Muhteşem mekanlar, muhteşem sahneler, çekimler, müzik kullanımı, estetik karakterler, önceki filmlere saygı duruşu, ve tabii ki Aston Martin. Bu 24. Bond filminde aradığım her şey vardı. Daniel Craig'in artık karaktere iyice büründüğünü hissettim. Dench'in ayrılığının yarattığı boşluğun bir nebze de olsa Fiennes ile başarıyla doldurulabildiğini, Q ve Moneypenny'nin yan karakterler olarak sempatilerini arttırdıklarını gördüm. Monica Bellucci'nin en yaşlı Bond kızı olmasına tanık oldum. Eva Green'in (Vesper Lynd) ardından bir başka akılda kalıcı, en çarpıcı Bond kızlarından Lea Seydoux'a ve James ile aralarındaki uyuma hayran kaldım. Kısacası film genel anlamda oldukça hoşuma gitti. Bir kere, bir Bond filminin en büyük olmazsa olmazlarından birini ilk saniyeden itibaren kusursuzca yerine getiriyor: stilize olmak. Filmin aldığı en büyük eleştiriler, ben de katılıyorum aslında, kötü adam ve asıl kızın derinlikli karakterler olmadığı ve özellikle kötü adamın, Waltz'un başarılı performansına rağmen, sönük kaldığı yönündeydi. Ancak filmin genel bakışı içinde beni çok da rahatsız etmedi bu durum. Amacına ulaştı "Spectre". Serinin takipçisi iseniz zaten izleyeceksiniz, ancak aklında soru işareti olanlar varsa, hiç düşünmeden sinema salonuna koşsun.