En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
cavo
Takipçi
28 değerlendirmeler
Takip Et!
2,5
12 Temmuz 2014 tarihinde eklendi
Neden. Filmi izledikten sonra akla gelen ilk düşünce bu oluyor ister istemez. Başlangıç ile farklı bir açılm yaptıktan sonra ikincisinde hiçbir farklılık yaratma konusunda düşüncen yoksa neden bu devam filimini beyazperdeye sundun. Yeterli değildi, sığ bir konuya sarılmış bir iki buçuk saat geçirdiğimiz aşikar. Üç boyuta değinmek bile istemiyorum, her şeyiyle hayal kırıklığı yaratan bir devam filmi. Saygılar...
Bu film, ilk filmin hayvanların insan biçimci/antropomorfist şekillerde tasvir edilmesi ve insani yönlerin ve niteliklerin yüceltilmesi anlamında bir devamı, evet. İnsan uygarlığının doğaya ve hayvanlara ve elbette yaşayan bütün canlılara yaptıklarını göstermesi anlamında aynen ilk film gibi bizi farklı bir noktadan bağırmaya çağırıyor, burası doğru; ama aynı zamanda bütün hayvan karakterleri kaale almamızın ve önemsememizin sebebi de onların aslında insan gibi olmaya başlamaları, yani akıllarını kullanmaya başlamaları oluyor. Bu noktada en azından hayvan hakları ile ilgilenenler açısından hayvanların gerçekten de kaale alınmamalarındaki en büyük sebep, hayvanların insan zekâsına sahip olmaması sebebiyle sömürülmeye ve acı çekmeye devam etmesidir. Hayvanlar başlarına gelen bütün o kötülüklerin sebebini kavrayamıyor, ama onlara yaşatılan bütün bu zulümleri, kötülükleri, ve acıyı yaşayarak, ızdırap çekerek hayatta kalmaya çalışıyor ve ölüyorlar, öldürülüyorlar. Kıstas noktamız onların insan gibi bir zekâsı olması değil, insan gibi his ve duyguları olması; ölmek değil yaşamak istemeleri olmalı. Hayvanları akıl sahibi olduklarında insanlar gibi herşeyi yıkacak gibi bir tavırlar eleştirerek insanı öven bir eleştiri yapmak hiç doğru değil, gerçekçi değil. Bu yüzden hayvanların akıl sahibi olur olmaz iktidar hırsına kapılmaları ve özellikle de bunu yapanın Koba olması bana samimiyetsiz geliyor. Koba'nın ilk filmde korkunç hayvan deneylerinde kullanılan ve artık acı çekmeye karşı nasır bağlamış bir maymun olduğunu biliyoruz. Hayvan hakları ve hayvan deneyleri konusunda birşeyler okuyanlar, izleyenler Koba'nın başına gelenlerin milyonlarca hayvanın günlük, rutin yaşam standardı olduğunu biliyor. Bilmeyenler dayanabileceklerse youtube'dan izlesin. Koskoca filmi Koba'nın kötülüğü üzerine kurmak ve Sezar'ı insanlardan özür dileyen ve kendi türünü suçlayan bir konuma indirgemek bana hiç masum görünmüyor. Koba'dan veya isimsiz Kobalardan, rahatça her yıl deneylerden öldürülen hayvanlardan kim insanlar adına özür diledi ki -ki buna birinci filmdeki iyi bilim adamları da dahil- Koba adına Sezar bütün insanlardan özür dilesin? Dilemeli mi?
Hayvanları veya doğayı olduğu gibi anlatabilmek ve ortak noktalara temas ederek hikâyeler anlatmak bir meziyet ve bu meziyetin çok güzel sergilendiği eserler var; meselâ Pi'nin Yaşamı ya da The Grey... Hayvanlar veya doğa, onların olmamızı istediği şey değil, olmak zorunda da değil, ve onları bizim istediğimiz şey olmaya zorlarken nesnel ve hakiki olan şeyi gözden kaçırabiliyoruz, kaçırıyoruz. Maymunlar Gezegeni serisinin devam filminde de hakiki olanı anlama çabası- ki ilk filmde daha samimi bir çaba görürken- hayvanlarla ilgili gerçek olmayan masallara kapılıp gidiyor ve onların yaşamak zorunda bırakıldığı kötülükleri görmemizi, anlamamızı mümkün kılmadan bitiyor.
Serinin ilk filmi ‘’Maymunlar Cehennemi: Başlangıç’’ı 2D olarak izlediğimiz için pek tadını alamamıştık, bu sefer ki ‘’Maymunlar Cehennemi: Şafak Vakti’’ ise 3D olmasının avantajıyla bir adım daha önde gibiydi ilk filminden.
İlk filmde Caesar’ın sahibi rolünü üstlenen James Franco’nun bu filmde olmayacağının açıklanması hiç şüphesiz ki –ben de dahil- seriyi sevenleri üzmüştü. Hatta seriyi sevenlerden ‘onsuz filmi izlemeyiz’ diyenler bile vardı. James’in yokluğunu, filmde maymunların arasına dalan Jason hiç aratmadı diyebilirim. Hatta bence Jason’u kadroya katmaları daha iyi olmuş. 3 filmde de Franco’yu görmek; insanı sıkabilirdi.
İki filmdir aslında ‘maymunu nasıl yetiştirmişler, vay be..’ diyordum. Aslında bunun insan olduğunu öğrendiğimde aşırı şaşırmıştım desem; yalan olmaz. Daha önceden hiçbir filmini izleme fırsatı bulamadığım -Başlangıç filmi harici- Serkis’in baş rolü oynadığı Caesar rolünün katkılarıyla; serinin ardından birçok yapımdan teklif geleceğini düşünüyorum. (Bu arada hakkını yememek lazım; Caesar’ın düşmanı rolünü üstlenen Koba'yı ise Toby Kebbell çok iyi üstlenmiş.
Yönetmen Matt Reeves’in ilk kez 3 boyutlu bir film yapacağını öğrenmem; beni biraz telaşlandırmıştı filmden önce. Tabii en beğendiğim yönetmenlerden Michael Bay bile direk 3 boyutluyla başlamamıştı filme, ama olsun.. Cidden iyi yönetmiş filmi. Malefiz’in 3 boyutlu olmasına bakarsak; aralarında dağlar kadar fark var. Ayrıca bu filmin senaryosunu da üstlenen, -önceden Zor Ölüm, Gerçeğe Çağrı, Sihirli Dağ gibi filmlerin senaryo kısmından tanıdığımız- Mark Bomback’ın ilk seriyle de bağlantılı yazdığı senaryo becerisine de ayrı bir parantez açmakta fayda var.
İlk vizyona girdiği haftanın açılışında en yakın rakibini 2’ye katlaması ve vizyonda olduğu her sinemada (3D/2D ayrılmaksızın) büyük ilgiyle karşılaşan Maymunlar Cehennemi filmi; sanırsam beklenen ilgiyi de karşıladı. İlk filmin yaptığı toplam gişenin 1/3’ünü henüz açılışında yapan Maymunlar Cehennemi, ilk filmini geçeceği sinyallerini verdi.
Tahminimce; ilk filmini ikiye katlar. Yakın zamanda pek beklenen bir film gelmeyeceğini düşünürsek (Galaksinin Koruyucuları ve Herkül’ün geçeceğini sanmıyorum) 3-4 hafta liderliğini sürdürür. Eleştirmenler tarafından da, seyirciler tarafından da tam not alan filmin yüksek gişe yapması da hakkıdır…
Serinin kemik bir kitlesi olmadığımdan herkesin uğradığı o hayal kırıklığına şahsen ben uğramadı kalırsa içerdiği alt metni,aksiyon sahneleri ve motion capture teknolojisindeki gelinen noktayla beraber yazın en iyi fazla detay burada:
Serinin izlediğim ilk filminden sonra heyecanla beklediğim bir filmdi. Filmin temposu biraz yavaş gelebilir size ama filmin verdiği mesajlar o kadar güzel ki (anlayana).... her insanın gidip biraz ders alması lazım. Keşke bu dünyada savaşlar olmasa.... hep barış olsa... insanlar sevgi dolu huzurlu bir şekilde yaşasa keşke... Hayvanat bahçeleri olmasa.... hayvanlar özgürce doğal ortamlarında yaşayabilse keşke... insan insanı neden öldürür... veya hiç bir suçları olmadığı halde zavallı hayvanları neden 2 m kare alana hapsederler... Hayat bu keşkeler ve nedenlerle dolu işte..... belki ütopik bir dünya hayal ettim filmden sonra ama neden olmasın bunu yapabilmek bizim elimizde yeter ki içimizdeki gücün farkında olalım... Herkese iyi seyirler :)
Birinci filmin yanına yaklaşamasa da kötü bir film değildi.
Ragojin, sen filmi tamamen yanlış anlamışsın, hatta hiç anlamamışsın. Burada anlatılmak istenen, kötülüğün akıl ile birlikte gelmesi. Bir hayvana eziyet de etsen, işkence de etsen kin tutmaz, kan davası gütmez, ben de işkence yapayım, eziyet yapayım demez. Ama ne zaman ki işin içine akıl girer, işte onunla hem iyilik hem de kötülük birlikte gelir. Burada da kendi halinde maymunların akıl ile birlikte nasıl da insani zaaflara sahip olduklarından bahsediliyor. Sezar da bu yüzden özür diliyor. "Ben maymunların insanlar gibi olmadığına, onlardan üstün olduğuna inandım, ama birbirimize benziyormuşuz" diyor zaten.
Film tam anlamıyla mükemmel olmuş.İMDb puanından da belli zaten.2014 yılına damga vuracak filmlerden birisine benziyor.Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim.
Güzel, izlenir. Gösterime gireli bir hayli olduğu için yorumu uzatmayacağım fakat seriyi izliyorsanız zaten bunuda kaçırmazsınız ki bundan da pişman olmazsınız.
Bir yanda tüm dünyayı etkisi altına almış bir virüsten kurtulmuş olan insanlar, diğer yandaysa Caesar ve arkadaşları. Serinin 2011 yılında çekilmiş olan Başlangıç filminden çok daha karamsar ve de ürkütücü bir havası olduğu muhakkak. Özellikle maymunların üzerine basarak söylüyorum insanlara karşı bildiğimiz silahları kullanması felaket ötesi birşey. Lakin her zaman olduğu gibi yine iyiyle kötünün mücadelesine tanık olduğumuz filmde yine iyi olanlar savaşı kazanıyor. Kapsam olarak baktığımızda küçük bir alanda geçen film başta sıkıcı gibi gelebilir lakin, insanların ve maymunların sanki iki klanın hüküm sürme savaşına tanık olma hissi çok farklıydı. Görsel ve işitsel olarak günümüz teknolojisinin bize sunmuş olduğu imkanları çok daha iyi bir şekilde kullanma yolunda ilerlemeye devam ediyoruz. Puanlamada da paylaşmış olduğum gibi DÖRT DÖRTLÜK ...
Film serinin önceki filmlerinin gerisinde kalmış. Senaryo itibariyle özellikle boş geçen yaklaşık ilk 50 dakikadan sonra biraz toparlamaya çalışılmışsa da serinin en kötü filmlerinden biri olmaktan kurtulamamış...
Film Maymunlar Cehennemi:Başlangıç filminin devamı niteliğinde insanların çoğu ölmüş ve maymunlar kendi düzenini kurmuş bu filmi çok iyi yapıyor maymunların ilk başta konuşmaları çok etkileyici ve filmi cezbeden bir şey olsa da daha sonradan maymunların birden ingilizce konuşması filmi biraz bozmuş açıkçası,gördüğüm tek eksik bu olduğu için filme 4 puan gibi çok iyi bir puan verdiğimi düşünüyorum ama mutlaka izlemelisiniz.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.