Klişelerden kaçış yok...
Yazar: Atlantisten Gelen AdamKötü saç modelli aktör Owen Wilson, genelde çirkin erkekseverliğiyle maruf Kate Hudson’ın kendisinden ayrılması sonucunda “bilekkesenler kulübü” üyeliğine kaydını yaptıralı beri hep kekremsi gözlerle seyredegeldiğim bir oyuncu olmuştur.
Oynadığı filmlerin ekseriyeti suya sabuna dokunmayan niteliklerdeki filmlerdir ve ciddi bir yapımda yeralsa dahi ciddiye alınamayacak bir oyuncu profili taşır. Bu durumun benim için en billurlaştığı filmlerden birisi, belki de filmografisinde adı bile nadir geçen The Cable Guy’daki dayak sahnesinde gösterdiği performanstır. Sözkonusu filmde dayar yerken kendini tutamayıp gülüyor olması yönetmen kankası Ben Stiller’ın bir cin fikri olabilir, orasına karışamam tabii.
Kaçış Yok adlı bu filmde ise Wilson, “lanet olası Çapulcular” ile mücadele eden kahraman mühendis Jack Dwyer rolünü canlandırıyor. Film abartılı bir Amerikan milliyetçilik parodisi gibi ama kesinlikle parodi vasfı taşımıyor, ortaya çıkan malzeme bu! Yer yer sahnelenen kahraman Amerikalı hareketleri –yine klasik Wilson haleti ruhiyesi neticesinde germekten ziyade güldürüyor, ama acı bir gülüş bu. Sözde günah çıkarma ayağına yapılan gereksiz Vietnam güzellemesi –ki orada bile militer bir güç olarak resmediliyor bu talihsiz ülke de- ve Hammond rolünü canlandıran Pierce Brosnan’ın “Biz batılılar da az değiliz” diyalogları filmde politik dengecilik tutturmaya çalışan senarist ve yönetmen nezdinde bir samimiyetsizlik şahikası olarak sırıtıyor.
Filmde ayaklanan çapulcuların hepsi kötü, hepsi iblis tohumu! Düzeni temsil eden polisin yokluğu nasıl da kaosa yol açar fikriyatı inceden verilmeye çalışmış. Bu filmi bizim iktidar aygıtı izlese nasıl memnun olurdu tahmin edebiliyorum zira hakkını harayan herkesin canavar gösterilmeye çalışıldığı bir gücetapar senaryo üzerine inşa edilmiş Kaçış Yok.
50’ler ve 60’larda Beyaz Adam’ın yüceliğini tescilleyen o John Wayne babacanlığının, Kızılderili katliamlarını cicileştiren ve Amerikan soykırımını meşrulaştıran o yığınsal kovboy filmlerinin, yetmişler ve seksenler boyunca “zalim Vietnamlıların” ve “Moskof Rusların” zulmüne direnen Ramboların izinden giden, kötücül bir ruha sahip Kaçış Yok. Pierce Brosnan da bu film yoluyla kötüye giden kariyerine bir tekme de kendi savurarak vasat oyuncu kontenjanını doldurmaya devam demiş adeta. “Histerik anne” Annie Dwyer rolüne oldukça başarılı oturan “arıza kadın” Lake Bell, sağlıklı bedeniyle yaşına göre takdir ettiğimiz bir dirimsellik ve sahici bir performans sergiliyor ki filmin nadir olumlu özelliklerinden birisidir kendisi.
Kaçış Yok, haftanın “zalim çapulcular”, “şahane batılılar” filmi. Twitter: @atlantisliadam