vermiş diyebilirim.Film ilk bir saatlik dilimiyle drama unsurunun gerektirdiği ölçüde sizi olacaklara hazırlamak için olay örgüsünü oluşturmakla geçiyor ve biraz Full Metal Jacket'i andırıyor,bu doğru.Ancak zaten askeriyedeki disiplin ve o psikolojiyle çok da emsallerinden ayrılan bir senaryo beklememek lazım.Ama iş savaş sahnelerine geldiğinde,kesinlikle farkını ortaya koymuş yapım.Amerikan propagandası polemiğinin üzerinde duran sinemaseverleri de anlayamıyorum açıkçası.Film bir Aerikan yapımı.Onların gerçeğini az ya da şişirerek de olsa anlatıyor ve size muazzam bir görsellik ve dram sunuyor.Sunulandan zevk almak varken neden siyasi bir kafayla yaklaşılır filmlere ,anlayamıyorum.Ya da neden propaganda yapılmaması beklenir.Ellerindeki teknolojiyi kullanmayı en iyi bilen sinemanın,kullanmamasını da bekleyelim o halde.Neyse film dediğim gibi pişmanlığa yer bırakmayacak zevkte ve kalitede.Mel Gibson yönetmenliğine ve onun nezdinde görüntü yönetmenine de ayrıca minnetlerimi sunuyorum. iyi seyirler...
    Sarp Baran
    Sarp Baran

    Takipçi 139 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    27 Mayıs 2020 tarihinde eklendi
    Aksiyon filmlerini sevenler bu filmi sevecektir. 7.8/10
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    31 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    Etkileyici bir kişilik Desmond Doss. Kesinlikle tarihe geçen bir hikayesi var. Mel Gibson bu gibi kahramanlık hikayelerini her zaman sevmiştir. "Hacksaw Ridge"te de iyi iş çıkardığını söyleyebiliriz. Aslında izlerken pek çok mantık hatası var gibi gelse de, sonradan kısaca göz attığım tarihi gerçeklerde meğer olayların büyük oranda bu şekilde gerçekleşmiş olduğunu okudum. Uzun yıllar akılda kalıcı bir film mi? Pek sanmıyorum. Çünkü nedense o "Er Ryan'ı Kurtarmak" gibi bir hava yok maalesef filmde. Başlangıç bölümlerini biraz daha kısaltabilirlerdi. Garfield'ın oyunculuğu başarılı ancak kendisine ödül getirmeye yeterli mi, sanmıyorum. Filmin ikinci yarısı katıksız bir savaş filmi havasındayken, ilk yarısında pek bir hareket yok. Bunun bilinciyle izlemenizi öneririm.
    Baris Ö.
    Baris Ö.

    Takipçi 74 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    26 Şubat 2017 tarihinde eklendi
    Sinema endüstrisinin kalbi Amerika olduğundan sinema tarihinde ki savaş filmlerinde hep bir Amerika'n propagandası hakimiyeti vardır. Ve haliyle çok da normaldir bu durum. Çünkü dünyada tekel olduğunuz bir konuda sadece sizin sözünüz geçer ve siz nasıl isterseniz o şekilde olur her şey. Bu durum savaş filmlerinde de değişmemiştir hiç bir zaman. Girdiği çoğu savaşın hem başlama sebebi hemde suçlu tarafı olan Amerika bu savaşların da çok azında başarı sağlamıştır. O yüzden anlatılacak kahramanlık hikayelerine ekleme ve süslemeler yaparak sunmak Holywood'un işi ola gelmiştir. İşte bu ön yargıyı kırabilen, içinde Amerika'nın değilde daha bireysel bir hikayenin anlatıldığı Hacksaw Ridge gerek insani yönü, gerek size savaşı ve kötü yanlarını sorgulatması ve gerekse de bir insanı yaşatmanın değerinin ne olduğunu anlattığı hikayesi ile tam bir baş yapıt olmuş.

    Gerçek bir hikayeden alınma filmde Amerikan askeri olan Desmond Doss'un (Andrew Garfield) savaşta silah kullanmayı reddeden bir sıhhiyeci olmak istemesi nedeni ile çektiği sıkıntıları ve yaşadığı zorluğu izliyorsunuz. Karşısına çıkartılan onca dayatma ve zorluğa rağmen ilkelerinden asla taviz vermeyen Desmond Doss'un savaş sahasında ortaya koyduğu inanılmaz kahramanlığı gözlerinizi kırpmadan seyredeceksiniz. Tabi bu efsane anlatımda filmin muhteşem savaş atmosferinin, muhteşem efektlerinin, gerçek hikayesinin ve Andrew Garfield'in bu filmde ki efsane oyunculuğunun da yeri çok büyük. Bir "Enemy at the Gates" ya da bir "Saving Private Ryan" kadar etkili ve bir o kadar da klasik olmaya aday. Aklınızda benim gibi "- Acaba bu filmde klasik Amerikan propagandası mı?" gibi sorular var ise unutun. Gözünüze sokulan bir propagandadan daha çok insani değerlerin ön planda olduğu herkese hitap eden bir yapım olan Hacksaw Ridge kaçırmamanız gereken bir başyapıt olmuş.Bu yıl ki Oscar ödüllerine de bir çok dalda aday olmuş olan film bence hem en iyi erkek oyuncu hemde en iyi film dalında ipi göğüsleyen yapım olursa hiç şaşırmam. O yüzden 2017'nin bu efsane yapımını en kısa zamanda şiddetle izlemenizi tavsiye ederim. Benim puanım 5/4.5
    Sertuğ T.
    Sertuğ T.

    Takipçi 161 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    27 Şubat 2017 tarihinde eklendi
    "Lütfen Bir Tane Daha " Savaş Nedir ? Ülkeniz , Bayrağınız için mi savaşırsınız , İnançlarınız için mi , Yoksa sadece kendi çıkarlarınız için mi?, Savaşlardada hayata herşeyde ödediğin gibi bir bedel ödersin ya canın , ya sevdiklerin , yada ülken. Mel Gibson yine döktürmüş. Oyunculukta olduğu kadar Yönetmenliktede ( Şuana kadar 4 Film Yönetmiş Biri ) başarılı bir isim. Hacksaw Ridge bu yıl izlediğim Oscar Adayları arasında tartışmasız en iyisi. Hacksaw Ridgede Savaş Alanı bütün çarpıcılığıyla o kadar güzel anlatmış ki , Kurşunun Bedeni delip geçişini, Yardım Çığlıklarıyla birbirine karışan Ölüm Çığlıkları , Bomba .. Ve onun aldığı canların ardından Bombanın adeta kükrek gibi bir ses çıkarması , Cesetler Hepsi Kahramanca Ölmüş Bayrağı İçin Mücadele Etmiş Yiğitler Belki bazılarının arkasında birkaç gözlü yaş kalacak, belki bazısıda toprağa karışıp unutulucak.Hacksaw Ridgede bir propoganda söz konusu evet ama bu sizi kesinlikle rahatsız edecek türden bir propoganda değil. Basbas bağrılan Gözümüze sokulmnaya çalışan rahatsız edici propogandanın yerine Askerlerin Kahramanlığı gösterilmiş. Hacksaw Ridgede çok iyi mesajlar var. Özellikle Savaşın ne kadar çarpıcı bir şey olduğu ve savaşta inançlarımızın , milliyetçiliğimizin ne denli etkili olduğu. Desmond Doos ( Andrew Garfield ) Başından geçen tramvatik olaylar yüzünden Eline Silah Almamaya yemin etmiş, Şidetten uzak duran birisi . Bunun yanındada ülkesi adına kahramanlık yapmak isteyen biri. İnançlarından vazgeçmeden Milliyetçi ruhuyla İnançlarına sımsıkı tutunan biri. İnançları yüzünden " Korkak " damgası vurulmuş belkide Vatan Haini denmiş biri.Ama kendisi herkesin kurtarıcısı. Belki orda toprağın içine karışıcak insanların tek kurtuluş umudu. Bu hikayenin gerçek bir hikayeden esinlendiğini sondaki röpörtajlar , o döneme ait gazete küpürleri ve resimlerden görüyorsunuz. Oyunculuklar Konusunda filmin bir sıkıntısı yok Andrew Garfield gayet iyi oynadı ama bana göre filmin favorisi Hugo Weaving Bazıları onu Agent Smith diye bilir bazıları Elrond Bazıları Red Skull. Cidden oyunculuklar aşırı gerçekçi olmuş. Hugo Weanigin oynadığı karakter bir savaş gazisi olduğu için savaşın tüm yüzünü , çektirdiği acıyı , ve en yakınındaki insanların bile saniyeler içinde kurşunlarla delinmiş uzuvlarını gören ve belki onları sırtlanmış birisi Bu yüzden Hem Bir Baba , Hemde Bir Savaş gazisi Portresini çok güzel çiziyor. Filmde araya sıkıştırılmış birkaç espiri var her askeri filmde klişe komutanların bazı espirileri olur bunlarda filmde bir süs misali iyi durmuş. Film görüntü yönetmenliği bakımından aşırı başarılı ses yönetmenliğide öle .Savaş alanı çok güzel yansıtılmış. Dediğim gibi tüm o savaş alanındaki detayları birebir iliklerinize kadar hiseddiyorsunuz. Hatta Bazı Sahneler var ( Desmondun su altına girdiği an bedeninden çıkan kanların olduğu sahne ) gibi sahneler aşırı iyi görüntü yönetmenliği içeren sahneler. Bu film Venedik film festivalinde ayakta alkışlanmıştı . Cidden bu övgüyü hakediyor. Hatlardan gelen askerlerin hespinin yüzünde o savaşın çarpıçılığını görebiliyorsunuz , Bazıları omuz omuza birbirine dayandığı dostlarının mermilere kurban gittiğini görmüş , Kimisi arkasında bıraktığı şeyleri düşünmeden ölmeye hazırmış gibi savaşmış , Bazıları uzuvlarını kaybetmiş , Bazılarıysa Yerde yatan dostlarına o alanı terkederken son kez bakabilmiş .Bir yüzden bile bunları anlayabiliyorsunuz. Film kesinlikle muhteşem ve En İyi Film Dalında Oscarı Alırsa almayı kesinlklikle hakeden bir film olarak alacak. Mel Gibsonun İyi İşlerinden biri . 9.5
    mai_yunus
    mai_yunus

    Takipçi 17 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    23 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    Mel Gibson hem oyunculuğunda hem de yönetmenliğinde tarihi savaş filmlerinde oldukça başarılı birisi, bu filmde onlardan.
    Çok güzel tavsiye ederim.
    Eda E.
    Eda E.

    Takipçi 4 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    14 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    Mel Gibson on yıl sonra yönetmenliğe geri dönüyor. Yıllardır kariyeri pek iyi gitmeyen ve bitme noktasına gelen Gibson, dönüşünü "Hacksaw Ridge" ile din ve milliyetçilik üzerinden yapıyor. Senaryosunu Robert Schenkkan (The Pacific, All the Way) ve Andrew Knight'ın (The Water Diviner, Rake) yazdığı biyografik film ikinci dünya savaşında Okinawa muharebesi sırasında insanları öldürmeyi reddeden bir vicdani retçi askerin silah dahi taşımayarak 70'den fazla insanı kurtarmasını konu alıyor.

    Blockbuster filmlerin dörtte bir bütçesine sahip olan film, bütçesini sonuna kadar kullanıp "Er Ryan'ı Kurtarmak" filminden sonra izlediğim en epik ve gerçekçi savaş sahnelerini izletti. Mel Gibson dönüşüyle kalitesini fazlasıyla göstermeyi başarıyor ancak ucuz karakterleri yedirmekte zorlanıyor.

    Hugo Weaving az ve öz süresiyle birinci dünya savaşından sonra psikolojik olarak bitme noktasına gelen baba rolünü her zamanki klasına yakışır şekilde sergiliyor. Başrol Andrew Garfield ise avanak bakışlarıyla ortalama üzeri bir performans sergilesede Oscar şansı pek göremiyorum. Vince Vaughn ise "Full Metal Jacket" veya parodisi yapılan "Forrest Gump"dan fırlamış gibi basit ve ucuz durmasıyla karakteri sevmenize tamamen engel oluyor.

    Filmde, Hıristiyan inancına koyu bir biçimde bağlı olan başrol karakter Desmond Doss, öldürmenin yanlış olduğunu düşünen ve bunu kabul etmediği için büyük sorunlarla uğraşan bir asker. Ancak bu inançlarını göze parmakla sokmayı seven Mel Gibson yüzünden neredeyse bir Hıristiyanlık propagandasına göz kırpıyor. Tek taraflı bir bakış açısından ziyade Japon askerlerinde insan olduğuna dair ufak göndermeler yapsa bile o kadar sığ kalıyor ki buna inanmanız çok güç hale geliyor. Muhteşem muharebe sırasında birbirlerine koşan askerlere baktığınızda, Japon askerler adeta Matrix'de sisteme isyan eden robotlar gibi vahşi ve barbarca bakışlarla insanı korkutuyor. Ardından harakiri sahnesi ve beyaz bayrak açan Japon askerler ile tekrar bir bakış açısı kazandırayım derken barbar askerin kendini canlı bomba tarzında patlatmasıyla tekrar tadı tuzu kaçıyor ve iyice Amerikan milliyetçisi bir film haline geliyor. Yinede hakkını yememek lazım örnek verdiğim "Er Ryan'ı Kurtarmak" kadar milliyetçi ve tek taraflı değil ancak bakış açısını sınırlı düzeyde bırakıp yeterli dramayı sağlayamıyor. Amerikan bakış açısından da fazlasını beklememek gerek zaten.

    Film iyi ses efektleri, muhteşem görüntüleri ve sizi savaşın ortasında hissettiren muhteşem savaş sekanslarıyla takdiri hakediyor. Film vizyona girdiğinde dahi en küçük salonlarda ve çok sınırlı sayıda salonda oynatılmıştı. Dvd'si çıkınca kaçırmayın ve mümkün mertebe en iyi ses ve görüntü imkanlarıyla izlemeye çalışın. Sonuç olarak Mel Gibson dönüşünü temiz bir biçimde yapıp, senenin hoş ama potansiyelini karşılayamamış bir filmine imza atıyor.
    HAKAN u
    HAKAN u

    19 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    28 Ekim 2023 tarihinde eklendi
    Diyaloglar çok kötü, savaş sahneleri zerre gerçekçi değil silahı alıp sıka sıka ilerliyorlar. Çok farklı bir ana fikri yok. Nasıl bu kadar yüksek puan aldığını anlamadığım bir film. 2 yıldızı da filme değil desmont doss'un yüzü suyu hürmetine verdim
    Zeynel K
    Zeynel K

    77 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    12 Temmuz 2019 tarihinde eklendi
    İlk yarısı farklı ikinci yarısı farklı bir film oldu. İlk yarısı daha çok karakter tanıtımı ve hazırlıkları ile geçilirken ikinci yarısında çok etkili savaş sahneleri ve dram vardı.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top