Hesabım
    Şirinler 3: Kayıp Köy
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Şirinler 3: Kayıp Köy

    Old School Şirinler...

    Yazar: Oktay Ege Kozak

    Her ne kadar her diğer 80'li yıllarda büyümüş Türk çocuklar gibi o dönemleri Şirinler izleyerek geçirmeme rağmen çocukluk yaşlarım bittikten sonra bu adı üstünde şirin olduğu kadar basit karakterlere ve dünyaya geri dönmek için bir isteğim olmadı. Sonuçta yetişkin Şirinler hayranları her ne kadar nostalji olsun diye bu mavi minik yaratıkların sihirli dünyasını görmeye devam etmek isteselerde bu serinin, orjinal çizgi romanlar olsun, eski yılların çizgi dizisi olsun, veya CGI animasyonlu modern versiyonu olsun, tamamiyle çocuk seyirci için yapıldığı kesin.

    Çocukluğumuzda izlediğimiz bazı çizgi filmler vardır, yetişkin olduğumuzda halen haz alabileceğimiz. Mesela kişisel olarak halen bayılırım Looney Tunes, Garfield, ve Peanuts’a (Snoopy). Bu örneklerin içeriğine baktığımızda sert fiziksel komedi, derin bazı psikolojik karakterizasyonlar gibi yetişkinlerin halen ilgisini çekebilecek özellikler var. Şirinler’e baktığımızda ise gayet sevginin ve pozitifliğin önemi üzerinde durduğu için çocuklara gayet uygun olduğunu düşündüğüm serinin bu basitliğin ötesinde yetişkinler arasında neden halen popüler olduğunu anlamak zor. Uzun lafın kısası, yaklaşık otuz yıldır Şirinler dünyasına dönmediğim için bu eleştiriyi yazarken çocukluk kafama geri dönmem gerekecek.

    Bu Şirinler filmi serinin üçüncü bölümü olarak pazarlanıyor, fakat animasyon karakterler ve canlı insanları bir araya getiren ilk iki film ile aslında pek bir bağlantısı yok. Bu filmin pozitif bir özelliği, çünkü ilk iki film, bu sevimli karakterleri orjinal animasyon dünyasından çıkarıp safi tembel post modernizm olsun diye gerçek New York City’e sokuşturup, banal popüler kültür şakalarıyla 21. yüzyıl tarzı bir Şirinler yaratmaya çalışıyordu. O filmler Şirinler’in eski hayranlarına olsun, eğlenceli birer çocuk filmleri izlemek isteyen aileler olsun, gayet bayat deneyimler sunuyorlardı.

    Derler ye işte, ‘Bozuk değilse tamir etme’ diye, Şirinler’in yeni sinema serisine sahip olan Sony Animasyon, gerçek insanlar kullanmayan, baştan sona animasyon olan, ve hikayenin tamamının bildiğimiz eski usül Şirinler evreninde geçtiği bir film ile karşımıza çıkıyor. Bu sayede hem Şirinler nostaljisi çeken yetişkin seyirci aradığını buluyor, hem de çocuklar hikayenin aktardığı hafif eğlenceyi ve sevgi ve kendine güvenmenin önemi hakkındaki dersleri yalayıp yutabiliyor.

    Orjinal serinin renk dolu, canlı ve enerjetik havasını üç boyutlu CGI animasyonu dünyasına gayet başarılı bir biçimde aktaran Şirinler 3: Kayıp Köy’ün hikayesi Şirinler kasabasının tek dişisi ve Şirinler’in nasıl yavruladığına dair binbir iğrenç teorinin odağı olan Şirine’nin dişi olmanın dışında hangi konuda uzman olduğunu anlamaya çalışması etrafında oluşuyor. Şirinler’deki tek kız karakterin tek özelliğinin bir kız olması tabii ki fazla eski usül ataerkil bir yaklaşım. Şirine’nin ta 2017’de artık kız olmanın haricinde bir kişiliğe oturtulmasına ‘Neyse, geç olsun da güç olmasın’dan başka bir tepki vermek zor.

    Kendi kişiliğini aramak için yola koyular Şirine, gizemli başka bir diyarda başka Şirinler’in yaşadığını öğrenir ve Gözlüklü Şirin, Sakar Şirin gibi bir avuç diğer Şirin ile bu dünyayı keşfetmeye gider. Fakat ne yazık ki Şirinler’in sihrini çalmak isteyen kötü olduğu kadar sakar büyücü Gargamel de Şirine’nin peşinden gider. Filmin hikayesi ve sürprizlerini adımı adımına tahmin etmek çok kolay. Öbür Şirinler kasabası hakkındaki gizemin ne olduğu, hikayeden alacağımız derslerin ne olacağı, ve özellikle üçüncü perdede seyirciyi ağlatmaya çalışan trajik bir durumun nasıl sonlanacağı film daha başlamadan belli oluyor. Yani pek bir orjinallik beklemeyip, standart modern çocuk animasyonu ile eski Şirinler havasını bir araya getiren, pek bir özelliği olmamasına rağmen türüne ve tonal yaklaşımına göre tatmin edebilecek bir yapım var karşımızda.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top