Need For Speed: Hız Tutkusu - Beyazperde.com eleştirisi : Yaban atları gibi hızlı ve özgür!

"Need for Speed"(NFS), Electronic Arts (EA) firması tarafından yayımlanan video oyunları serisi. İçeriği araba yarışları. Karşımızdaki film ise, bir video oyununun sinema uyarlaması kalıbının çok dışında/üzerinde; yüzeysel değil ve şaşırtıcı derecede gerçek. İtiraf etmeliyim ki, hiç böyle bir film beklemiyordum. Filmi seyrederken hissiyatınız şu yönde: 1960'ların ve 1970'lerin ruhu içinde koca ülke Amerika'yı doğudan batıya doğru -yasa adamlarına rağmen- geçerken, hız ve özgürlük tutkusu saçlarınızı dalgalandırıp yüreğinize akıyor.

Tobey Marshall (Aaron Paul), yarışçılık yeteneklerini 'soft - hard modifiye' uzmanlığıyla sağlamlaştıran ve motorlu taşıtlar konusunda kendisi gibi maharetli dört can dostuyla babadan kalma tamirhaneyi işletmeye çalışan, işçi sınıfından bir genç adam. Kasabanın kibirli, küstah, kıskanç diğer yarışçısı, ünlü Dino Brewster'in (Dominic Cooper) kışkırtması ve ölümlü bir kaza sonrası kaderi değişecektir.Tobey, iki yıl hapis hayatından sonra The De Leon Yarışı'na katılmak için, kendini, altında özel üretim Mustang araba ve yanında zeki İngiliz kız Julia (Imogen Poots) olduğu halde, New York'tan San Francisco'ya doğru giderken bulacaktır: Tabii ki, katıldığı her yarış yasa dışı olduğundan, kovalayan polisler ve kendisine yardım eden arkadaşlarıyla birlikte!

Hikayede yeterince ayrıntı ve sürpriz mevcut. Asıl önemli olan, sadece Amerika'nın yollarına özgü o özgürlük ruhu. Bilirsiniz ki o ruh, müthiş aktör ve yarışçı Steve McQueen (1930-1980) ile ete kemiğe bürünmüştür...Bilirsiniz ki, "Ölüm Noktası" (Vanishing Point, 1971) adlı filmde, 1970 Dodge Challenger arabayı Denver'dan San Francisco'ya 15 saatte teslim etmek için uçsuz bucaksız yollarda gaza basan eski yarışçının, dönemin özgürlük haykırışlarına denk düşen ruhudur...Polis telsizlerini dinleyerek ona yardım eden radyo DJ'inin düzene kafa tutmasıdır. O ruh, çöllerde, şiddetli yağmur altında, uçurumlu virajlarda, mustangler (yaban atları) gibi adeta uçabilmektir.

Yönetmen Scott Waugh, eski bir dublör. 1988'den başlayarak onlarca filmdeki tehlikeli sahnelerde yer almış. Dolayısıyla bir görünmez kahraman, sinema sektörünün tozu toprağını yutmuş bir işçi olarak o ruhu coşkuyla yansıtmış ve araba aksiyonlarının nefes kesici sekanslarını  sınırları zorlayarak çekmiş. The De Leon'un sahibi olan ve önündeki ekranlardan tüm yarışçıları izleyip katılımcı isimlere karar veren Monarch'ın (Michael Keaton) dediği gibi "yarışmak sanattır ama intikam duygusuyla yarışmak yüksek sanattır". Waugh, şahane araba dublörleri, mekanik / aerodinamik uzmanlarının işbirliği ve SONY kameraların marifetiyle, belleklerden pek kolay silinmeyecek anlara imza atmış. Bunlar, araba yarışı sahnelerinin yüksek sanata ulaştığı anlar. Hız, çarpışmalar, parçalanmalar, oyun gibi değil, hakiki!

Aaron Paul ile dört arkadaşını oynayan, Ramon Rodriguez, Rami Malek, Scott Mescudi ve Harrison Gilbertson ise, canlandırdıkları karakterlerin sevecenlikleri, güzel kalpleri ve mizah yetenekleriyle, dünyadaki her özgür ruhlu gencin omzuna dokunacaklar, onlarla temas kuracaklar. Aynı şekilde, Nathan Furst'un filmi özel kılan müziği, "Need for Speed Hız Tutkusu"yla sıcak bir ilişki kurmanıza yardımcı olacak.