Fifty Shades Of Grey, Twilight serisinin yeni bir versiyonu olarak beyazperdeye uyarlanan, hayran kitlesi büyük bir film. Öncelikle, Twilight serinin ne kadar kötü olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu filmse, Twilight'dan uyarlanmış yani kötü bir filmden daha da kötü bir film ortaya çıkmış.
Fifty Shades Of Grey, hayatımda izlediğim en anlamsız, gereksiz ve kısacası, en kötü filmlerde ilk beşe girmeyi başardı. Konuyu pas geçeceğim, konu Twilight'ın bir benzeri olarak ilerliyor, sadece çıplaklık var.
Filmin iyi yanlarından başlayayım, Atmosfer, dekorlar, kameranın çekim açıları oldukça değişikdi.
Filmin kötü yanlarına değinelim şimdi de; Dakota Johnson ile Jamie Dornan'ın hiçbir kimyası yok, ekranda gördüğüm en zorlama çiftlerden birisi olmuş. Özellikle Dakota Johnson, sinema tarihinin en zayıf kadın karakterlerinden birisini oynamış bu filmde, ona resmen acıdım.
Senaryo o kadar klişe, anlamsız ve amaçsız ki, filmi 125 dakika boyunca ekrana bön bön bakarak zar zor izledim.
Filmin belki de en kötü yanı da, gelecek yıllar 2 tane devam filminin gelecek olması. Bu yüzden de senaryoda bir sürü boşluk var. Ve sırf bu yüzden de filmi uzattıkça uzatmışlar. Bütün bu boşlukları tamamlaması için keşke film daha uzun olsaydı diyeceğim ama 125 dakika, epey uzun bir süre zaten.
Kısacası Fifty Shades Of Grey, tahmin ettiğinizden de daha kötü bir film. Eğer hayatınızdan 125 dakikayı harcamak istiyorsanız, izleyebilirsiniz. Benim tavsiyem, bu film yerine bu listedeki herhangi filmden birisini izlemeniz. Daha iyi vakit geçireceğinize eminim.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Dekorlar, atmosfer ve bazı şarkılar.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Oyunculuklar.
- Amaçsız, bomboş bir senaryo.
- Her şeyin zorlama olması.
- Finali.
- 2 devam filmi daha gelecek olması.
TOPLAM PUAN: 1/10