Hesabım
    Anadolu Ateşi 3D
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Anadolu Ateşi 3D

    Anadolu Ateşi beyazperdeyi sarıyor!

    Yazar: Funda Sularöz

    ‘Önce ateş vardı Ölümsüzlük Dağı'nda, Nemrut'ta Tanrılar'ın katında ateşe kutsandı önce her şey, tüm varoluş... Bedenin o kutsal diliyle ateşe banılıp güneşe sunuldu. Doğunun ve batının ilk kucaklaştığı yerde dünyadaki ilk Barış Anıtı'nda, Ateş Dağı'nda, Anadolu bir Prometius ateşi ulaştırdı insanlara. Işık ırmakları gibi aktılar yeryüzüne, çoğaldılar. Hayat oldular.'

    Anadolu Ateşi'nden alıntı

    İlk adı Sultans of the Dance'ti ve biz ilk olarak bu dev projenin adını gazetelerdeki ‘dansçı aranıyor' ilanlarıyla duyduk. Bu ilanların üzerinden 1.5 yıl geçti ve 2001 yılının Mayıs ayında Mustafa Erdoğan'ın sanat yönetmenliğini yaptığı bu proje sahnelerde hayat buldu. 85'ten fazla ülkede 30 milyon insanın izlediği ve ardından Troya gibi başka şovları doğuran Anadolu Ateşi, bu hafta 3D teknolojisiyle beyazperdede seyirci karşısına çıkıyor.

    Öncelikle, canlı performans ile bir ekran içerisinde yansıtılan performansı izleme deneyimi arasında büyük farklılıklar olduğunu göz önünde bulundurmak gerekir. Canlı performansta sanatçının enerjisini, coşkusunu birebir hissedebilirken, beyaz ekrana yansıtılan performansta, aylarca emek verilerek işlenmiş çekimlerle performansın en iyi hallerini izleyebilme ve sahnenin içerisinde adeta dolaşabilme imkanı bulursunuz. Üstelik 3D teknolojisi kullanılmış bir çalışma ‘sahne içerisinde olma' deneyimini en iyi haliyle bizlere sunuyor.

    Ekranı iki boyuttan çıkaran bu teknoloji, bu filmde iyi bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. Fakat filmin animasyon eklenen bölümleri için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Canlı performansta izleyemeyeceğimiz efektler filmde yer alıyor yalnız oldukça amatörce. PlayStation'dan bir oyun sahnesi tadıyla açılan film, Selena dizisi tadındaki efektleriyle etkileyiciliğini yitiriyor.

    Anadolu Ateşi'ni canlı izledikten sonra dansçı kimliğimle bu şov üzerine yorumlar yazmayı çok istemiştim ve bugün bu imkanı hazır bulmuşken bir iki kelam etmeden geçemeyeceğim. Anadolu Ateşi'nin, dansçıların uyumu, koreografisi, kostümleri, müzikleri ve hikayesiyle oldukça etkileyici bir proje olduğu su götürmez bir gerçekken, estetik anlamda eksik kaldığı yönler bulunuyor. Anadolu Ateşi halk dansı, modern dans, bale gibi farklı disiplinleri bir araya getiren bir şov olmasıyla -ve kendi kültürümüzü işin içine katabilme artısıyla- hem ülkemizde hem de dünyada büyük ilgi topladı. Dansçılar arasında müthiş bir uyum varken estetik ve etkileyicilik anlamında da birkaç dansçının şovu götürdüğü ortada. Halk dansları kökeninden gelen Barış Akarsu mimikleri ve estetiğiyle izleyiciyi büyüleyip enerjisi adeta kendi fiziksel sınırlarını aşarken, kötülüğü simgeleyen kadın ve erkek karakterler, Kafkas dansçıları ve Efe karakteri estetik olgusunu sonuna kadar yansıtıyor. Yalnız bu şovun bir halk dansından öte olduğunu düşünürsek, figürleri sergilerken ve uyumu korurken estetiği de göz önünde tutulması gerektiğini düşünüyorum. Hız dersek, İrlanda kökenli tap dans grupları uyum ve estetiği birleştirme konusunda örnek teşkil edebilir.

    Anadolu Ateşi [3D] temelde, Ağustos 2011'de Aspendos'ta yapılan gösterinin işlenmesiyle ortaya çıkmış bir çalışma. Filmi izlerken aynı zamanda sahne aralarında izleyicinin coşkusunu da izliyoruz. Bu filmin pazarlama iletişimini ben yapsaydım, filmin tanıtımı için daha etkileyici çalışmalar yapmaya giderdim. Örneğin, filmin çıkış öncesinde bir izleyici grubuna filmi izlettirir ve filmde seyircilerin gözüktüğü yerler yerine kamerayı sinema salonundaki seyirciye çevirerek kendilerinin coşkularını yansıtırdım ve bunu dijital dünyada paylaşırdım. Çünkü canlı performansı izlerken izleyici de kendini şovun içine 1. dereceden katıp onları alkışlayabiliyor, onlar için tezahürat yapabiliyor. Sinema salonlarının halka ilk açıldığı zamanlardaki ruhumuz bugün kalmadığı için, bir performansı izlerken bile, alkışlamak istesek dahi, kendimizi engelliyoruz. Böyle bir pazarlama çalışması izleyici için itici güç oluşturabilirdi kanısındayım. Çünkü Anadolu Ateşi'ni sahnede izlemiş biri olarak kendi adıma konuşursam, bu noktada şov ile izleyici arasına mesafe giriyor.

    Sonuç olarak, Pina 3D filminde olduğu gibi, farklı mekanları kullanmayıp sadece bir sahne üzerindeki bir çalışma da olsa sahnenin içerisindeymiş hissini yaşamak, hele ki bahsettiğimiz Anadolu Ateşi gibi dev bir projeyse, oldukça güzel bir deneyim yaşatıyor.

    twitter: Fundasuo

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top