En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
KaliteTAKİP
Takipçi
873 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
3 Nisan 2015 tarihinde eklendi
Film Nicky ( Will Smith ) adında bir dolandırıcının enteresan hikayesini konu almış. Nicky işinde gerçekten usta, dolandırıcılıkta profesyonel olmuş birisi. Aynı zamanda eğlenceli de bir kişi. Karakter hoş olmuş. Will Smith'e acayip gitmiş. Film çok fazla iddialı olmayan ama size güzel vakit geçirtebilecek bir film. Her ne kadar suç tarzında bir film de olsa komediyi filmin içine gerçekten güzel serpmişler. Filmi izlerken gerçekten şaşırmaya şaşırır oldum. Nicky karakterinin ne yapacağını tahmin etmek gerçekten çok güç. Sürekli sürprizlerle karşınıza çıkıyor. Senaryosu öyle çok güçlü değil. Filmi daha çok Will Smith götürmüş diyebilirim. Ve Margot Robbie güzelliği ile renk katmış. Adrian Martinez'in oynadığı Farhad karekteri de hoşuma gitti. Çok büyük beklentilerle izlemezseniz filmden zevk alabilirsiniz. Özellikle mantık arasanız filmin bir çok yerinde mantık hatası bulabilirsiniz.Ama eğer çok fazla kurcalamaz sanız film eğlenceli ortalama bir film. Will Smith hayranlarına da özellikle tavsiye ederim. Ben çok bir beklenti içerisine girmeden izledim. Sizde bu şekilde izlerseniz seversiniz diye düşünüyorum. İyi seyirler...
Yavan senaryo, klişe sahneler, berbat oyunculuklar ve saçma son. Ama film her şekilde kendini izletiyor. Sıkıcı değil yani. Ama boş film. İzlemesenizde olur. Nokta
"Focus"u sevip sevmemek, Will Smith'i sevip sevmemek ile doğru orantılı bana kalırsa. Ünlü aktörün diğer tüm filmlerindeki mimikleri, hareketleri, ses tonlamaları, kaşlarını yukarıya doğru kaldırıp alnını büzerek takındığı, gözü yaşlı ancak gururlu ve karizmatik erkek pozları bu filmde de var. Zaten temelinde baktığımızda hep benzer rolleri canlandıran bir aktör kendisi. Onun hayranı olanlar da var, benim gibi pek beğenmeyenler de. Daha doğrusu, artık bu sahnelerden (evet, özellikle de kaşların yukarıya doğru kalktığı kısım) sıkılanlar. Sıkıcı bir film diyemeyiz. Ancak bazı izlenebilir kısımları haricinde, sırtını tamamen ucuz olarak niteleyebileceğimiz "sürprizli hareketlere", Margot Robbie'nin güzelliğine ve başta söylediğim gibi Will Smith'in popülerliğine yaslıyor. Vakit geçirmek için çekilen, seyirciye bir şey katmayacak pek çok filmden bir diğeri. Pahalı kıyafetler, güzel makyajlar, lüks oteller, Farhad'ın güldüren halleri. Film bunlardan ibaret. Ha bir de bana kalırsa önemli olan bir konu daha var. Sinema tarihinde önceden de pek çok farklı şekilde, kimi zaman benzersiz klasiklerde dahi seyircinin karşı karşıya kaldığı bir durum bu aslında. Kendinizi özdeşleştirdiğiniz, hep mutlu olmasını, bir sürü para kazanmasını ve güzel kız arkadaşı ile barışmasını deliler gibi istediğiniz ana karakterin veya karakterlerin (bu filmde Nicky) aslında azılı birer suçlu, sürekli yalan söyleyen ve insanlardan çalan dolandırıcılar olması, fazla uzatmayacağım kısacası tüm temel etik değerleri yıkan insanlar bunlar ve kendi adıma bu filmdeki haliyle ne Nicky'den ne de Jess'ten herhangi olumlu bir çekim alabildim. Tabii arada sırada (özellikle aşk konusunda) ufak sempatiklikler yaparak bizleri kendilerine hayran bırakmalarını da atlamayalım! Benzer şekilde davranıp başarılı olabilen filmler de var.
Senaryo işleyişi esnasında izleyicilerini şaşırtmayı başarmış eğlenceli bir suç filmi. Ana karakter nicky will smithle çok uyuşmuş onun haricinde adrian martinez (farhad) ve bradley wong (liyuan) güzel oyunculuklar sergilemişler morgot robbie de her filminde olduğu gibi güzelliğiyle filme tat katmış. Üstün başarıda olmasada kesinlikle izlenilmesi gereken bir film.
Bir Will Smith hayranı olarak izlememek olmazdı. Fakat hikaye çok da sürükleyici değildi. Margot Robbie'nin güzelliği filmin bağlayıcı noktası denilebilir. Tabiki Will Smith, film kötü olsa da oyunculuğuna halel getirecek bir performans sergilememiş. Yine başarılı. iyi bir proje ile Will Smith'in oscar alacağı inancımı hala koruyorum. Fakat o projenin bu olmadığı kesin.
Focus filmi, Will Smith severlerin belli bir süredir beklediği bir filmdi hiç kuşkusuz. Bir de yanında Margot Robbie gibi güzelliğiyle büyüleyen bir oyuncu olunca. Öncelikle Focus filmi hakkında söylenebilecek en pozitif şey, seçilen müziklerin gerçekten çok başarılı olduğu ve de belli kısımlardaki ağır işlenişi müzikleriyle izleyiciye ne denli keyifle izlettirdiğini söylemek mümkün. Bunun dışında senaryo açıkçası çok da inanılmaz bir senaryo değil yani daha önceden örneklerini gördüğümüz bir senaryo olmasına karşılık, çok doğru oyunculuk tercihleri sayesinde güzel ve keyifli bir şekilde ilerliyor. Will Smith, son dönemde izlediğim After Earth gibi çok kötü bir filmden sonra Focus ile sevenlerinin karşısına güzel bir şekilde geri dönmek ile beraber, performansıyla da her zamanki alıştığımız o komik Will Smith'i, belli kısımlarda biraz daha dramatik biçimlere girerek izleyiciye sunuyor ve de filmlerinde sadece iyi karakterleri oynayan Will Smith, bu filminde de iyi bir karakter ile karşımıza çıkmasına karşılık izleyenlere keyif veriyor. Margot Robbie ise izleyenleri güzelliği ile büyülemek ile beraber, bu sayede sergilediği tatlı oyunculuk performansıyla da izleyicinin yüzünde güzel bir gülücük bırakıyor ve de The Wolf of Wall Street filmindeki başarılı performansından sonra doğru bir tercih yaparak Focus filminde de kariyerini bir adım daha yükseltiyor diyebiliriz, başarılı bir performansla. Bunun dışında filmin görsel yapısına bakacak olursak, genel olarak başarılı, özellikle de belli sahnelerde (öpüşme sahneleri) yaratılan loş ortam ise müzikler ile birlikte çok doğru bir tercih. Will Smith hayranlarının izlemesi gereken bir film diyebilirim. Bunun dışında çok keyifli bir iki saat geçirdiğimi dile getirmek ister ve de izlemek isteyenlere tavsiye ederim.
Maçtaki iddaalar efsaneydi ve hiçbir sinema izleyicisinin böyle bir senaryoyu tahmin edebileceğine inanmıyorum, onun dışında filmde kullanılan müzikler gerçekten çok uygun ve güzeldi, oyunculuklar tahmin edilebileceği üzere enfesti , ters köşeler filmin her yerinde kullanılmış ve bir süre sonra tahmin etmiyorsunuz filme bırakıyorsunuz kendinizi keza hiçbir tahmininiz tutmuyor maalesef.. Sondaki sahnede çok gereksizdi , kim olursa olsun öyle bir tepki vermezdi.. Filmin sonu getirilememiş bana göre..
Mıchael Douglas'ın Oyun filmine döndü iş. Ne yalan ne doğru insan sonuna gelmeden tam oturtamıyor. Düz mantıkla izlenilirse güzel bir film, kurgusu da standartlara göre iyi. Aksiyon dolu dolu değil, merak konusu biraz daha ön planda kaldı bende. Ama beğendim, zevkle izledim açıkçası. Duygusallık da kıvamında, gerilim de kıvamında, aksiyon da kıvamında. Hem aksiyon olsun hem kurgusu olsun ama kafa yormasın sakin bir film olsun derseniz izlemelisiniz
Arkadaşlarım yüzünden izlemek zorunda kaldığım bir film. Ama yine çoğu filmde olduğu gibi "Beşinci Kol" karanlığını kusmuş. Yazık. Çekilirken yapılan masrafa da, insanların vaktine de, diğer harcanan her şeye de yazık.
Anlatacak başka hiçbir şey yok mu? Niye filmlerin pek çoğunda müstehcen sahneler gösteriliyor. Bizim için kutsal ve mukaddes olan aile yapısına bilinçli bir saldırı değil de nedir bu? Şehvet gibi mukaddes bir hissin çarpıtılarak anlatılması ve kötüye kullanılması değil de nedir bu? Bunun kasıtlı olduğunun farkına varmak çok mu zor? Böyle filmler yapmak yeteneksizliğin açık bir itirafı değil de nedir? Müstehcenliği kullanarak filmlerinin izlenme sayısının artmasını sağlamaya çalışmak zavallılık değil de nedir? Yeteneği olan böyle şeyler olmadan da film ve diziler çekip başarılı olabilir. Yetenekliyse onu yapsa ya...
Bir de eklemeliyim ki yapacağı tahribattan sıyrılmak günümüz insanı için oldukça zor. Ancak bir Hızır Çeşmesi bulup oradan âb-ı hayat suyunu yudumlarsa yeniden dirilmek mümkün olur. Amma günümüzde Hızır Çeşmesinin Zehir Çeşmesi diye yutturulup üstüne bir de "zift"in "SU" diye içirildiği bir dönemde Hızır Çeşmesini bulabilmek oldukça zor maalesef.
Sanat maskesi altında hiç durmadan çekilen ve şehevanî duyguları tasvir eden bu filmler, AHLAKIN GÜNÜMÜZDE NE DERECE SÜKÛT ETTİĞİNİ AÇIK BİR ŞEKİLDE GÖSTERMEKTEDİR. "Edeb bir tâc imiş nûr-ı Hûdâ’dan/ Giy o tâcı emîn ol her belâdan." der şair. Tavsiyem EDEB TÂCInı giyip BU TÜRLÜ BELALARdan uzak durmanızdır.
Kadın/erkek fitnesi, pek çok geçmiş milletlerin çöküşüne sebep olmuştur. Evet, geçmişte yaşamış pekçok topluluk ve milletler kadın/erkek fitnesi yüzünden mahv u perişan olmuştur. Roma ve Bizans şehvet ve şehevanî duygular altında kalarak ezildi. O güzelim Endülüs de öyle..
Nicky (Will Smith) zamanının en usta dolandırıcılarından biridir. Günün birinde Jess Barrett (Margot Robbie) adında genç, güzel ve çekici bir kadın ile tanışır. Nicky, Jess’i tanıdıkça soygun konusunda en az kendi kadar iyi olduğunu anlar.
Nicky bir yandan acemi Jess’e işin inceliklerini öğretirken diğer yandan da genç kadına yaklaşmaya çalışır ancak ilginç bir biçimde başarısız olur. Nicky, ilişkiyi birden bire keserek Jess’ten uzaklaşma kararı alır. Üç yıl sonra Jess, Nicky’nin en son ve oldukça tehlikeli tezgâhının en kritik noktasında onunla tekrar karşı karşıya gelir.
Focus, yankesicilikteki tüm meselenin ‘dikkat dağıtmak’ esasına dayanan bir erkek, bir kadın ve büyük bir vurgun üçgeninde geçen komedi, dram ve suç türünde bir film.
Filmde Nicky karakterini canlandıran Will Smith’e Jess Barrett rolünde The Wolf of Wall Street filminden tanıdığımız Margot Robbie eşlik ediyor. İşte üçgenin bir erkek ve bir kadın kısımları tamamlandı. Bunun üstüne Çılgın, Aptal, Aşık filminin de yönetmenliğini yapmış ve aynı zamanda bu filmin de yönetmenliğini ve senaristliğini yapan Glenn Ficarra ve John Requa‘nın mantık duvarlarını delip geçen senaryosu karşımıza çıkıyor.
Öncelikle Will Smith’in bu sektöre adımını attığından beri hiç değişmeyen karizması filmi izlemem için tek sebepti. Bu yüzden filmin konusuna veya oyuncularına hiç bakmadım. Yani filmi izlerken her şey benim için baştan sonra sürprizdi. Filmin ilk dakikalarındaki tanışma ve işin inceliklerini öğretme kısmı hoştu. Keşke yankesicilik sahnelerini de biraz azaltsalarmış. İnsan ister istemez kendini karşıdaki insanın yerine koyup düşünüyor. Film ilerledikçe biraz daha güzelleşip sınırları zorlamaya başlıyor. Bunun yanında üstlenilen risklerin büyüklüğü, oyuncuların çekiciliği ve performansları da birleşince ortaya kusursuz bir yapım çıkıyor. Tabi her şey kararında güzel olduğu için bu kadar kusursuzluğun yanında inandırıcılık yönünden film biraz kendini kaybediyor. Ama bu izleyicinin görsel zevkine ket vuruyor mu? Hayır.
Focus, çıtanın yüksek tutulduğu ve sürprizlerle dolu sahnelere yer veren ‘dolandırıcılık’ üstüne kurulmuş harika bir yapım.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.