En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
rudeonerudeone
Takipçi
1.698 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
24 Mayıs 2014 tarihinde eklendi
Çarpıcı bir olayı aktarıyor bizlere film. Oscar Grant'in "pisi pisine" hayatını kaybettiği güne tanıklık ediyoruz. Sinemasal anlamda değerlendirirsek göze çarpan bir başarısı, bir orjinalliği bulunmuyor aslında. Kurguda bir sürükleyicilik ve başarılı oyuncu performansları (özellikle Jordan) var ancak gerçekten yaşanmış bir olayı merkezine almasaydı bu derece yankı yaratacağını zannetmiyorum. İzliyor ve izledikten sonra da üzülüyorsunuz. Grant'in gündelik yaşamına dahil ediyor sizi yönetmen. "Yılın önemli filmlerinden" kategorisine kendi adıma sokmuyorum bu filmi. Çünkü çok tarafsız izleyemiyorsunuz ister istemez. Ancak kesinlikle pişman etmeyecektir tercih edenleri. Uzun uzadıya çok derin analizlere girilebilir mi bilmiyorum. Başta polisin hayatımızdaki yeri, Amerika'da ırk ayrımcılığı meselesi gibi konularda. Ancak bunlara hiç girmesek dahi, sonuçta ortada kaybedilen bir can var ve bu zaten en üzücü durum. Bir sinema filminden ziyade, adeta bir "belgesel" izlemeye hazır olun.
“İnsan hayatı çok ucuz” derler ya , bu sözü destekleyen vurucu bir film olmuş “Fruitvale Station”. Gerçek bir hikayeden sinemaya uyarlanan film. Sade anlatımı ve izleyiciyi yormayan akışı ile bizleri hikayenin içine alıyor hemen. Sabırsız izleyiciler bu durağan gidişattan sıkılma olasıkları yüksek olsa da bu ilk 50 dakikalık Oscar Grant’in hayatını tanıma faslı, bizi daha acıklı bir sona götürüyor. Filmin ilk sahnesinde cep telefonu ile çekilmiş olay gecesine ait görüntüler ise kanımızı dondururken, hikayenin gidişatını ön görmemiz ve sonu hakkında meraklanmamız açısından büyük bir ipucu veriyor. Bu büyük ipucu ile filmi izlemeye devam ederken, Oscar Grant’in sevdikleriyle yaşadıkları diyaloglara daha anlamlı bakmamızı sağlıyor. Sanırım hikayeyi daha da dramatik kılan ise yılbaşı gecesi öncesi ve sonrası vuku bulması. Oscar’ın umutları, gelecek beklentileri, kötü geçmişi silmek istemesi ve kızıyla yaptığı planları… Ama bir gecede her şey değişebiliyor. “Yeni yıl, yeni umutlar ve beklentiler getirir ya, Oscar’a ve sevdiklerine ise büyük keşkeler getirmiş ne yazıkki. Ve insanların birbirlerine, dış görünüşlerine bakarak önyargılı davranması, “ırkçılık” dünyanın en büyük baş belası olmaya devam ediyor.
Hikayemiz yılın son günü başlıyor. Oscar Grant hapisten yeni çıkmış siyahi bir arkadaşımızdır. Çocuğunun Annesi Sevgilisi Sophina ile aralarındaki pürüzleri gidererek, hayatını düzene koymaya yavaş yavaş başlamıştır. Oscar, geçmişin izlerini yok etme mücadelesi verirken malum geçim sıkıntısı onu para bulma konusunda zorlamaktadır. Ama Oscar sevdikleri ve geçmişte yaşadığı acı hatıraları tekrar yaşamamak için uyuşturucu satmamak için direnmektedir. Yılbaşı gecesi hem annesinin doğum günü vardır. Daha sonrada Sevgilisi Sophie’nin istedi üzerine dışarıda arkadaşlarıyla havai fişekleri izlemek için şehire gitmeyi planlamaktadır. Her şeyin rayına girmeye başladığı o gece zalım felek kozlarını sürmeye başlar.
“Fruitvale Station” ‘ın Yönetmeni Ryan Coogler ‘ın ilk uzun metrajlı filmi. Başrollerde Michael B. Jordan (Oscar Grant), Melonie Diaz (Sophina) ve The Help ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü kazanan Octavia Spencer oynuyor.
Sosyal ve hukuki anlamda bir çöküşü anlatması itibariyle dikkatleri üzerine toplasa da, Son Durak’ı değerlendirirken duygusal olmamak gerekiyor. ABD’nin varoşlarında geçen bir öyküyü sinemaya uyarlayan Coogler, filmine gerçek görüntülerle başlayarak seyirci için merak uyandırıcı bir metot tercih etse de kısa zamanda kızıyla ilişkisini iyi tutmaya çalışan sorumsuz baba figürü üzerinde fazla durarak etkileyici sonla arada seviye farkı yaratıyor. Bu da filmin her iki bölümünden birinin diğerine göre (daha) önemsiz yahut gereksiz değerlendirilebileceğinin yolunu açıyor. Filmde Jordan ve Spencer’ın performansları da vasat olmaktan öteye geçemiyor. Geriye ise devlete söven kuru bir kalabalık bırakıyor. Sundance’in bugüne kadar sinema seyircisine kattığı filmler göz önünde bulundurulduğunda ise kendine ancak orta sıralardan yer edinebilecek bir yapım Son Durak. Yine de bir ilk film için dikkat çekici. En azından Coogler’in gelecekteki çalışmalarına göz atacak olmamızın garantisini veriyor.
Ryan Coogler'ın ilk uzun metrajlı filmi olmasına başarılı yönetimi ve oyuncu performanslarıyla dikkat çeken "Fruitvale Station / Son Durak", ele aldığı kısıtlı metni dolu bir şekilde işleyen yılın başarılı yapımlarından biri. Asıl olayın tekrardan canlandırıldığı final sekansıyla seyircinin kanını dondurmayı başaran filmin yaşanan olayı tamamen ırkçı bir zemine oturtmaya çalışması ise ne yazık ki filmin en büyük eksiği.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.