Hesabım
    Ayı Paddington
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Ayı Paddington

    Konuşan ayının aile saadeti...

    Yazar: Arzu Çevikalp

    Canlı animasyon tekniği ile çekilen ‘Ayı Paddington’,  türdaşları ile orta noktada kesişerek, gerçek görüntülerin üzerine anime karakterini oturtuyor ve bu tekniğin öncüsü haline geliyor. Ülkesi Peru’yu terk etmek zorunda olan bir ayının Londra’ya gidişini konu alan film, araya eklediği Peru müzikleriyle, hem Peru’ya atıfta bulunuyor, hem de oranın müziklerini tanımamıza olanak sağlıyor. Daha önce Peru müziklerini hiç dinlememiş olanlar, bu vesileyle aşina olmuş oluyorlar. Bir taşla iki kuş misali…

    Filmin en önemli çıkış noktası ise, Londra’daki yaşamın göründüğü gibi olmadığı, göklere çıkarılan Londra için ortaya konulanların iç açıcı olmaması, ki bu biraz üzücü. Kültür farkını yansıtan filmin, çatışma yaratmak için böyle bir şeyi öne çıkarması mantıklı olmuş ancak, biraz fazla İngiliz havası soluyoruz sanki… İngilizlere yapılan iğneleyici göndermelerin animasyon filmi ile yumuşatılmaya çalışılmasının yanı sıra, konuşan bir ayının masumluğu ve iyi yüreği perde karşısındakileri bayağı düşündürüyor.  Ayı Paddington “nereden düştüm Londra gibi bir yere” diye düşünürken, iyi bir ailenin ona kapılarını açması, yeryüzünün herhangi bir yerinde bile iyi insanların olduğunu hatırlatıyor bize, önemli olan onlarla karşılaşabilmek… İnancımızı yitirmememiz gerektiği konusunda bize destek çıkan filmin böylesine kanımıza zerk edilmesini tuttuk doğrusu.

    Hikâyeye gelince: Yolunu kaybeden garip görünümlü bir ayının kendine ev arayışı ve ev bulduktan sonra başına gelenler… Tabii böyle bir hikâyede her zaman ters bir köşe vardır, mesela ayıya kötülük eden yani onu avlamaya çalışan cadı kadının amansız maceraları gibi. Şunu da belirtmek gerek; ayıyı evine alan aile önce onu istemeyip, hor davranırlar ama sonra işin rengi değişir. Hikâyeyi değişik yollardan aktaran film, aslında bize çok önemli başka bir filmi çağrıştırıyor: ’ Ayı Teddy’… “Teddy” fimindeki esprilerle bağ kuran hikâye ile zaman zaman Teddy’yi izliyor gibi oluyoruz. Gerçekten de esinlenmeler var, ama bu esinlenmeler kesinlikle filme kötü yansımıyor, hatta daha eğlenceli hale bile getiriyor.

    Hikâyenin genel çizgisine göre; çocuklara ders veren film, aile olmanın kuralını ve o sıcaklığın özünün ancak aile ile sağlanabileceğini vurgulayarak, sevginin en inatçı insanı bile değiştirebileceğini gözler önüne seriyor. Bir insanın değerini anlamanın bedelinin ağır olduğunu ve o bedelin altında yatan sebebin onu kaybettiğimiz zaman güçleneceğinin altını kuvvetlice çizerek, bir ailenin çocukları için her şeyi yapabildiğini aktarıyor. Film, bu yönüyle de oldukça sıcak ve samimi! Genel itibariyle; teknik efektlerle, dramatik kurguyla, komik sahnelerle ve akıcı diyaloglarıyla seyirciyi cezbeden film, yer yer hüzünlendirerek gerçekleri acı bir şekilde yüzeye çıkartıyor, böylece daha önce bakmadığımız derin bir pencereden bakıyoruz.

    O derinlikte kaybolurken, ayıyı avlamak için cadının yaptıkları ile filmin güç dengesini görüyoruz ama burada önem arz eden çok önemli bir mevzu var, o da cadıdan kurtulmak için ayının kuşları cadı kadının üzerine salması… Kuşların aniden saldırması size hangi filmi hatırlattı, tahmininiz ne yönde? Tabii ki Alfred Hitchcock’un “Birds” filmindeki sahne ile örtüşen filmin, hitchcock-vari bir teknikle, ustayı anması da gözümüzden kaçmadı doğrusu.

    “Ayı Paddington” keyifle izleyebileceğiniz, eğlenebileceğiniz, bazen duraksayacağınız, üzerinde düşünebileceğiniz anlamlı bir film. Çocukları ve yetişkinleri öyle ya da böyle tatmin edebilecek film, canlı renkleri ve görselleriyle ütopik dünyaya girişimizi kolaylaştırarak, sıradışı karakterlerin çerçevesini çiziyor. Macerayı süsleme konusunda sıkıntı yaşamayan filmin, tıpkı Paddington gibi şapkasını çıkararak bize selam yollaması,  içimizdeki duyguları aynı anda yaşamamız adına o kadar iyi kurgulanmış ki, aksini düşünmek bile istemiyoruz.  ‘Şapkasız çıkmam abi’ diye bir imaj sergileyen Paddigton’ın müstehzi bakışlarını da unutabilmiş değiliz.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top