Hesabım
    Aşk
    Ortalama puan
    3,8
    301 Puanlama
    Aşk hakkında görüşlerin ?

    41 Kullanıcı yorumları

    5
    8 Eleştiri
    4
    23 Eleştiri
    3
    6 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    1 Eleştiri
    0
    2 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Şamil Ö.
    Şamil Ö.

    Takipçi 171 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    12 Aralık 2015 tarihinde eklendi
    İnsan tamamen duygulardan oluşan bir et parçası. Duygularıyla hareket eder, duygularıyla düşünür, duygularıyla konuşur. Her ne kadar bu işler için aklını kullanmak ve mantık çerçevesinde hareket etmek daha sağlıklı olsa da kendisi hep duygularının esiri olmuştur. Üzüleceğini bile bile... İşte Her tam da bu söylediklerimi kanıtlayan türden bir film. Bir işletim sistemine aşık olmanın, cansız, yapar bir şeye aşık olmanın bir taşa bir halıya veya bir kapıya aşık olmaktan ne farkı var ki? Ama Theodore aşık oluyor. Çünkü o bir insan ve insanlar duygularıyla yaşar. Ve işin içine duygular girince mantık hep 2. planda kalır...
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.094 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    3 Ocak 2021 tarihinde eklendi
    Senaryosunu yazmanın yanı sıra yapımcılığını da üstlenen Spike Jonze’nin yönetmen koltuğunda oturduğu “Her”, yakın gelecekte deneyimlenen “bilim – kurgu” olaylar zinciri ve “eleştirel” bir altyapıya da sahip olan romantik bir drama…

    Filmin ana fikrinin Jonze’nin kafasında, 2000’li yılların başında yapay zekâ programıyla anlık mesajlaşmaya izin veren bir web sayfası hakkındaki makaleyi okuduktan sonra canlandığını ve ilk meyvesini de benzeri bir temaya sahip olan 31 dakikalık "I'm Here” (2010) ile verdiğini biliyoruz…

    Jonze’nin tek başına yazdığı ilk (debut) uzun metrajlı sinema filmi senaryosu ile çekimleri Los Angeles ve Şangay’da gerçekleştirilen filmin hikayesine gelince…

    İlk olarak “enguzelmektuplar.com” isimli bir şirkette başkaları adına (günümüzde özen gösterilmeden ve hiçbir dilbilgisi kuralına uyulmaksızın yazılarak yollanan SMS’ler yerine) nostaljik mektuplar kaleme alarak hayatını kazanan “yalnız”, “içine kapalı” ve “depresif” bir ruh hali sergileyen Theodore Twombly (Joaquin Phoenix) ile tanışıyoruz…

    Mesai bitiminde masasında oturmakta olan Paul (Chris Pratt) ile kısa bir hoşbeş sonrasında kendini dışarıya atan Theodore yürürken, herkes için artık bir günlük rutin halini almış olan gelen mesajları ile haberleri kontrol etme işini halleder…

    Mesajları içinde en dikkat çekici olanı, aynı binada yaşadığı Amy’den (Amy Adams) gelen hafta sonu yapılacak olan bir partiye hep beraber gitme davetidir…

    Ancak yanıtlamaz ve evine giderek akşamlarının vaz geçilmez eğlencesi olan sanal oyununu oynamaya ardından da sandviçini yemeye başlar…

    Yatağına geçtiğinde ise, neredeyse bir yıldır ayrı yaşadığı çocukluk aşkı karısı Catherine (Rooney Mara) ile mutlu olduğu günlerin hayalini kurar…

    Gözüne bir türlü uyku girmeyen Theodore, “Seksi Kedicik” (seslendiren Kristen Wiig) nick name’li bir kadın ile porno ağırlıklı bir chat yapar…

    Üstelik bu konuşmalar esnasında birden anadan üryan ve kendisiyle sevişmek isteyen hamile bir kadın da (May Lindstrom) peydahlanır…

    Ertesi gün reklamını gördüğü yapay zekalı işletim sistemi ile yönetilen OS1 programından, herkes gibi o da bir tane alarak evine döner…

    Kurulumun tamamlanmasını takiben sanal asistan Samantha (seslendiren Scarlett Johansson), Theodore’un dünyasına dahil olur…

    Bu yeni asistan Samantha o kadar beceriklidir ki, Theodore onu yazdığı mektupların redaksiyonunda da kullanır…

    Evinin bulunduğu asansörün kapısında Theodore, yakın dostlarından Amy ve kocası Charles’a (Matt Letscher) rastlar…

    Her akşam olduğu gibi sanal oyun oynarken Mark Lewman’dan (Luka Jones) bir mesaj gelir kendisine…

    Ona dört yaşındaki “vaftiz kızının” (Nicole Grother) doğum günü partisini hatırlatırken Mark, biriyle tanışmasını istediğini de yazmış ve hatta önümüzdeki Cumartesi’ye bir randevu ayarladığını belirtmeyi de unutmamıştır…

    Kim mi bu, Samantha’nın sıra dışı marifetlerinin yardımıyla kimliğini öğrendiği “tanımadığı kız” (Olivia Wilde)?

    Harvard’da bilgisayar mühendisliği eğitimini tamamladıktan sonra barmenlik dersi de almış olan oldukça ilginç bir tiptir…

    Bu arada bir süre daha sessiz kalacak olsa da boşanma avukatından, evrakları imzalamaya hazır olup olmadığını soran bir mesaj da alır Theodore …

    Ve “tanımadığı kız” ile buluşacağı günde gelip çatmıştır…

    Birbirlerini “köpek” ve “kaplana” benzeten ikilinin kimyaları pek uyuşmadığı için iş olumlu sonuçlanmaz…

    Ertesi sabah uyandığında Theodore’u Samantha arar ve kendisine, tanımadığı kız ile beraber olduğu gecenin nasıl geçtiğini sorar…

    Bu kez bir bedeni olmadığı için canı sıkkın olan Samantha gibidir…

    Yine de Theo ile Sam, “çifte kumrular” gibi sanal da olsa bir seks deneyimi ile plajda gezinti yapmayı da ihmal etmezler…

    Tam da mevzu yalnızca Theodore’un etrafında şekilleniyor derken, mutlu ve mesut bir görüntü çizen Amy ile Charles’ın da ayrıldıklarını öğreniyoruz…

    Ki bu durum, Theodore’dan feyz alan Amy’nin de tanıdığı pek çok insan gibi kendi işletim sistemindeki sanal asistan ile avunmasına yol açacaktır…

    Hepsi bu kadar mı?

    Olur mu hiç…

    Jonze’nin insanı neredeyse çevresine karşı duyarsızlaştırarak üç maymuna çeviren “teknoloji bağımlılığı” ve aynı insanın her şeye tek başına sahip olmaya dair olan “egosuna” yönelik “kara mizah” tarzı eleştirileri hız kesmeden devam ediyor…

    Eğer fırsat bulup da bugüne kadar izlemediyseniz bu filmi:

    Eminiz Arcade Fire’ın müzikleri ile favori görüntü yönetmenlerimizden Hoyte Van Hoytema’nın kamerasından yansıyan kareleri de fazlasıyla beğeneceksiniz…

    Bitirmeden yorumumuza ekleyeceğimiz son husus, “Samantha” karakterini seslendirmek üzere düşünülen ilk ismin Samantha Morton olduğu biçiminde olacak…

    Keyifli seyirler,
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    25 Mayıs 2014 tarihinde eklendi
    Muhteşem bir eser. Çok farklı bir "aşk" filmi. Yeri gelmişken filmin Türkçe çevirisinin de çok yersiz ve temsiliyetten uzak olduğunu belirteyim bu arada. Evet bir aşk filmi, ancak "Her"ün karşılığını bulmakta epey başarısız olunmuş, neyse. Üzerine çok uzun sohbetler yapılması gerekiyor. Yalnızca tek bir durum değil, pek çok farklı durum ve karmaşık konu var filmde işlenen. Bunların hepsi de başta Phoenix olmak üzere şahane kadro tarafından başarıyla yansıtılıyor. Tabii bir de Johansson'ın sesini anmadan geçmeyelim. Yalnızca bu haliyle bile muhteşem bir etki yaratıyor. Tam bir "yönetmen filmi". Spike Jonze yeteneğini konuşturuyor. Çok klişe tabirlerdir; "günümüz dünyası", "modern insanın sorunları" vs. Yakın gelecekte geçiyor film, günümüze nazaran biraz daha gelişmiş bir teknoloji var. Hani o alışıldık bilimkurgulardaki gibi çok aykırı bir dünya değil. Hatta dışarıdan bakınca çoğu sahne günümüzde yolda yürürken etrafımızda tanık olduğumuz sahnelere çok benziyor. Fakat "yapay zeka" kavramını biraz daha ilerletmişler. Aynı zamanda her şey çok "stilize". Yaşanılan yerler, ulaşım araçları, ofisler, şehir merkezleri...(Kullanılan renkler (özellikle kırmızı) ve geometrik şekiller filmin dokusunu oluşturmada önemli bir paya sahip) Gökdelenler arasında kaybolmuş insanların yalnızlığı. Bağlanma sorunları. İnsan ilişkilerinin çıkmazları. İlginç bir uğraşa sahip Theodore karakteri. İronik bir şekilde, bu kadar teknolojinin ortasında, başkaları için, başkasının kaleminden mektup yazmakla uğraşıyor. İşinde gayet de başarılı. Duygusal, romantik, düşünceli bir adam, ancak bazı problemleri de var özellikle kendiyle ilgili. Bu problemlerden belki de bir çıkış, bir kaçış yolu buluyor. Kısa süre sonra, hiç hayal etmediği bir noktaya ulaşıyor bu kaçış yolu. Senenin en başarılı 2-3 filminden biri. Bunu çok içten belirtiyorum. "İnsan"ı anlatıyor. Ruh nedir? Bağlanmak nedir? Bir açıdan bakınca Metin Erksan'ın "Sevmek Zamanı"nda işlediğine benzer bir konu. Bir fotoğrafa aşık olunabilir mi? Veya bir sese? Aşık olduğun kanlı canlı bir insan değilse, her şey daha mı kolay oluyor? Daha mı sorunsuz, dertsiz tasasız bir ilişki? Hayal gücünün ilişkilerdeki önemi yeteri kadar biliniyor mu? İlk akla gelen sorular, ancak onlarcası daha üretilebilir. Mutlaka öneriyorum. Bu kadar boş filmin arasında, salonun camlı vitrinine koyulası, bir kuş yavrusunu tutarcasına taşınması gereken ender filmlerden.
    yuzbasiyulaf
    yuzbasiyulaf

    Takipçi 414 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    14 Şubat 2014 tarihinde eklendi
    Her.. Günümüzün aşklarını iyi bir açıdan yansıtıyor. Yakın bir gelecekte bu hale çok fazla insanın geleceğini üzüntüyle düşünüyorum. Yalnız yaşamaktansa bilgisayar programı da olsa bir ilişkide olmak istiyor insanlar. Çok başarılı bir oyunculuk çıkmış, çok doğal, içten. Fakat bir eleştirim var filmle ilgili, bence Samantha'nın sesinin Scarlett Johansson olması direk bir ön yargıyla izletiyor filmi. Karakteri tamamen Scarlett Johansson olduğunu düşünerek izledim. Adı bilinmedik bir kadın sesi olup, hayal kurarak düşündürtmesi bence daha mantıklı bir seçim olurdu.
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.458 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    30 Kasım 2014 tarihinde eklendi
    sanal bir aşkın gerçek dışa vurumu keyifle izleniyor 8/10
    jamesbond-2
    jamesbond-2

    Takipçi 1.684 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    20 Mayıs 2014 tarihinde eklendi
    Her geçen gün daha da monotonlaşan hayatımızın arasında,her yönüyle değişik bir film izlemek ruh halime iyi ın bir gelecekte olması yüksek ihtimal olan şeyler filmde anlatılanlar ama her yönüyle son derece ilgi çekici özellikle birçok türün harmanlaması beni etkiledi ve tabiki oyunculuklar,aldığı ödüllerden zaten orijinal bir film olduğu belli oluyor heryönüyle güzeldi
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    18 Nisan 2017 tarihinde eklendi
    SÜPER BİR BAŞYAPIT 10/10

    Joaquin Phoenix'ten kusursuz ve her yönüyle seyredilesi bir performans.Bu karakter ancak bu kadar iyi canlandırılabilirdi diye düşünüyorum.Kendi halinde hem de çok yalnız bir adamı oynamak bana göre çok zor bir karakter ama bunu gayet başarılı bir şekilde yansıtmış.Ona Amy Adams ve Rooney Mara gibi iki güzel oyuncu eşlik ediyor ve elbette Scarlett Johansson,Samantha karakteriyle her saniye ses ile izleyiciyi daha farklı noktalara götürüyor..Tam bir Bilim-kurgu,dram-romantik film.Bu türün buluşmasının en iyi sergileniş biçimlerinden birisi bu film olsa gerek.Mutlaka izlenmeli ve hakkında düşünülmeli..

    Aşk (2013) Bazen insanları izliyorum ve onları hissetmeye çalışıyorum yanımdan geçip giden herhangi birinin ötesinde.. Ne denli aşık olduklarını hayal ediyorum.. Kalplerinin ne kadar çok kırılmış olabileceğini.. Samantha hayatımızda ne zaman olacak çok yakında.. Yönetmenliğini ve senaryosu Spike Jonze ait olan film geçtiğimizin yılın en çok konuşulan filmlerinden bir tanesi olduğunu söyleyerek başlamak istedim.. Film-Bilimkurgu-Romantik-Dram türlerini barındırıyor.. Filmin senaryosu ve kurgusu farklı dikkat çekici olduğu için filmi bir adım öne çıkarıyor.. Çoğu seyirci filmi beğenmez ve oldukça sıkılır hatta yarıda kapatanlarda bile çıkabilir.. Kısaca konusu ise Theodore isimli karısından boşanmış bir yazar tek başına yaşamaktadır.. Yapay zeka işletim sistemi olan ve sadece sesten oluşan Samantha adında bir yazılım yazarımızı yalnızlıktan bir nebzede olsa kurtarır.. Onunla gün geçtikçe farklı duygular içerinde olmaya başlar.. Sürekli iletişim halinde olurlar ve bu yakınlaşma farklı bir boyuta taşınır.. Geçtiğimiz yıl oscarda 5 dalda aday olan film En İyi Özgün Senaryo dalında ödülü kazanmayı başarır.. Kuşkusuz Spike Jonze bunu fazlasıyla hak ettiğini düşünüyorum.. The Master (2012), Walk the Line (2005) ve Gladiator (2001) filmleri ile oscara adaylıkları bulunan Joaquin Phoenix kusursuz performansıyla filmi alıp götürmüş gerçekten favori oyuncularım arasında farklı bir yere sahip olan oyuncu kendini bana bir kez daha hayran bırakmayı başardı diyebilirim.. Filmde sadece sesi ile eşlik eden Scarlett Johansson, Samantha karakteri olduğunu altını çizmek isterim alt yazılı izleyenler için hap bilgi niteliğinde.. Yani filmi Türkçe dublaj izleyenler Scarlett Johansson sesinden mahrum kalacaklar..Ayrıca dikkat çeken bir diğer oyuncu Amy Adams ağırlıkta bir rolü olmasa da onu izlemek her zaman olduğu gibi keyifliydi.. ‘’Bu ofiste bir kadin taniyorum.. Kendisi bir isletim sistemiyle çikiyor ve daha da tuhafi isletim sistemi kendisinin bile degil.. Baska birisinin isletim sistemini bastan çikarmis..’’ ‘’- Yoksa ona (işletim sistemine) asik mi oluyorsun?+ Bu beni bir kaçik mi yapar?– Hayir… Hayir, bence bu.. Bence asik olan herkes biraz kaçiktir zaten. Yapilacak en çilginca seylerden biri bu. Deliligin toplumca kabul gören sekli gibi..’’Günümüzde teknolojinin hüküm sürmesiyle sosyalleşmenin git gide kaybolması başımızı makinelerden kaldırmamamız Matrix filminde olduğu gibi git gide onlara kendimizi kaptırmamız, boğun eğdiğimizin göstergesi, olduğu gerçeği çıkartılabilir..Filmi kısaca özetlersek sanal bir aşkın gerçek bir aşktan daha gerçek olması durumu insanı git gide kaosa sürüklemesi.. Fiziksel olarak var olmayan bir sese nasıl aşık olabiliriz onunla vakit geçirebiliriz belki de böyle bir sistem insanlarla daha iyi anlaşır onu dinler ama daha fazlasını nasıl verebilir? İletişim araçları günümüzde artıp geliştikçe yalnızlıkta artıyor insanlar ister istemez kendi kabuğuna çekiliyor.. İnsanlar işletim sistemiyle nasıl aşk olur çok saçma diyebilir film yakın bir gelecekte olacakların sinyalini vermiş bence çok etkileyici bir bilimkurgu-romantik türünün harmanlanması diyebilirim.. Bu durum devam ettiği sürece kısaca sanal hastalığımız yakın gelecekteki aşklar bu şekilde olacak Filmin İmdb puanı:8.0 bence oldukça yerinde bir puan bana göre daha fazlasını hak ediyor..Senaryo orijinal geçtiğimiz yılın en iyi filmlerinden bir tanesi tabii bana göre.. Bilimkurgu-Romantik türünde farklı bir tat almak isteyenlere şiddetle tavsiye ederim.. 8.5 Yanında olup dünyayı senin gözlerinden görebildiğim için çok şanslıyım..
    Ata Kalinyazgan
    Ata Kalinyazgan

    Takipçi 204 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    23 Şubat 2014 tarihinde eklendi
    Spike Jonze imzalı Her, bu yıl en çok beklediğim filmlerden biriydi. Nedeni bilim kurguya farklı bir boyut kazandıracağına inanmış olmamdı ve izledikten sonra da gördüm ki Her, şimdiye kadar yapılmış tüm bilim kurgu filmlerinden her yönüyle farklı olmayı başarmış. Zaten Her için bilim kurgu filmindense aşk filmi dememiz daha doğru olacaktır. Malum, Türkçe çevirisi de 'Aşk' zaten. Spike Jonze'un kendisinin kaleme aldığı senaryo, yılın en özgün hikayelerinden birini sunuyor. Bu dalda Oscar'ı alacağına kesin gözüyle bakıyorum ancak her ne kadar mükemmel bir film olsa da yılın en iyisi demenin doğru olacağını düşünmüyorum. Zira Yerçekimi ve Nebraska şu an için benim favorilerim. Bir işletim sistemiyle bir insanın aşkını daha önce hiç görmemiştik, hatta böyle bir şey aklımızın ucundan bile geçmezdi. Halbuki şu an cebimizde taşıdığımız Siri, Samantha'nın biraz daha ilkel bir versiyonu değil mi? 50-60 yıl sonra belki bizim de bir Samantha'mız olacak, kim bilir? (...) Spike Jonze'un Her'ü geleceğimizi önceden görmemizi sağlayan, insanlığa dair harika mesajlar içeren kusursuz bir başyapıt. Kısıtlı hikayesi geniş bir yüzeye yayıldığı için biraz ağır gelebilir izlerken ama sıkılmanıza imkan vermeyecek kadar sade bir görüntüye sahip olduğunu söyleyeyim. (...) Çağdaş klasikler arasında kendine yer bulabilecek kadar kaliteli bir romantik bilim kurgu filmi. Her yönüyle alışılmışın dışında bir seyir keyfi sunduğu için sinema tarihinde adı defalarca kez anılacaktır. Son olarak, giyim tarzına önem veren erkekler filmdeki yüksek bel pantolonları görünce bir parça ürkebilir, demedi demeyin. (...)
    Ogulcan B.
    Ogulcan B.

    Takipçi 236 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    25 Şubat 2014 tarihinde eklendi
    Farklı,orjinal ve fazlasıyla etkileyici bir film.Açıkçası izlemeden önce bu kadar etkileneceğimi sanmıyordum fakat filmi izlerken de filmden sonra da filmden etkilendiğimi söylemeliyim bunun sebebi çok sıcak bir film olması da olabilir,Joaquin Phoenix'in harika oyunculuğu da olabilir,filmin orjinal senaryosundan da olabilir veya filmin gerçekten iyi çekilip seyirciyi avucuna kolayca alabilmesinden de de aşk filmi sevmeyen biri olarak bu filmi izlerken sıkıldığımı söyleyemem heralde,zaten bu film klasik bir aşk filmi falan kesinlikle değil çok farklı bir aşk filmi,bir program ile bir insanın aşkı kulağa çok garip gelebilir fakat filmi izlerken sanki o program bir insanmış gibi hissediyor insan ve Joaquin Phoenix'in karakteri ile programın aşkını da çok keyifli,etkilenerek izlediğimi sö ağır bir film,yani izlemeden önce sürükleyici bir aşk filmi beklemeyin özellikle ilk yarısı ağır işliyor,zaten film nerdeyse hep diyalog üzerine kurulu bir film fakat film beni hemen avucunun içine aldı zaten Joaquin Phoenix'in o ince ruhlu karakterini nasıl başarılı bir şekilde oynadığını görünce tamamen filme ve filmin hikayesine odaklanıyor n Phoenix resmen tek başına almış götürmüş filmi fakat şunu da eklemeliyim ki Scarlett Johansson o kadar başarılı seslendirme yapmış ki Joaquin Phoenix'in karakteri gibi hemen o programa ısınıyor o bakımından bence hem The Wolf of Wall Street'ten hem American Hustle'dan hem Gravity'den hem de 12 Years a Slave'den daha iyi bir alt metinleri de oldukça iyi mesela insanların sosyalleşmekten uzaklaşıp bilgisayara ve teknolojiye yönelmesi de eleştirilmiş tek bir konu üzerine ve çoğunlukla Joaquin Phoenix ve Scarlett Johansson ikilisinin olayı üzerine kurulu olduğu için zaman zaman kısır döngüye düştüğü olabiliyor ve filmin sonu da daha trajik bir şekilde bitse sanki seyirciye daha sert bir yumrum indirilmiş soundtrackleri da oldukça başarılı.Son olarak ben filmi çok beğendim,dokunaklı,orjinal,sıcacık ve keyifli bir film,eğer kendi dünyanızdan soyutlanmak istiyorsanız kesinlikle tavsiye ederim.

    7.5/10
    hasanbasri
    hasanbasri

    Takipçi 15 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    17 Mart 2015 tarihinde eklendi
    Hayatımıza giren teknoloji ve özellikle internet ile sosyal platformlarda sosyalleştiğimizi zannederek avunuyoruz. Oysa aksine insanlar içinde tek kalarak yanlızlaşıyor, bencilleşiyor ve daha vahimi bundan gocunmuyoruz. Herşeyin zihinde başladığı gerçeğini yüzümüze tokat gibi çarpan bu muhteşem filim aslında hali pürmelalimizi oldukça ilginç bir senaryo ile anlatıyor.Gerçek ilişkiler yerine yüzünü görmediği ve tenine dokunmadığı, kokusundan bihaber bir kadın sesine aşık olan, sesini duymadığı zaman çılgına dönen, acısı ile hüzünlenen, sevinci ile sevinen, sadece bir kadın sesine aşık olmuş, gerçek kadınlarla sağlıklı ilişki kurmakta zorlanan, ancak sese, o sesin sahibi olan sanal bir kadına aşık olan ve onu gerçek ve yaşıyormuşcasına kabul eden Theodore Twombly'in trajikomik hikayesini anlatıyor yönetmen Speak Jonze. Hem de oldukça çarpıcı bir seneryo ile...Son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden birisi. İzlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Oyunculukları ve senaryosu ile öne çıkıyor. Tabi ki seneryo ile verilmek istenen ince mesajı da görerek izlemelisiniz. Pişman olmayacaksınız.
    GoGoBaBa
    GoGoBaBa

    Takipçi 58 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    13 Şubat 2014 tarihinde eklendi
    SANAL ALEM, YALAN ALEM. Yönetmen Spike Jonze bu aralar bayağı bir filmiyle dikkat çekiyor gündemde kalıyor. Nede olsa çok marifetli, senarist, oyuncu ve yönetmen. Başroldede eskinin kötü rol filmlerinin aranan adamı ( Erol Taş misali) Joaquin Phoenix ın mülayim karakter Theodore 'e hakkını vermesiyle o ne güzel bir yüz ifadesidir o ne güzel duygu yansıtmasıdır dedirtiyor. Eh bu ikili ve diğer oyuncular ekip birleşip biz bol ödül alalım demişler. IMDB ye göre şu an aitibariye Nominated for 5 Oscars. Another 37 wins & 53 nominations. Filmin afişinde ödüllerdem yer kalmamış adeta. En son GoldenGlobe/AltınKüre ödül töreninde izledik 2 de muhteşem ödülü kapıverdi. Yazımın girişinde SANAL ALEM , YALAN ALEM demişr bilir şimdiki internetin BBS olduğu dönemlerde, mesaj chat odaları falan oldğu zamanlarda , ICQ bilinirken,İlk zamanlarındada şimdide gelecektede işin kuralı aynı. Sanal Alem , Yalan Alem. bundan sonrası
    SPOİLER bilgiler içerebilir.
    spoiler:

    Yapay zeka ve insanların ilişkileri birçof filmde ele alınmış veya değinilmiştir. Uzay1999 yapay zeka HAL edn çok anımsadıklarımızdandır, Yada Eureka dizimizdeki şerifimizin evindeki SARAH (S.A.R.A.H. (Self Actuated Residential Automated Habitat)) gibi anımsamalarıda yapıp esas meseleye adım adım ilerleyelim. Filmimizde OS1 isimli işletimsistemi ni alıp kuran ve kişiye özel yapay zeka bilgisayar arkadaşı edinen yakın gelecekte teknolojiden üşengeç olmuş bizlerin en özel kişilere en özel mektuplarını yaza bir şirketin yazarının hikayesidir bu. Yazarımız theodore ve OS1 kızımız Samantha 'nın hikayesi. Yapayzeka tercihan bayan sesli olsun denilir ve kurulur, ardından isim alınması istenir adını rastgele ama benimseyerek seçen os1 samantha diye anılır. Theodore ve Samantha gitgide konuşarak arkadaşlıklarını ilerletirler. Hatta öpmek üzerine bir sohbette, Bilgisayarımla bu konuşmayı yaptığıma inanamıyorum bile der. Samantha ise bilgisayarınla değil , benimle der vede dişikişiliğini yavaş yavaş kabul ettirir, teknolojinin yakıngelecekte ele geçirdiği bizleri temsil eden ademoğlu Theodore'a. Hatta sohbetlerin ötesine siberyakınlaşmaya başlamışlardır. O kadar ki kız arkadaş erkek arkadaş diyecek kadar. Teknoloji hepimizi esir alsada, birilerine yada BİRŞEY'lere ihtiyaç duyarız. OS1 kurulurken sorulan ilk soru sosyalmisin, asosyal mi ? İnternette eşyalatıyla yakınlaşan seven hatta evlenen insanların hikayelerini okumuştum son zamanlarda hatta gazete ve TV de bile haberleri var idi. Filmin en başında aslında teknolojikleştikçe ( bağımlılığımız artıkça) nasıl yalnızlaştığımızı, en sevdiklerimize mektup dahi yazıp yollamak için başka bir firmaya yaptırdığımızı , kısaca nasıl medenileştiğimizi çağ atladığımızla başlamakla zaten film 1-0 önde başlıyor konuya. Filmse o kadar çok şeye değinilmişki satır aralarında bile sayfalarca konuşulabilinir: Örneğin : SamanthaOS1 ile eski evliliğini konuşurken EVLİLİK NEDİİR, NASILDIR ? sorusuna verilen birkaç satırlık diyaloğ yaşamın sırrını keşfetmek hayatın anlamını sorgulamaya verilecek en kısa anlamlı cevap gibi olmuş. Neden bol ödüllü anlamak zor değil. Usta bir oyunculuk var zaten. Dialoglar sıkmadan neşeli eğlenceli ve çok ANLAMLI.
    Aşık olan herkesin biraz kaçık olduğu, deliliğin toplum tarafından kabul görmüş şekli. Gibi derin dialoglar ama espirili günlük konuşmalar arasında.
    Aslında çok yazacak şey konuşacak tartışacak şey var ama izleyin kendiniz keşfedin diyeyim ve tavsiye edeyim.
    spoiler: Bu arada filmin oyuncuları arasında Scarlett Johanson 'un olduğunu iyi bakın veya daha doğrusu iyi dinleyin diğyeyim :)

    spoiler: Kaldık bir köroğlu bir ayvaz
    Ali Ulusoy
    Ali Ulusoy

    Takipçi 14 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    4 Şubat 2014 tarihinde eklendi
    kendine has bir aşk filmi olan "Her" kendince ilgi çekici bir şekilde başlayıp bir süre sonra monotonlaşan bir film. karakterimiz yapay zeka aşkıyla pek çok ilişkisel duruma düşecektir.
    snkolas
    snkolas

    Takipçi 68 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    24 Mayıs 2019 tarihinde eklendi
    Farklı bir senaryosu var fakat film yarısından sonra sıkıcı bir hal almaya başlıyor.Filmin son anına kadar acaba Samantha, Yapay Zeka ve Chappie filmlerindeki gibi bir robot olarak ya da bir insan bedeninde karşımıza çıkacak mı diye beklerken film aynı şekilde bitiyor.
    Furkan E.
    Furkan E.

    Takipçi 73 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    24 Şubat 2014 tarihinde eklendi
    Her,cidden başyapıtmış.Kendi yalnızlığımızın,çevremize ve kendimize karşı yapaylaştğımızın distopik bir yansıması ve kanıtı.Zaten filmin asıl başarısı bilindik bir aşk hikayesini yaşadığımız metropollerden,esiri olduğumuz teknolojiden anlatması.Ne aşk filmi,ne de bilim anlamıyla bugün ve yarınlarımızı anlatan derin bir kelimeyle şaheser! Sonuçta film A'dan Z'ye müthiş.Oyuncuların her biri de ö bu konuda Phoenix'e adaylık verilmemesi büyük ayıp!
    Oguz23
    Oguz23

    Takipçi 76 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    5 Haziran 2014 tarihinde eklendi
    Film ilgi çekiçi bir şekilde başlıyor ama bir müddet sonra aynı tahmin ettiğiniz sonda biteceğini anlıyorsunuz.. Başladığı gibi devam ediyor.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top