Hesabım
    Berberian Ses Stüdyosu
    Ortalama puan
    3,0
    2 Puanlama
    Berberian Ses Stüdyosu hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    1 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.068 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    11 Mart 2022 tarihinde eklendi
    “Berberian Sound Studio”, senaryosunu da yazdığı gibi yönetmen koltuğunda da oturan Peter Strickland'ın izleyiciyi, ham çekimleri tamamlanmış bir filmin; seslendirme aşaması ile kurgusunun bitirilmeye çalışıldığı, sinemanın mutfağına götürdüğü bir film olarak geliyor karşımıza...

    Gelin isterseniz, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan belgesel lezzetindeki bu filme biraz daha yakından bakalım...

    TV için yapılan doğa belgesellerinde uzmanlaşmış olan İngiliz ses mühendisi Gilderoy (Toby Jones), atlar ve binicilikle ilgili bir filmin çekimine katılmak üzere İtalya'daki Berberian Film Stüdyolarına gittiğinde kendisini, sekreter Elena'nın (Tonia Sotiropoulou) yönlendirdiği filmin yapımcısı Francesco Coraggio (Cosimo Fusco) karşılar...

    Ancak vardığı ilk anda kendisine yapılan, stüdyo çalışanları Massimo (Jozef Cseres) ve Massimo'nun da (Pal Toth) dahil olduğu sunum sayesinde; gizem, korku ve gerilim içermesinin yanı sıra Argento'nun "Suspiria"sını (1977) anımsatan "The Equestrian Vortex" isimli bambaşka bir film projesinin içinde yer aldığını öğrenir...

    Yani dönem olarak, 1970'li yıllardayız...

    Hani, "analog" ses kayıtlarında kullanılan makaralı teyp teknolojisi de bunu yansıtıyor ya zaten...

    Ertesi gün de Gilderoy, elinde bir kutu Belçika çikolatasıyla çıkagelen, filmin yönetmeninin oğlu Fabio Santini (Salvatore LI Causi) ile tanışır...

    Neredeyse takıntı haline getirdiği yolculuk masrafını tahsil etme işini değilse de, elindeki makbuzu muhasebeye iletmesi için Elena'ya verdikten sonra Gilderoy, her ne kadar filmdeki Teresa ile Monica'yı seslendiren Silvia (Fatma Mohamed) ve Claudia'nın (Eugenia Caruso) isimlerini hafızasında tutamasa da ortama ısınmaya başlamıştır...

    Müzikler, ses efektleri ve seslendirmelerin miksajını yapmanın yanı sıra seslendirme yapanlara, Francesco'nun talimatıyla içmeleri için su götürme hizmeti de vermektedir Gilderoy...

    Derken...

    Filmdeki Dirilen Cadı karakterini seslendiren Katalin Ladik'te stüdyoya dahil olur...

    Ve...

    Bunun üzerine stüdyonun İtalyan teknisyeni Lorenzo (Guido Adorni), fon müziğini ayarlar...

    Çok geçmez ve filmin yönetmeni Giancarlo Santini'de (Antonio Mancino) çıkıp gelince...

    Stüdyo da, Gilderoy'un anlamlandıramadığı bir şampanyalı kutlama partisi başlar...

    Ancak filmdeki en çarpıcı anlar; karpuzundan kavununa, turpundan maydanozuna, kuru soğanından havucuna kadar; envai çeşit meyve ve sebzeden müteşekkil zerzevat ile gerçekleştirilen işkence ve öldürme sahnelerindeki ses efekti uygulamalarıdır...

    Elbette Gilderoy'un yol masrafının bedelini tahsil edememiş olması, kendisi adına halen önemli bir problem olup canını sıkmaya devam etmektedir...

    Buradan da aslında, "The Equestrian Vortex"in yapımcılarının fazlasıyla züğürt olduklarını anlıyoruz...

    Şimdi de, Goblin karakterini seslendiren Jean-Michael van Schouwburg'un ses performansıyla ilgilenmektedir Gilderoy...

    Evet, şu ana kadar sıraladıklarımızın tamamı, teknik ayrıntılardı...

    Fakat filmde asıl dikkat çeken hususların başlıcalarıysa; Gilderoy'un Lorenzo üzerinden yaşadığı kıskançlık ve her türden öneriye kapalı olan Francesco'dan duyacağı, profesyonelliğe ilişkin mobing de içeren patronvari bir söylevdir...

    Ki bu da, bir filmin arka planında yaşananların sanatla sınırlı kalmadığını anlamamıza da yetiyor...

    Dakika 46...

    Geride sizleri, bir cinsel taciz olayının da mevzuya eklemleneceği, 46 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    Bitirmeden de, eğer böylesi bir projenin bizzat parçası olmadıysanız; "Eminiz sizler de, bütün bu olup bitenleri aynen Gilderoy kadar şaşkınlıkla seyredeceksiniz" diyelim ve en azından bu şahane filmi, sinema eğitimi almakta olan öğrencilere önerelim...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top