Hesabım
    Düşman
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Düşman

    Kaos anlaşılmamış bir düzendir

    Yazar: Arzu Çevikalp

    Dikkat! Yazı filme dair "sürprizbozan/spoiler" içermektedir. Filmi izledikten sonra okumanız tavsiye olunur:

    Uzun süredir merakla beklenen, “Tutsak” ve “İçimdeki Yangın” filmlerinin yönetmeni Denis Villeneuve’nin son projesi “Düşman” sonunda beyazperdede yerini alıyor. Neredeyse tüm hikayeyi Jake Gyllenhaal’ın sırtlandığı Düşman (Enemy), herhangi bir kalıba kolay kolay oturtamayacağımız ufak bütçeli, deneysel bir film. B tipi filmlere selam gönderen Düşman kendini onlardan farklı tutmaya çalışıyor, fakat karşımızda hazmı zor bir film var. Tabii bu durum bulmaca çözmeyi sevenler için sıkıntı yaratmayacaktır. Filmin beklediğimize değip değmediği ise tartışmaya açık.

    “Kaos Kuramı” ile “Paralel Evren”i aynı çatı altında birleştiren film, hayatını tekdüze yaşayan bir tarih öğretmeninin, tıpatıp kendine benzeyen bir aktörle tanışmasını konu alıyor. Bu şu demek oluyor: Paralel evrendeyiz ve biri diğerinin aynadaki ters yansıması… Paralel Evreni olumsuz bir açıdan anlatan film, sürekli aynı mekanları, rutin hayatı, durağanlığı ve flu görüntüleri seyircilere gösteriyor ki sırf bu yüzden seyirci filmden uzaklaşıyor. Distopik görüntü yakalamaya çalışan yönetmen Denis Villeneuve, karakterin içindeki karanlığı bize yansıtmaya çalışıyor sanki… Karakterin karanlık iç dünyasıyla daha da karmaşıklaşan Düşman, çift karakterli insanlara ya da diğer bir deyişle karakter çatışması yaşayan insanlara atıfta bulunuyor ve bunu da Paralel Evren kavramı ile harmanlıyor.

    “Kaos anlaşılmamış bir düzendir” teoremiyle iddialı bir söylemde bulunan film, bunu öyle güzel yaftalıyor ki, kimi açısından seyirci açısından içinden çıkılması güç olan bir filme dönüşüyor. Hatta Lynch-vari metotlarla bunu kuvvetlendiren Villeneuve, yer yer sekans aralarına yerleştirdiği bazı destekleyici argümanlar ile filmin gidişatını değiştiriyor. Örneğin tarih öğretmeninin, kaosun getirdiği düzene gönderme yapması ve “kontrol sorunu” nun dünya düzenindeki olumsuz etkisini tartışması gibi…

    Genel itibariyle; filmin amacını şu şekilde yorumlayabiliriz: hayatından sıkılan birinin, yeni bir macera arayışı. Her şey o kadar sıradan ve basit ki… Buraya kadar her şey tamam ama, Paralel Evren ve karakter çatışmasını aynı yere yönlendiren filmin ne yöne gittiğini bilmeyen bir gemi gibi oluşuna ne demeli? Film, hikayeye göre irdelendiğinde iyi bir etki yaratıyor ancak seyirciyi manipule etmek için bu kadar karışıklığa gerek yoktu. İlk başta Paralel Evreni anlatan film sonra tamamen karakter çatışmasına yöneliyor ve finale doğru sırf bu yüzden de mantığında boşluklar oluşuyor....

    José Saramag’nun romanından adapte edilen filmin bu anlamda uyarlama sorunu yaşadığı ortada. Filmde belki daha fazla aksiyon olsaydı ve yukarıda değindiğimiz detayların altı doldurulabilseydi, sorunlar biraz daha göz ardı edilebilirdi. Öte yanda filmin iyi tarafı Jake Gyllenhaal’ın başarılı oyunculuğu; bu anlamda hakkını Gyllenhaal’a teslim etmek gerek.

    Sonuç olarak; metaforik anlatımıyla çoklu kimlik bozukluğunun-bunalımının- verdiği kalıcı hasarları Düşman üzerinden analiz eden Villeneuve, toplumsal baskının insanların psikolojisini nasıl bozduğunu göz önüne seriyor. Etki ve tepkiler arasındaki ince çizginin, bir düşünce olmasının ötesinde bilimsel bir gerçeğe dayandığını ortaya koyan Düşman, kaosun içinde boğulmamıza neden olan bir gölge sanki…

    Twitter: Cine_Deseo

    arzucevikalp@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top