Cameron Diaz ve Jason Segel, daha önce 2011 yapımı Kötü Öğretmen adlı filmde birlikte çalışmışlardı.
Cameron Diaz filmde vurgulanmak istenenle ilgili şunu söylüyor: “Film evliliğin zorluklarını ve onu taze tutma çabalarını konu alıyor. Seks kasetini kaybetmek onlara pahalıya mâl olabilecek bir şeyken, ilişkilerinin güçlenmesini sağlıyor; onlara aslında her zaman bir takım olduklarını hatırlatıyor."
Kaset İşi filminin fikri yapımcılar Todd Black ve Jason Blumenthal’ın ofisinde, yazar Kate Angelo’yla yaptıkları bir toplantı sırasında ortaya çıktı. Black o günü şöyle hatırlıyor: “Biz fikirler ortaya atıyorduk, Kate fikirler ortaya atıyordu; ve sonra Jason evli, sıradan bir çift bir seks kaseti hazırlasa ve ertesi gün kaset kaybolsa neler olurdu diye merak etti. Ağzım resmen açık kaldı; Kate’in ağzı açık kaldı ve Jason gülümseyerek karşımızda oturdu. Bu harika konsepti olgunlaştırmak için ofisimde saatlerce çalıştık.”
Yapımcı Steve Tisch şunları söylüyor: “1980’lerin başında Risky Business ’in yapımcılığından öğrendiğim şey, sinemaseverlere garanti gözüyle bakamayacağınızdır. Onlar zekidirler ve ne istediklerini bilirler. O dönemki yapım ortağım John Avnet ve yazar-yönetmen Paul Brickman’la birlikte şöyle düşünmüştük: 'Seyircilere, komplike karakterlere ve tek boyutlu olmayan bir konuya sahip, daha zekice bir şey sunalım; bakalım nasıl olacak?' Sanırım bunu Kaset İşi’yle de yapıyoruz.”
Will and Grace ve Becker gibi televizyon dizilerinden tanıdığımız senarist Kate Angelo, Kaset İşi hakkında şöyle söylüyor: “Kaset İşi’ni yazmak belki de bir senaryo yazarken en çok eğlendiğim projeydi; özellikle de bir seks kasetini önce hazırlayıp sonra kaybetmek çok akıl almaz ve utandırabilecek bir şey olduğu için, hikayeyi sürekli olarak daha ileri götürebiliyor. Burada kilit nokta çifti gerçekçi, evliliklerini özdeşleşilebilir kılmaktı. Filmdeki tüm o müstehcen ve seksle ilişkili komedinin başarılı olmasının nedeni şu: Eğer bu çiftle özdeşleşir ve onları severseniz, onlarla her yere gidebilirsiniz."
“Filmin teknolojiyle ilgili esprileri bana çok komik geldi çünkü ben de sürekli olarak bir şeyleri batırıyormuşum gibi hissediyorum” diyen yönetmen Jake Kasdan, şöyle devam ediyor: “Bazı şeyleri yanlış insanlara gönderiyorum, hem de tekrar tekrar. Bir şeyi sildiğimi ve kaybettiğimi sanıyorum ama bakıyorum kaybetmemişim. Bir aygıtta birine mesaj atıyorum ve mesaj başka bir aygıtta beliriveriyor. Aslında hayatımızı kolaylaştırması gereken tüm bu şeyler bazen bizim kontrolümüzden çıkabiliyor; ve aygıtlarınızın sizi yendiği hissine kapılabiliyorsunuz. Filmimizi çekerken, insanların bu endişeyle çok yakından özdeşleştiğini gördük. Pek çok insan bir tür senkronizasyon fiyaskosu ya da mesajlaşma kazası yaşamıştı."
Jason Segel, daha önce birlikte çalıştığı Cameron Diaz ile yeniden bir araya gelişi ve Jake Kasdan ile uyumu hakkında şunları söylüyor: "Jake’le on beş yıldır tanışıyoruz; ‘Freaks and Geeks’in pilot bölümünü yönetmişti. Dolayısıyla uzun zamandır dostuz. ‘Bad Teacher’da çok eğlendik; hayatımın en güzel deneyimlerinden biriydi. Cameron’la beni yeniden bir araya getirmek, üzerinde çok düşünülmesi gereken bir şey değildi. Bu filmde o kadar fazla samimi sahne var ki üçümüzün birbirimizle böylesine rahat olması bence mizahı yukarı taşımamıza fırsat verdi. Orada olduğum için kendimi gerçekten şanslı hissettim.”
Cameron Diaz ise rol arkadaşı Jason Segel ve yönetmen Jake Kasdan hakkında şöyle söylüyor: “Jake ve Jason’la tekrar çalışma fırsatı bulmayı umuyordum. 'Bad Teacher deneyimi çok eğlenceliydi ama çok çabuk olup bitti. Hızla çekilmesi gereken filmlerden biriydi –oynayacak zaman yoktu. Bu film ise çok farklıydı. Ayrıca, içeriği ve mizahından ötürü, üçümüz için çok samimi bir deneyimdi” diyor.
Cameron Diaz çekimlerde yaşadıkları gülünç anları şöyle anlatıyor: “Aman Tanrım, çok komikti. En komik yanı da, Jake’in de bunun bir parçası olması zorunluluğuydu” diyor gülerek ve ekliyor: “Sadece Jason ve ben yoktuk. Jason, ben ve Jake’tik. Jason’la yatakta ya da komik bir pozisyondayken kafamızı kaldırıp Jake’in çekimin nasıl olacağını çözmeye çalıştığını gördüğümüz anlar oldu. O anlarda, ‘Hey, Jake, nasıl gidiyor?’ diye soruyorduk. Yani, evet, en komik olanı, ben ve Jason yarı çıplak, Jake de yanı başımızdayken, ‘Biraz daha hızlı, yavaş, biraz yukarı, biraz aşağı’ gibi talimatlar verdiği; üçümüzün birlikte geçirdiği o günlerdi."