Her şeyden önce teknolojinin geldiği nokta şaşırtıyor insanı. Film boyunca tek bir saniye bile izlediklerimin yarıdan fazlasının yapay ortamlarda çekildiğini veya oluşturulduğunu hissetmedim. En ufak detaylar dahi göz önünde bulundurulmuş ve harika bir atmosfer oluşturulmuş. İki saatten biraz fazla olan süresi size on dakika gibi geliyor. Sürükleyicilik had safhada. "Maymunlar Cehennemi" evreninin 2011 yılında başarılı yeniden doğuş operasyonu, aynı başarıyı, hatta biraz daha ileri götürerek belki, devam ettiriyor bu ikinci film ile. Umarım serinin üçüncü filmi de, muhtemel son halkası yani, yerinde bir final yapar. Tüm teknik başarısının yanında, belki tahmin edilebilir ancak son derece başarılı oluşturulmuş olay örgüsü ve senaryosu ile de takdiri hak ediyor. Sahneler ilerlerken, özellikle finale doğru George Orwell'in başyapıtı "Hayvan Çiftliği" aklıma gelmedi değil. Hele de kitabın o kısa ancak muhteşem olan son paragrafı, son cümlesi. Bilmiyorum doğrudan ilişki kurulabilir mi, ancak filmi izlerken ve insanlar ile maymunların mücadelesini, birleştikleri ve ayrıldıkları noktaları özümserken, bu gibi düşünceler gelip geçiyor zihninizden. Tabii ki kitabın alt metinleri oldukça farklıydı, ancak birleştikleri noktalar da var. Yalnızca bir aksiyon-macera filmi olarak göremiyorum bu nedenle filmi. Sağlam bir altyapıya oturduğu düşüncesindeyim. Tabii ki özellikle finale doğru aksiyonun da hakkıyla tadını çıkarıyoruz, ancak sıradan bir "popcorn" filmi değil, "izle-geç" filmi değil bana kalırsa. Yine de bu tercih seyirciye kalmış, hangi pencereden filmi tecrübe etme tercihi. Senenin görülmeyi hak eden yapımlarından olduğu su götürmez bir gerçek.