Gözle görülmez dikenli teller, adresimiz aynı karanlık yerler
Yazar: Hande KaraKayıp Kız'ın yazarı Gillian Flynn'ın aynı isimli romanından beyazperdeye uyarlanan Karanlık Yerler'i izlediğimde, film David Fincher'ın elinden çıksa nasıl olurdu diye düşünmeden duramadım. Zira Gone Girl'den daha karanlık hikayesiyle bir suç filmi olan Karanlık Yerler, size ister istemez bunu düşündürüyor.
1985'te Kansas'taki çiftlik evlerinde yaşanan katliam sonucu iki kız kardeşini ve annesini kaybeden Libby Day, bugün 30'lu yaşlarının ortalarında ve yıllardır katliam mağduru olarak kendisine yapılan bağışlar ile yaşamış bir kadındır. Cinayetlerden o dönemde satanist gruplari le ilişkisi olduğu belirlenen abisi sorumlu tutulmuş ve Libby de 8 yaşındayken cinayetleri gözüyle görmemiş olsa bile, abisine karşı ifade vererek onu mahkum ettirmiştir. 28 yıldır içeride yatan abisini görmemiş ve olayın üzerine kendince bir çizgi çekmiştir. Ancak gelen yardım paralarının suyunu çekmesi üzerine gireceği yeni iş, onu yıllardır kaçtığı gerçeklerle yüzyüze getirecek ve ailesinin ölümünün ardındaki sır perdesini aralamak Libby'ye düşecektir.
Genel olarak uyarlama filmlere imza atan ve 2010'da bir başka çok satan roman uyarlaması Sarah's Key ile beyazperdede boy gösteren Fransız yönetmen Gilles Paquet-Brenner, iki saatlik film boyunca tüm noktaları birbirine bağlamayı başarıyor başarmasına da, bu arada sıkıcılıktan sıyrılmayı maalesef başaramıyor. Evet olayın gerçekte nasıl yaşandığını merak ediyor ve öğrenmek istiyoruz, zaten yönetmen de son ana kadar bunun için çabalıyor ve bize verdiği ipuçları konusunda oldukça cimri davranıyor. Ancak iş akıcılığa geldiğinde 2,5 saatlik Kayıp Kız'ın akıcılığını yakalamak pek mümkün olmuyor.
Kitabın yazarı Gillian Flynn, Kayıp Kız da kullandığı medya etkisini, bu kez mağdur edebiyatının nasıl kötüye kullanabileceği tarafından anlatıyor. Ve bizi bir de varlıklarını bildiğimiz, ancak işin kostümlü rol canlandırma boyutunda olduğunu tahmin etmediğimiz, kendilerine Kill Club diyen yarı dedektiflerden oluşan, çözülmemiş ya da şüpheli davaların peşine düşen insanlarla dolu bir oluşumla tanıştırıyor. Flynn, gölge yazarlık, gazeteciliğin adalet sistemi üzerindeki etkileri gibi temalara da yine değiniyor.
Filmin Charlize Theron başrolündeki kadrosu oldukça başarılı isimlerden oluşuyor. Nicholas Hoult, Chloe Grace Moretz, Tye Sheridan, Corey Stoll ve Christina Hendricks'i izlediğimiz yan roller de gayet isabetli tercihler. Özellikle flashback sahnelerinde izlediğimiz Libby'nin annesini canlandıran kızıl güzel Christina Hendricks, Theron'dan rol çalıyor. Chloe Grace Moretz de Ben'in dengesiz şeytana tapan kız arkadaşı rolünde şaşırtıyor.
Karanlık Yerler, yönetmen Gilles Paquet-Brenner'in kendi Neo-noirini yarattığı bir film olarak anılabilir ve Kayıp Kız ile karşılaştırmayı bir kenara bırakırsak, gizemli bir suç hikayesi olarak rahatlıkla izlenebilir.