Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Özellikle Amerikan resimli roman ekolünde grafik dil, en az hikâye kadar önemlidir. “Bloodshot”ın sinema uyarlaması da grafik anlamda iddiasız değil ama hikâye olarak baktığınızda aksiyon sahnelerini yan yana getirmenin ötesine geçemiyor… Belki aksiyon severleri mutlu edebilir ama kendi adıma tek bir sahnesinde dahi duygusal anlamda etkilendiğimi söyleyemem…
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Sabah
Yazar: Olkan Özyurt
Vin Diesel'ın başrolde oynadığı film ana hikaye olarak genel şablonun dışına çıkmasa da hakkını verelim ilginç sularda yüzüyor. Mesela askerimiz her şeyi kendi iradesiyle yaptığını düşünürken, aslında tüm beyin fonksiyonları şirket tarafından yönetiliyor, anıları dahil her şey bir bilgisayarda tasarlanıyor. Bu noktada Christopher Nolan'ın Başlangıç filmini hatırlatmaya başlıyor. Ama Dave Wilson bir Nolan değil tabii. Wilson'ın ilk uzun metraj filminde önceliği askiyon olunca beynin şirketler tarafından tasarlanması gibi ilginç bir meseleyi filmde yan unsur olarak kullanıyor. Böylece ortaya Vin Diesel'ın performansına, daha doğrusu sinemadaki personasına bel bağlayan kendi potansiyelini keşfedememiş vasat süper asker filmi ortaya çıkıyor. Tıpkı geçen yılın fiyaskosu İkizler Projesi gibi...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Habertürk
Özellikle Amerikan resimli roman ekolünde grafik dil, en az hikâye kadar önemlidir. “Bloodshot”ın sinema uyarlaması da grafik anlamda iddiasız değil ama hikâye olarak baktığınızda aksiyon sahnelerini yan yana getirmenin ötesine geçemiyor… Belki aksiyon severleri mutlu edebilir ama kendi adıma tek bir sahnesinde dahi duygusal anlamda etkilendiğimi söyleyemem…
Sabah
Vin Diesel'ın başrolde oynadığı film ana hikaye olarak genel şablonun dışına çıkmasa da hakkını verelim ilginç sularda yüzüyor. Mesela askerimiz her şeyi kendi iradesiyle yaptığını düşünürken, aslında tüm beyin fonksiyonları şirket tarafından yönetiliyor, anıları dahil her şey bir bilgisayarda tasarlanıyor. Bu noktada Christopher Nolan'ın Başlangıç filmini hatırlatmaya başlıyor. Ama Dave Wilson bir Nolan değil tabii. Wilson'ın ilk uzun metraj filminde önceliği askiyon olunca beynin şirketler tarafından tasarlanması gibi ilginç bir meseleyi filmde yan unsur olarak kullanıyor. Böylece ortaya Vin Diesel'ın performansına, daha doğrusu sinemadaki personasına bel bağlayan kendi potansiyelini keşfedememiş vasat süper asker filmi ortaya çıkıyor. Tıpkı geçen yılın fiyaskosu İkizler Projesi gibi...