"Teksas şehrini düşünürken her zaman aklıma sarı tahıl taneleri, kasabalar, kovboylar, şerifler ve katliam gelir. Öyle böyle bir katliam değil, elektrikli testereyle yapılmış bir katliam/tradeji. Filmin daha ilk dakikalarından insan korkutucu bir gerilime sürükleniyor ve izleyip izlememe konusunda kararsız kalıyor. Teen-Slasher türünün en büyük örneği ve öncüsü bence bu filmdir. Serinin diğer filmlerini de izlemiş birisi olarak aklıma Teksas şehri hep korkutucu bir şehir olarak girmiştir. Film yılına göre muazzam çekim açılarının ve sahnelerin gerçekçiliği bakımından büyük bir başarıya imzasını atmış. Şayet bu filmi halen izlemediyseniz, korku türünün uzmanı olduğunuzda söylenemez. Kuruntu yapanlara aldırış etmeden izleyin derim, bir korku filminden ziyade tradeji hikayesi. Sinema tarihinin en psikopat, en sadist, en vahşi canavar karakteri olarak gösterilen Leatherface efsanesinin doğuşu da bu filmle gerçekleşiyor. Sally ve diğerleri bahsi geçen eve varınca, bir lanet gibi yayılan korku artık orada onları beklemektedir. Öyle beklediğiniz gibi üst düzey oyunculuklar, üst düzey bir çekim ve görüntü kalitesi falan yok; amatörce sahneler ve anlar vardı. Film çok çabuk bitiyor, sanki 1 saat 20 dakika falan değilmiş 5 dakikaymış. Karakterler hakkında detaylı bilgiler, karakterlerin başına ne geldiği falan da yok sadece hepsinin kısaca ölüm sahneleri var. Geri kalan kısımda da Sally'nin başından geçenler var, filmin sonunda ki meşhur testere dansı da film tarihine geçmiş sahnelerdendir. Orta bir film kısacası; ne abartılacak yönü var, nede kötülenecek yönü var. Bu korku klasiğini izleyin mutlaka."