Senaryosunu yazmanın yanı sıra editörlüğünü de üstlenen korku sinemasının büyük ustalarından George A. Romero'nun yönetmen koltuğunda oturduğu "Dawn of the Dead"; insanları çılgınca tüketime yönlendiren kapitalizme ilişkin sıra dışı bir eleştiriyi, sıradan bir korku unsuru olan "zombi temasını" merkezine oturtarak yapma becerisini gösteren bir "kara mizah / dark comedy" şaheseri olarak geliyor karşımıza...
Peki, bugüne kadar hiç bir yorumda; "Neden kapitalist üretim tarzı döngüsünü sağlam bir biçimde eleştirmek anlamına da gelen 'kara mizah' kısmı hiç gündeme getirilmedi ve hep bir 'korku klasiği' olduğu iddia edildi bu film?" diyebilirsiniz...
Haklı olsanız da, o kadarını bilemeyiz...
Gelin isterseniz Romero'nun kurgusuna eşlik eden müziklerini, "Profondo rosso" da (1975) birlikte çalışmaya başlamış olan Dario Argento ve Goblin ikilisinin yaptıkları, "orantısız" bir zekanın ürünü olduğu her halinden belli olan bu filme biraz daha yakından bakalım...
Ve tam da yeri gelmişken, vakti zamanında vizyona girdiği yıl sinema salonunda 127 dakika şeklinde izlediğimiz filmin yorumuna, 137 dakikalık "EXTENDED / GENİŞLETİLMİŞ" versiyonu esas aldığımızı da belirtmiş olalım...
Elbette o günlerde ülkemizde, henüz AVM kültürü yaşamımıza yerleşik olarak nüfuz etmediği için Romero'yu doğru anlayamadığımızı da "itiraf" ederek...
Hadi başlayalım...
Ölülerin zombiye dönüşerek sağlıklı insanlara saldırdıkları bir ortamda Philadelphia'da kurulu WGON isimli TV kanalındaki canlı yayında, programın sunucusu Bay Berman (David Early) ile Dr. Foster (David Crawford), bu husus üzerinde kıyasıya bir tartışmaya girmişlerdir...
Berman'ın aksine Dr. Foster'a göre bu zombiler tamamen yok edilmedikçe sorun da çözülmeyecek hatta zamana bırakılırsa daha da büyüyecektir...
Ülkenin bütününde olduğu gibi TV kanalının da büsbütün karıştığı bir ortamda stüdyoya aniden dalan kanalın trafik haberleri sunucusu Stephen Andrews (David Emge), aynı TV'nin çalışanlarından hamile sevgilisi Francine'i (Gaylen Ross) akşam 21.00'da çatıya çıkması konusunda tembihler...
Zira Stephen'in ayarladığını söylediği bir helikopter ile bölgeyi terk edeceklerdir...
Aynı esnadayken bir polis ekibi, zombilerce ele geçirilmiş bir binaya baskın düzenlemektedir...
Ancak durum o kadar vahimdir ki, zombiler karşısında bozguna uğrayan polisler, artlarına dahi bakmadan gruplar halinde yağmaladıkları şehri terk etmektedirler...
Filmin ana karakterlerinden Peter (Ken Foree) ile keskin nişancı Roger'da (Scott H. Reiniger) onlardan ikisi olup Stephen ve Francine ile aynı helikoptere atlayarak uzaklaşacaklardır...
Bir benzin istasyonuna yakıt takviyesi için inen helikopterdekiler, ilk zombi saldırısı deneyimlerini de yaşarlar...
Fakat ülkeyi boydan boya geçerek Kanada'ya ulaşmayı planlayan dört ahbap çavuşların halen yakıta ihtiyaçları bulunmaktadır...
Üstelik yiyecek ve içecek de gerekmektedir...
İşte tam da böylesi bir ortamda, içinde onlarca mağazanın yer aldığını düşündükleri bir AVM'nin çatısındaki helikopter pistine iniş yaparlar...
Yapar yapmaz da, AVM'de sivil savunma durumunda kullanılmak amacıyla stoklanmış olan erzakların depolandığı en üstteki kata geçerek karınlarını doyururlar...
Aslında helikopterin pilotluğunu da yapan (ve o yüzden de Peter'ın kendisine "Flyboy" diye hitap ettiği) Stephen uyuyup dinlendikten sonra bir miktar daha yiyecek alıp tekrar yola koyulmaları gerekirken ve hem de hayatta oldukları günlerden kalma bir alışkanlıkla zombiler, "kapitalizmin mabetleri" olarak addedilen AVM'nin içinde resmen cirit atarlarken; bulduklarıyla yetinerek frene basmak ve derhal oradan uzaklaşmak yerine aç gözlülüklerine yenilen Peter ile Roger, AVM'de bir alışveriş turu yapmaya karar verirken Francine'in eline de bir silah tutuştururlar...
Aşağıya iner inmez de Peter ile Roger; müzik, yürüyen merdiven ve havuzları aktif etmek suretiyle AVM'yi, normal çalışma saatlerindeymişçesine işler hale getirirler...
Artık sıra, silah da kullanarak girecekleri Boyner benzeri büyükçe bir katlı mağazadaki alışveriş faslına gelmiştir...
Bütün bu şamata ve gürültü sonrasında uykusundan uyanan Stephen'da aşağıya ve özellikle de AVM'nin, bir zombi saldırısından son anda kurtulacağı teknik işletme bölümüne doğru yönelir...
Oradan elindeki AVM işletme dokümanları ile AVM'nin içine doğru ilerleyen Stephen, Peter'ın da yardımıyla diğer bir zombi saldırısı dalgasından kurtulur...
Şimdi bir araya gelen Stephen, Peter ve Roger; yeniden ilk yerleştikleri bölüme çıkma planları yaparlarken Francine'in yeri de bir zombi tarafından keşfedilmiştir...
Her neyse ki, Francine kurtulur / kurtarılır...
Ama ne yazık ki, Francine'in aksine; AVM'nin içindeki, aslında hayatta kalmaları için ihtiyaçları bulunmayan eşyaların büyüsüne kapılan Stephen, Peter ve Roger, Kanada'ya doğru devam etmek istememektedirler...
Zira yakaladıkları zengin çeşitlilik karşısında son derece mutlu ve mesut olan bu üçlüye göre aradıkları her şey bu AVM'de fazlasıyla mevcut olup dışarıya çıkmak ziyadesiyle gereksizdir...
Dakika 55...
Geride sizleri, Romero'nun "kara mizah" şovunun hız kesmeden süreceği 82 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Unutmadan, benzeri "AVM kutsama" görüntülerine; insanları çatır çatır öldürdüğü veya en hafifinden karantina altına alınarak kısıtlanmaya yahut da hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde süründürmeye sebep olduğunu, bırakın bilim insanlarını neredeyse sıradan herkesçe de bilinen "Covid - 19" virüsü pandemisi günlerinde dahi sıklıkla rastladığımızı da belirtmiş olalım...
Keyifli seyirler,