En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Bi Ser Ü.
1 değerlendirme
Takip Et!
5,0
28 Kasım 2015 tarihinde eklendi
Yazı bol spoiler içerir ona göre:) öncelikle Filmin harika bir kurgusu var. Çok kısaca anladığımı anlatıyım. Coin Yahudileri ve sermayeyi temsil ediyor (coin ingilizce madeni para demektir). Asıl düşman odur. Coin in giyimine de bakarsanız silik ve soft bir giyimi var. Yani hep arka planda ve kendini gizleyen. Ayrıca coin "iyilerin" içine karışıp onları yönlendirerek işini halleder. Onları da yeri gelince harcar ve medyayı en iyi şekilde kullanır. Capitol amerika yı ve yine sermayeyi temsil eder.(capitol=capital sermaye ve başkent anlamında) Show un giyimi coin gibi soft değildir tam bir İngiliz amerikan dır. Capitol de yaşayan kitle seçkin ama uyutulan amerikan halkıdır. Moda, lüks, estetik vs ile uyutulur. (panem: uyutulan roma halkinin tek ilgi alani, yemek ve eglence) Bu uyutulanlar işte bu sebeple mıntıkalarda ezilenleri önemsemez. Ama bombaların çoluk çocuk gözetmeden bunların üstünde patlamasında görüleceği gibi bu umursamazlıklarının bedelini ağır öderler. Sıra geldiğinde sistem onları da göz ardı eder. Mıntıka emperyalist amerika nın elini attığı her yerdir. Irak, Suriye, Filistin, Afganistan vs. Mıntıkadakiler sömürülmekte ve birbirlerine düşürülmektedir. Aslında yaşamak için birbirleriyle savaşmaya mecburdurlar taki baş kaldırıp birleşinceye dek. Filmde medyanın algı yönetimi amacıyla kullanılması çok iyi işlenmiş. Savaşın ortasında bile medya herşeyi yönlendiriyor. Everdeen bizden biridir, hırsları, sapkın düşünceleri olmayan sadece huzur arayan mücadeleci biri. Yeni Dünya düzenini kuracaktır, mehdi gibi bişeydir (alaycı kuş Yeni Dünya olarak adlandırılan ABD'nin kuzey bölgelerinden Meksika'ya kadar uzanan çok uzun bir coğrafyada yaşamını sürdüren ötücü bir kuş. Peeta daki algı yönetimi ve şizofreni/paranoya da çok iyi işlenmiş. Algı yönetimi ile en yakın dostlarından bile şüphe eder hale gelmiş ve işin arkasındaki güçleri göremeyen ve bunun acısını çeken bir karakter. Bu açıdan izlenir çok şey çıkarılacak bir film.
önceki iki güzel seri filminin ekmeğini yemek amacıyla üzerine çok bir şey koymadan nasılsa gider mantığıyla çekilmiş, 3-5 serili filmlerin sonu gibi akıllarda kalmayacak aceleci bir şekilde uyarlanmış berbat bir seri sonu filmi gibi geldi bana....
3 saat boyunca isdırap çektiğim bir film,bir seri bu kadar mı gereksiz uzun tutulur,aksiyon sahnesi neredeyse hiç yok,bilseydim hiç gitmezdim,televizyonda bile izlenirken zaman kaybına sebep bir film.Kötümü hayır,çünkü çok kötü.
Hunger games hayranları beklentiyi alamadı . Primin ölümü cidden bu muydu filmde sadece plan söz konusu. Mockingjay haricinde diğer oyuncular filmde yok denecek gibiydi. Johanna haymitch plutarch... Patlama sahnesinin capitole geçişi hiç olmadı hatta rüya sandım. Mockingjay primrose un ölümüne tepki bile vermedi. Beğendiğim ve heyecanlandigim tek sahne mutantlarin gelmesi ve finnick in öumuydu. Hunger Games serisine bu film hiç yakışmadı. Seri battı !!!
Özet olarak şöyle diyebilirim , Hollywood'laştırılmış bir film olan secret in their eyes'a girseydim keşke ve bu sinema katliamını görmez olsaydım. Anlatacak birşeyi kalmayan filmin, aslında bir önceki filmin son 15 dakikasına sığdırabileceği sonu , anlamsız uzatılmış sarılma sahneleri , fantazi müzik kliplerinden kopmuş , herbiri 35 saniye olan hisli surat çekimleri ile doldurmaya çalıştığı ve bu yüzden çalışmadan girilmiş bir felsefe sınavı gibi bilmediğimiz soruya 2 sayfa yazı yazarak öğretmenden puan almaya çalışan çocuklar gibi biz izleyiciden makas almak maksadında bir film olmuş. Üzüldüm , çünkü philip seymour hoffmann'ın son filmi olma özelliğinide taşıyan bu film ayrıca bu yetenekli aktörü sinemayla yeni tanışan gençlere, beceriksiz bir yan rol oyuncusu gibi göstermiş. ( zorunda kalmış tabiki) .
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.