"Focus"u sevip sevmemek, Will Smith'i sevip sevmemek ile doğru orantılı bana kalırsa. Ünlü aktörün diğer tüm filmlerindeki mimikleri, hareketleri, ses tonlamaları, kaşlarını yukarıya doğru kaldırıp alnını büzerek takındığı, gözü yaşlı ancak gururlu ve karizmatik erkek pozları bu filmde de var. Zaten temelinde baktığımızda hep benzer rolleri canlandıran bir aktör kendisi. Onun hayranı olanlar da var, benim gibi pek beğenmeyenler de. Daha doğrusu, artık bu sahnelerden (evet, özellikle de kaşların yukarıya doğru kalktığı kısım) sıkılanlar. Sıkıcı bir film diyemeyiz. Ancak bazı izlenebilir kısımları haricinde, sırtını tamamen ucuz olarak niteleyebileceğimiz "sürprizli hareketlere", Margot Robbie'nin güzelliğine ve başta söylediğim gibi Will Smith'in popülerliğine yaslıyor. Vakit geçirmek için çekilen, seyirciye bir şey katmayacak pek çok filmden bir diğeri. Pahalı kıyafetler, güzel makyajlar, lüks oteller, Farhad'ın güldüren halleri. Film bunlardan ibaret. Ha bir de bana kalırsa önemli olan bir konu daha var. Sinema tarihinde önceden de pek çok farklı şekilde, kimi zaman benzersiz klasiklerde dahi seyircinin karşı karşıya kaldığı bir durum bu aslında. Kendinizi özdeşleştirdiğiniz, hep mutlu olmasını, bir sürü para kazanmasını ve güzel kız arkadaşı ile barışmasını deliler gibi istediğiniz ana karakterin veya karakterlerin (bu filmde Nicky) aslında azılı birer suçlu, sürekli yalan söyleyen ve insanlardan çalan dolandırıcılar olması, fazla uzatmayacağım kısacası tüm temel etik değerleri yıkan insanlar bunlar ve kendi adıma bu filmdeki haliyle ne Nicky'den ne de Jess'ten herhangi olumlu bir çekim alabildim. Tabii arada sırada (özellikle aşk konusunda) ufak sempatiklikler yaparak bizleri kendilerine hayran bırakmalarını da atlamayalım! Benzer şekilde davranıp başarılı olabilen filmler de var.