En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
KaliteTAKİP
Takipçi
873 değerlendirmeler
Takip Et!
1,0
17 Ekim 2012 tarihinde eklendi
Arkadaslar dun izleme firsati buldum kesinlikle uzak durulmasi gereken hic bir sey anlatmayan siradan ve cok basit konuya sahip sadece kenanin oyunculugunu sergiledigi 2 saat 40 uzunlugunda gereksiz bir film birakin sinemayi evde bile izlenmez verdigim paraya acidim
Kenan İmirzalıoğlu etrafında dönen (ya da döndürülen) bir yapım. Ne oldu demeden bir başka hikayeye geçiş var. Merakla beklediğim ve yine fragman kurbanı olduğum bir film diyebilirim. Sağ görüşle harmanlanmak istenen sol görüşün tuhaf yansıması. Rakı sofrası, Cuma Namazı, Hak ve Adalet düşkünlüğü, biraz Robin Hood'vari dokunuşlarla ortaya çıkmış. Emeğe tabiki de saygı var ama, özellikle Osman Sınav'ın Pars: Kiraz Operasyonu faciasından sonra temkinli yaklaştığım bir filmdi. Fakat piyasaya lanse ediliş biçimiyle, "belki" diyerek gittiğim, sonunda da "yine mi?" diyerek salondan çıktığım bir iş olmuş. Kimse kusura bakmasın ama Osman Sınav filmlerine tövbe.
Kenan imirzaloplu filmografisi ne bakarken görünce yorum yapmak istedim....Filmi sinemada izlemiştim...şimdi filmi hatırlamaya çalışıyorum ama aklımda hiç bir sahnesi kalmamış...öyle bir film işte
Herşeyiyle bizden bir film,izlerken sürekli bende olsam Ali'nin yerinde aynısını yapardım vs diyip kendimizi karakterlerin içinde buluyoruz,inanılmaz akıcı,Kenan imirzalıoğlu oyunculuğuyla zaten diğerlerini özelliklede tuğçe kazazı falan silip süpürmüş.Yansıttığı şeylerde ağırlıklı olarak baskı,siyasi çekişmeler falan günümüzde de maalesef olduğu için bize yabancı gelmiyor ve konuya olan ilgiyi artırıyor .Son söz olarak ortaya çok iyi bir iş çıkmış diyebilirim ve emeği geçenlere teşekkürler,Türk sinemasının böyle kaliteli filmlere ihtiyacı var.8/10
İnsana umut veren, kendini iyi hissettiren filmler vardırya, "Uzun Hikaye" o filmlerden. Film boyunca hüzünleniyorsunuz, üzülüyorsunuz, yeri geliyor tebessüm ediyorsunuz ve sürekli umut ediyorsunuz. Film genç arkadaşlara pek hitap etmeyebilir. Bu doğal. Çünkü filmden birşeyler alabilmek için bazı yaşanmışlıklara ihtiyacınız var. Özellikle orta yaş ve üstü izleyiciye kesinlikle tavsiye ederim.
Yazar Mustafa Kutlu'nun aynı adlı eserinden uyarlanan ve senaryosunu Yiğit Güralp'in yazdığı yönetmenlik koltuğunda ise Osman Sınav'ın olduğu bu yapım; kaliteli birbirinden ünlü geniş oyuncu kadrosu ile 2012 yılında gişede ilk 10'a girerek bekleneni verdi. Yalnız filmin ikinci yarısı o heyecanı biraz kaybetti. Tuğçe Kazaz bu role uygun bir oyuncu değildi. Ayrıyeten Kenan gibi deneyimli bir oyuncunun yanında çok sırıttı. Birde sarhoş Selami karakteri çok zorlama ve gereksiz olmuş. Hikaye ve replikler güzeldi. İzlenmesi gereken filmlerden.
Başta Kenan İmirzalıoğlu olmak üzere Tuğçe Kazaz, Ushan Çakır, Altan Erkekli, Güven Kıraç, Zafer Algöz ve Cihat Tamer, Kürşat Alnıaçık, Mahir Günşiray gibi oyuncuları içinde barındıran filmde Bulgaryalı Ali'nin eşitlik ve adalete olan düşkünlüğünden dolayı ''doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar'' misali oğlu Mustafa ve eşi Münire ile başlarından geçen olayların konu edinildiği, Osman Sınav imzalı üst düzey yerli yapım. Mustafa Kutlu'nun aynı adlı hikayesinden uyarlanan filmde senaryo Yiğit Güralp'e teslim edilmiş oda oldukça başarılı, taze ve bir o kadarda yalın bir anlatım sergilemiş. Aşk-ı Memnu'dan hatırladığımız Batuhan Karacakaya, Tuğçe Kazaz'a nispet yaparcasına iyi bir oyunculuk sergilemiş. Tuğçe Kazaz, Kenan İmirzalıoğlu'nun yanında sırıtsada yerilecek yanları olsada gelişim göstereceği muhtemel. Ushan Çakır mükemmel bir yetenek. Biraz siyasi biraz dram ve müziklerin nimetinden yararlanılan film kendisini sonuna kadar hissettiriyor.
Klişelere yolculuk... Duygu Kocabaylıoğlu'nun eleştirisini okuduktan sonra aklımda beliren film düzgün bir hikaye anlatımı,iyi oyunculuk ve güzel sahneleri barındıran düz ama düzgün bir filmdi.Gördüğüm ise Güven Kıraç'ı yan rolde hikayeye dahil edeceğine yırtık ayakkabıyı dahil etmiş bir kilişe avcısı.Fakir edebiyatından tutun da eşitlikçi adamın maruz kaldıklarına kadar hepsi uzun uzun ve sizi hikayeden koparan bir ajitasyonla verilmiş.Bu tavır sizi hikayeden kopardığı gibi oyunculukları da bitiriyor.Tuğçe Kazaz'ın ilk okul piyesi tadındaki duruşunu bir kenara bırakalım Kenan İmirzalıoğlu'nun kendi karakterine inanmamış hali bu durumu gösteriyor.Sık sık tekrarlanan aynı dialoglar,aynı aksiyonlar(sarılmalar,el ense çekmeler,gözleri dolu bakmalar...) hikayeyi uzun kılmışlar.Güzel kadrajları ve teknik açıdan başarılı görüntü yönetmenliği filmi kurtarmaya elbetteki yetmiyor.Masallar hikayeler dinlemeyi bırakıp ne zaman gerçek dokunulabilir insanların dertlerini beyazperde de görücez sorusunu cevaplamak zor Çanakkaleden geçilmiyor bu ara zira...
Maalesef Beyazperde'nin 4 yildizina kanarak gittik, arada ciktik. Televizyon filmi kalitesinde bir senaryoyu "sinemalik" bir kac cekimle susleyip gorucuye cikarmislar. Sislerin icinden motosikletle gecilen sahnelerin cekimi hos, bir miktar atmosfer de katiyor, ama bir cogu filmin akisina hic bir sey katmiyor. Diyaloglar cok yavas, replikler cok beylik, Tugce Kazaz cok yanlis bir secim, Kenan Imirzalioglu da bahsedildigi kadar buyuk bir oyunculuk falan gostermiyor. Hele bir aglama sahnesi var ki uzun demek yeterli olmaz, daha, cok daha uzun. Bir bucuk yildizi neden verdim peki? - Kucuk cocuk cok basarili (1 yildiz) - ugrasilmis, iyice bir "mini dizi" celikmis. ().5 yildiz)
Çok güzeldi. tavsiye ederim herkese. Başından sonuna kadar dolu dolu bir film olmuş. Hele ki filmin sonunda ki o sese o şarkıya bayıldım. Mutlaka gidin.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.