Üniversitede tarih hocası olan Adam (Jake Gyllenhaal), bir film izler ve filmdeki oyuncunun kendisine ikizi kadar benzediğini fark eder. Adamın peşine düşen Adam'ın hayatı kaosa sürüklenmektedir.
NOT: Bu filmi spoiler olmadan anlatmak imkansız, o yüzden bundan sonraki bölüm film hakkında ayrıntılı bilgi içeriyor.
Her gün aynı rutin hayatı yaşan bir tarih öğretmeni ve onun depresif, sıkıcı hayatı ile başlayan film bir arkadaşının yapmış olduğu film tavsiyesi ile değişiyor. Burada birisi gerçekten bir film tavsiye ediyor mu, yoksa ikinci kişilik ile yüzleşme için kullanılan bir yol mu orası kesin değil. Kesin olan şey filmi izleyen Adam’ın hayatının eskisi gibi olmayacağıdır. Kendisine birebir benzeyen bu adamı bulmak, yegane işi haline gelir.
Adam, kendisine birebir benzeyen Anthony ismindeki adamın evini arar ve karısı Helen (Sarah Gadon) ile konuşur. Kadın kocasının kendisine bir şaka yaptığını düşünür. Anthony ile karısı bu konuyu konuşurken karısının verdiği tepki size bu adam, arayan Adam'ın kim olduğunu biliyor ve bir şeyler gizliyor dedirtiyor.
Eşinden şüphelenen kadın Adam'ın okuluna gidiyor ve kocasına çok benzeyen Adam'la tanışıyor. İnsan insana benzer ne var canım diye olaya bakmayan karısı, yaşadığı olaydan dolayı adeta yıkılıyor. Telefonda görüşen iki adam bir otel odasında buluşuyor ve bu görüşmenin ardından bu sefer de Anthony Adam'ı takip etmeye başlıyor ve sevgilisine göz koyuyor. Anthony, tehdit yoluyla Adam'ın yerine geçiyor ve sevgilisi ile birlikte oluyor. Bu sırada Adam'da Anthony'nin karısının yanına gidiyor. Birbirlerinin hayatlarını çalan iki adam da bulundukları yerden mutludur.
Enemy, bazı sahnelerinde bize birkaç tüyo veriyor; ama tam olarak oturtamıyorsunuz kafanızda. Mesela eşinin elindeki not kağıdı ile okula gitmesi ve adamı gördüğündeki tepkisi, bana bu filmde iki farklı kişi var dedirtiyor. Bir başka sahnede ise annesinin "3. sınıf oyunculuk hayallerini bırakmalısın" nasihati işin rengini tekrar değiştiriyor. Anthony'nin karısının Adam'a onun Adam olduğunu bilmeden söylediği "dersin nasıldı" sorusu kafa karışıklığına bir çivi daha çakıyor. Film içerisinde zaman zaman gördüğümüz dev örümcekler ve binaların devasa gösterimi bir kaos habercisi mi.
Benim şahsi görüşüm, Kimlik (Identity) filminde olduğu gibi burada da çoklu kimlik sorunu var. Adam, bir tarih öğretmeni ama oyuncu olmak gibi bir hevesi içinde barındırmış. Tekrarlardan ibaret olan hayatında kendine Anthony ile daha eğlenceli daha güçlü bir karakter yaratmış. Birgün, bu iki kişilik dünyası tanışmaya karar veriyor ve ortaya kaos çıkıyor. Her şeyin farkında olan annesi ve eşi, olaya bilmiyoruz yaklaşımında olsa da karısı, sert Anthony yerine, daha nazik ve anlayışlı olan Adam'ı seviyor.
Peki, ben böyle ucu açık filmleri seviyor muyum. Hayır, ben sonunda "hadi canım" dedirtecek filmleri seviyorum (Kimlik). Sonunda sizi ulu orta bırakan filmleri seviyorsanız, Enemy çok iyi bir tercih olacaktır.
Filmin yönetmenine, oyuncusuna hiç girmiyorum ve 7,8 puan veriyorum.