Hesabım
    Keskin Nişancı
    Ortalama puan
    2,7
    135 Puanlama
    Keskin Nişancı hakkında görüşlerin ?

    24 Kullanıcı yorumları

    5
    3 Eleştiri
    4
    1 Eleştiri
    3
    4 Eleştiri
    2
    8 Eleştiri
    1
    6 Eleştiri
    0
    2 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    ali sur
    ali sur

    Takipçi 12 değerlendirmeler Takip Et!

    1,0
    22 Şubat 2015 tarihinde eklendi
    ortadoğulular hep kötü,batılılar melek,bıkmadılar gitti,sıradan taraflı haberlerle abartılmış bir vasat film çok kötü...
    Tunahan ö.
    Tunahan ö.

    3 değerlendirmeler Takip Et!

    1,5
    22 Şubat 2015 tarihinde eklendi
    çekim kamera iyi de...konu ne..başkasının kanıyla beslenen bir toplumda bir ferdin biyografisi..bu film ödül alırsa insanlık ölmüş...
    Fikret Aslan
    Fikret Aslan

    Takipçi 2 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    22 Şubat 2015 tarihinde eklendi
    Film, Amerikan'ın Ortadoğu projelerini meşrulaştırıcı bir senaryoya sahip olup yüzlerce masum insanı öldüren bir psikopatın işte "Amerika'nın Askeri" olarak Dünya'ya lanse edilmesinden fazlası değil. Tavsiye etmiyorum. Şu anda çok daha iyi filmler var vizyonda.
    volkanick
    volkanick

    Takipçi 683 değerlendirmeler Takip Et!

    1,5
    16 Şubat 2015 tarihinde eklendi
    Bir propaganda filmi olduğunu bilerek izlememe rağmen büyük hayal kırıklığına uğradım.Gerçekten bu kadar adaylık,ödül ve gişeyi hak etmeyen bir film.
    Amerikalılar kahraman olarak gördükleri Chris Kyle'a vefa borçlarını ödemişler bir nevi.Koyu muhafazakar-cumhuriyetçi Clint Eastwood'a siyasi açıdan yakışan ama sanatsal olarak yakışmayan bir yapım.
    Fundalina Jolie
    Fundalina Jolie

    Takipçi 178 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    13 Şubat 2015 tarihinde eklendi
    American Sniper’ı izlemeden önce aşağı yukarı nasıl bir film izleyeceğimi biliyordum. Clint Eastwood’un politik görüşü, çıkışları ve çizgisi malum. Her ne kadar Amerikan ordusunda bir efsane olarak kabul edilse bile kendi ülkesinde de eleştirilen Chris Kyle’ın yaşam öyküsünü beyazperde’de izlemek biz seyirciler için kolay değil. Nihayetinde efsaneleşen kişi, bunu adam öldürerek yapıyor ve anlatılan bir hikaye değil, şahit olduğumuz yakın zamandan ve gerçek bir hayat üzerinden sunuluyor.
    Sığ senaryosuna ve anlatım kopukluluklarına rağmen filmin beni en çok şaşırtan tarafı ise duygusuzluğu oldu...
    ciziko
    ciziko

    Takipçi 6 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    10 Şubat 2015 tarihinde eklendi
    Sakın kaçırmayın. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim
    Alp T.
    Alp T.

    Takipçi 301 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    9 Şubat 2015 tarihinde eklendi
    60'lı yılların ünlü oyuncusu Clint Eastwood, son yıllarda yönetmenliğe geçiş yaparak ortaya hem iyi hem de ortalamada sayılabilecek ve kayda değer filmler çıkardı. Şimdi de onun yeni filmi ise gerçek bir yaşam öyküsünden uyarlanmış, askeri orduda çalışan Chris Kyle'ın hayatı anlatılmış. Fakat bu film Amerika gişesinde çok iyi olsa da, (çünkü Amerikan propagandası var işin içinde) Eastwood'un açından son zamanlardaki en zayıf filmi maalesef.

    Film ilk önce ezan sesi ile, daha sonra Chris Kyle'ın bir çocuğu sniper ile vurması ile başlıyor. Bu açılış sahnesi Amerikalılar için muazzam, bizler ve dünyanın birçok devleti için kötü bir açılış sahnesi. Daha bu açılış sahnesinden anladım ki filmde Amerikan propagandası olacak. Oldu, hem de bol bol oldu. Çünkü Amerikalıların filmi bu. İllaki de böyle bir şey olacaktı zaten.

    Tamam propaganda kısmını geçtim. Filmin dış yüzeyi yerine biraz da iç yüzeyine, anlatılmak istenen mesaja bakalım. İç yüzeyinde hikaye oldukça basit kalmış. Film sürekli belli yerlerde geçiyor. Savaş alanı, mezarlık ve Kyle'ın evi. Film hep bu 3 yer arasında geçiyor. (arada bir başka yerler oluyor elbette ama bu yerler ağırlıklıydı) Bunun dışında filmde duygu eksikliği de var biraz. Veya savaş alanında Kyle'ın sniper ile 160 kişiyi öldürüp efsane haline gelmesi de çabuk geçiştirilmiş. (Hikayenin o kısmı havada kalsa da, inanın böylesi daha iyi olmuş. Film boyunca 160 kişinin ölümünü görecektik yoksa) Aslında bu kısımlar filmin fragmanında da var ama film fragmana göre hafif kalmış. Kyle'ın bir Amerikan kahramanı olması dışında insan olması etkeninin üstüne fazla gidilmemiş. Ya da savaşın Kyle'ı duygusal açıdan nasıl değiştirdiğinin de öyle. Sadece değişimi görüyoruz ama fazla gidilmemiş üzerine. Ayrıca filmdeki aksiyon sahneleri de hiç kişisel hissettirmemiş.

    Yalnız şimdi hakkını yememek lazım, oyunculuklar çok iyiydi. Bradley Cooper, aile ve savaş arasındaki dengeyi iyi kurmuş. Oscar'ın iddialı isimlerinden biri. Sienna Miller'ı is başta tanıyamadım. O da iyi bir oyunculuk sergilemiş, ilgiyi hakediyor.

    Aslında film hakkında kısaca şunu diyebilirim: American Sniper, iyi oyunculukların harcandığı, Amerikan propagandası ve iyi aksiyon sahnelerinin ötesine gidememiş bir film. Ama çok başarısız bir film de değil açıkçası. Hiç olmazsa sürükleyici olduğu için izlettiriyor. Ama Oscar'da En İyi Film ödülünü alacak kadar da iyi değil yani film. (Gerçi Argo gibi bir hadise yaşanır mı, onu bilemem) Veya IMDb puanı kadar da abartılacak bir şey yok. Çerezlik bir filmden öteye gidememiş. Tam ortalamada, hatta birazcık da altında diyebiliriz. İsterseniz izleyin ama fikir sahibi edinmek amaçlı ve sıfır beklenti ile. Çünkü filmde bundan ötesi yok. İyi seyirler.
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    1 Şubat 2015 tarihinde eklendi
    Eastwood'un filmi, beklediğim kadar iyi çıkmadı. Art arda muhteşem En İyi Film adayları izleyip de bu filmi en son görmüş olmamdan da kaynaklanıyor olabilir bu. Amerikan ordusunun en başarılı sniper'ı olarak gösterilen Chris Kyle'ın hikayesi, etkileyici. Ancak sinemasal anlamda ele aldığımda, çok bir özelliği olmayan (örneğin "sniper filmleri" alt başlığında çok kaliteli bir "Enemy at the Gates" vardı), gereğinden fazla uzun süresi ile kimi zaman tekrara düşen ve biraz da sıkan bir yapım olmuş. Cooper beğendiğim bir oyuncu, ancak yine adaylık için yeterli seviyede görmedim. "Interstellar", hem film hem erkek oyuncu adaylıklarında kesinlikle çok çok önünde aslında "American Sniper"ın. Akademi'nin aşırı duygusal bir tercihi olarak yorumluyorum. Ve nihayetinde Oscar Ödülleri'nin artık "salt sinema"yı ödüllendirmediği, özellikle son yıllarda Amerika'nın ülke ve dünya politikasının bir aracı haline geldiği, ona hizmet ettiği su götürmez bir gerçek. Bu da ne yazık ki oldukça üzücü. Şu film kesinlikle aldığı adaylıkları hak etmiyor. Ha umarım da ödül falan alıp iyice soğutmaz bizi.
    cemertem
    cemertem

    Takipçi 55 değerlendirmeler Takip Et!

    1,0
    31 Ocak 2015 tarihinde eklendi
    Bu filme karşı çok öfkeliyim. Eastwood'un ne kadar milliyetçi olduğunu biliyorum. Ama filmi nötr halde objektif olarak izlemeye çalıştım. Chris karakterini sıradan bir sivil Iraklı gibi düşündüm. Ama olmadı. Bu kadar gaddar, bu kadar vahşi ve delicesine evrensel değerden yoksun, savaştan beslenen bir filmde tek bir sahnede dahi sorgulama ya da eleştiri olmaz mı? Nasıl bir mantıktır bu? Irakta, Vietnamda, Afganistanda, Güney amerikada milyonlarca sivili katleden, ülkeleri işgal eden bir ülkenin bu filmle anladım ki hakikaten insanlıktan nasibini almamış bir durumdalar. Filmde psikoloji ara sıra gözümüze sokulup, savaş şartlarında bu normaldir gibi bir mesajı en saçma şekilde anlatıp, bir iki cenaze merasimi ile günü kurtarabilmekten fazlasını beceremeyecek kadar berbat. Filmin başından beri Irak ve oradaki insanlar adeta her biri birer barbar, vahşi ve teröristmiş gibi gösteriliyor. Senaryonun her bir satırı böyle iğrenç yaftalamalarla dolu. Hatırlayacak olursak Hurt Locker filmi vardı o da aşağı yukarı aynı şeyleri anlatıyordu fakat en azından bir derdi vardı filmin. Böylesine leş değildi. Çünkü hem iki anlamlı, hem de düşündürücü bir filmdi. American Sniper ise sadece bir 'Amerikan Kahramanı'ndan' ibaret. Psikopat, manyak bir "vatansever" karakterine sahip. Filmin her alt metninde ABD'ye ve bayrağına hizmet gibi saçma sapan argümanlara sarılıyor Eastwood. Yahu bir ülkeyi işgal edip orayı çöle döndürmenin katliamlar yapmanın neresi kahramanlık ya da ülkeye hizmet olarak düşünülüyor? Yazıklar olsun bu mantaliteyi akademiye sokan ve ödül alması için çaba harcaya lobilere. Hiçbir sahnede savaş eleştirilmemiş, aksine alttan alta övülüyor. Burada en büyük terbiyesizliği yapan Bradley Cooper (yapımcı olarak) ve bu rezil filmi yöneten Clint Eastwood'a yazıklar olsun diyorum. Savaşı meşrulaştırmak adına mesaj vermek için epey efor sarf eden bu filmde muhtemelen de bugüne kadar hep gizli bir şekilde propaganda yapan Eastwood’un ayan beyan “ben böyle mankafa bir herifim" dediği ilk işi!..Ucuz milliyetçi mesajları, gözümüze sokmaya çalıştığı bayrakları ve Bradley Cooper’ın berbat güneyli aksanını geçtim artık. Öyle rezil bir senaryo ki içler acısı halde Chris Kyle’ı inanılmaz antipatik, zarar verici derecede milliyetçi bir hale getirmeyi ihmal etmemiş zaten. Eastwood dünyayı nasıl görmek istiyor bilmiyorum; Obama'yı sürekli eleştiren ve alay konusu olmayı iyice içine sindirmiş gibi görünen Cumhuriyetçi partinin davetlerine katılmayı ihmal etmeyen bir adam olduğunu biliyoruz. Ama bu filmlerden sıkıldım. Ki American Sniper da daha önce anlatılmamış bir şey de yok. Hikayesini anlatmaya çalıştıkları adam dinlemeye değer biri olmadığı gibi, kahraman falan da olamayacak kadar zavallı. Aynı zamanda evrensellikten yoksun hayat öyküsüyle de ABD dışında her yerde şiddetli eleştiri konusu olacak bir yapım. Ama gişe hasılatlarıyla kendilerini savunurlar ne de ols. Bu nasıl bir barbarlıktır biliyoruz az çok. Call of Duty oyununda da böyledir, sayısız filmde de böyledir. Onların müstakil evleri olur ,müstakil evlerinin bahçesine bakan kapıya eyalet bayrağıyla abd bayrağı asılmıştır. Eğer ölürlerse cenazelerinde mutlaka limuzin olacaktır ve saygı atışı yapıldığı esnada korkarlar. Bayrağı bol madalyalı bir subayın elinden alırken subay ölen askerin karısının kulağına eğilip bir şeyler fısıldar, kadın da göz yaşları içerisinde marur bir şekilde başı ile onaylar. Ondan sonra o lanet olası intikamın alınma zamanı gelir. İşte bir ülke bu kadar çok haksız olunca bunları yapmak mecburiyetinde kalır. Klasik Bush kafası vardır. Kendi halkını ve dünyadaki diğer insanları kandırmak için böyle filmler çeker. Çok fiyakalı askerleri, barbarları öldürür o filmlerde. Kim yahu bu barbarlar? Kendi ülkesini işgal eden amerikalılara karşı ülkesini koruyan insanlardır mesela. Yarın amerika bizi de işgal etmeye kalksa hepimiziz. Arsızlığın, barbarlığın, katilliğin, sapkınlığın kendini aklamaya çalıştığı yüzlerce filmden biridir. Umarım bu film demeye utandığım propaganda yapımı yerin dibine sokulur da biz de ortadoğu halkları da rahat eder! Yahu Eastwood farklı türlerde de filmler çekmiş birisi. Ama özellikle savaş türünde çektiği Letters from Iwo Jima ve Flags of our Fathers filmlerine bakınca neyi gördüğünüz zor olmuyor değil mi? Ortak noktalar basit. Her zaman ABD'yi aklamış, savaşı hatta öldürmeyi kutsamış, karşı tarafı ise asla anlama çabasına girememiş bir yönetmendir kendisi. J. Edgar'a gelelim, Di Caprio'nun da oynadığı film daha çok biyografi tadındaydı. Ama mesela bu filmde de J. Edgar Hoover denen bir başka hatalarla dolu insanı aklamaya çalışmıştı. Bunu nasıl beceriyor diye sormanın anlamı yok. Misal Kathryn Bigelow, Michael Bay ve Steven Spielberg gibi sağ zihniyet ya da sağ düşünce için filmler çeken yönetmenler filmlerinde gösterilmesi gerekli şeyleri en azından Kathryn Bigelow için söylemek gerekirse gösterebiliyor, ama J. Edgar için bakarsak Eastwood'un hiçbir şeyi anlatmadığını, karanlık noktaların aklandığını görürsünüz. Bu sabit görüşlü, ihtiyar herifin yıllardır çektiği filmlerindeki bu saçma salak nakaratları ülkem için ölüyorum, ırakta ailem için savaşıyorum saçmalıklarını duymak istemiyorum artık. Bu filmin üstüne Quentin Tarantino ne demiştir acaba çok merak ediyorum. Orijinal adam her filminde farkını belli eder, sanatını ortaya koyar. Ama Eastwood gibiler körelmeye mahkumdur. Bu arada tabii bu propaganda yapımı için spoiler vermek istemiyorum ama adamın gerçek hayatta nasıl öldüğünü biliyorsak eğer o sahnesini bile koymamışlar. Bir cümle ile geçiştirilmiş ki adamın ve amerikan milliyetçiliğinin üzerine kimse bir şey demesin. Bol bol bayrak sallayalım. Suriyeli sniper mustafa karakterinin de gerçekte sonu öyle olmamıştır. Film bunu bile kullanmış. Bütün bunların içinde kalkıp filmin tekniğini konuşmanın bile anlamsız olduğunu düşünüyorum. Neyse dostlar çok uzattığımın farkındayım ama tahammül edemiyorum kusuruma bakmayın...
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top