Senaryosu, Thomas Edison ve George Westinghouse arasındaki “doğru akım – DC” vs. “alternatif akım – AC” rekabetinden esinlenilerek Michael Mitnick tarafından yazılan “The Current War” (yani Akım Savaşı), yönetmen koltuğunda Alfonso Gomez-Rejon’un oturduğu bir drama…
Prömiyeri, 9 Eylül 2017’de Toronto International Film Festivalinde (TIFF) yapılan ve 25 Ekim 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 6.5 /10 (20.482 oy) ve 3.9/5 (1.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.3/10 (104 yorum) ve 55/100 (24 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, oylamaya katılan sayıları yüksek olmadığı için doğru fikir vermekten oldukça uzak…
O nedenle bizde, Kasım 2017’deki dağıtım haklarını, cinsel istismar iddiaları ile suçlanan Harvey Weinstein’ın sahibi olduğu The Weinstein Company’nin elinde bulundurması yüzünden uzunca bir süre rafta bekletilen ve (TIFF’deki prömiyerinde yarattığı hayal kırıklığının ardından) Gomez-Rejon’un yapımcılardan Martin Scorsese’yi bazı sahneleri yeniden çekip, on dakikalık bir bölümü de kurgudan çıkartarak “Director’s Cut” bir versiyonuna ikna ettikten sonra izleyici ile buluşabilen bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun içinde, 30 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve başına gelen pek çok talihsizliğin yanı sıra 12,2 milyon dolarlık bir hasılat rakamı ile gişeye de çakılmış olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, Thomas Edison ve George Westinghouse gibi oldukça farklı kişiliklere sahip olan iki insanı canlandıran Benedict Cumberbatch ile (favori yönetmenlerimizden Jeff Nichols’ın da vazgeçilmezlerinden olan) Michael Shannon’un, karşılıklı şovlarına tanık olduğumuz bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Elbette filmde, Nikola Tesla, Samuel Insull ve J. P. Morgan gibi karakterleri oynayan Nicholas Hoult, Tom Holland ve Matthew Macfadyen gibi tanınmış isimler de var…
Fakat Cumberbatch ile Shannon’un performansları filme damgasını vurmuş bir kere…
Çekimlerine 18 Aralık 2016 tarihinde İngiltere’de başlanılan ve (aradan geçen üç yıllık bir sürenin ardından) 2019 yılının son çeyreğinde sinema salonlarında kendine yer bulabilen filmin hikâyesi, özellikle de bilim tarihiyle yakından ilgilenenler için son derece zihin açıcı…
En azından bu sayede, “ayakları yere basan” Westinghouse ile J. P. Morgan’ın tersine Edison ve Tesla’nın ne kadar “uçlarda yaşayan” insanlar olduklarını da görmüş oluyorsunuz…
Tabii, dünyayı değiştiren insanların, ayakları yere basanlar mı yoksa büyük hayaller peşindeki uçlarda yaşayanlar mı olduğu tartışmaya açık bir konu… Ancak yorumumuzda bu hususa girmek niyetinde değiliz…
Bizim vurgulamaya çalıştığımız şey, “Me and Earl and the Dying Girl” (2015) de de harika bir iş çıkartmış olan Alfonso Gomez-Rejon’un bu duyguları izleyiciye başarıyla aktarmayı becerebilmiş olması… O kadar…
Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama tek bir “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun… Ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler…