Hesabım
    Ruh
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Ruh

    Bazı şeyleri ne kadar kovsanız da gitmezler!

    Yazar: Murat Tolga Şen

    Yeni bir "tekinsiz ev" filmiyle karşı karşıyayız, yine hayaletler, kurbanlar ve medyumlar göreceğiz ancak bu defa söz konusu olan metruk ve gotik bir malikane değil, sıradan bir yaşamın sürdüğü basit bir apartman dairesi...

    Ruh (The Pact) uzun uzadıya bir giriş yapmaktansa hemen konuya dalıyor. Nicole ve Annie, anneleri ölmüş ve sonrasında onun evine taşınmış iki kız kardeş. Standart altı bir yaşam sürüyorlar ve sorumluluk sahibi oldukları da söylenemez. Annie daha anaç bir tip ve "belki bu evde bir şeyler yolunda gitmeye başlar" diye düşünürken Nicole evin içinde ortadan kayboluyor. Annie umutsuzca Nicole'ü ararken işin içine Bill (Casper Van Dien) ve Liz (Kathleen Rose Perkins) gibi karakterler giriyor, sonra Liz'de ortadan kayboluyor ve evde bir takım paranormal olaylar yaşanmaya başlıyor. Annie'nin kayıpları arayışı bir medyumu eve getirmeye kadar varıyor ve olaylar, olaylar...

    Ruh, hakkında ne kadar az şey bilerek izlerseniz o kadar keyif alacağınız filmlerden biri... Yönetmeni Nicholas McCarthy aslında bir kısa filmci. Zaten filmin fikri de aynı adlı kısa filminden geliyor.

    Kısa filmi uzun çekmeye kalktığınızda yaşayacağınız en büyük sorun yayılan zamana eldeki malzemeyi aynı seyir tatmini ile yerleştirebilmek sanırım. McCarty, gizem ve merak unsurunu sonuna dek (korku filmlerinin klasik bitiş numarasını saymazsak) devam ettirebiliyor ancak filmi fazla diyalogsuz ve yavaş... Dehşet sahnelerinin arasında seyirciyi ilgilendirmeyen, hikayeye yön vermeyen o kadar çok şey oluyor ki. Özellikle Bill karakterinin başına gelenler...

    Yine de modern korku sineması adına ilgi çekici bir örnek Ruh... Orijinal bir iş değil, Merdiven Altındakiler (The People Under the Stairs)'den, Dehşet (The Changeling)'e ve Resimdeki Hayalet (Shutter)'e kadar bir sürü iyi filmden esinlerle dolu ancak bunlar hikayeye güzelce yedirilmiş. Bu da izleyenin "ben bunu daha önce izlemiştim" gibi hissetmemesini sağlıyor.

    Hayaletin iletişim kurmak için modern teknolojiyi kullanması ise yine Ölümün Sesi (One Missed Call) gibi Japon korkularından alışık olduğumuz bir şey ancak burada bir harman söz konusu... Öte taraftakiler bir şekilde bize ulaşmaya çalışıyor. Onlar gerekirse interneti bile kullanabiliyorlar ancak bizim tek çaremiz her zaman olduğu gibi bir cadı tahtası (Quija Board)!

    Filmin fikir değil ancak duygu bakımından en yakın benzeşi ise Paranormal Activity... Ruh da tıpkı onun gibi evin her şeyin dışarıda olduğu bir kale olduğu ancak sınırların ihlal edildiği zaman nasıl güvensiz ve tehdit edici bir ortama dönüştüğünün altını çiziyor. Bundan sonra da bu tür filmlerle sıkça karşılaşacağımızı düşünüyorum. Umarım hepsi bunun gibi izlenmeye değecek işler olur.

    Ruh, korku filmi meraklıları için iyi bir seçenek... Tüm kusurlarına rağmen etkileyici bir hikayesi var. Oyunculuk her zaman ki Hollywood standartlarında. Yönetmenlik anlamında da yetkin bir iş sayılabilir. Hele ki Türk sinemasının tür adına ürettikleriyle kıyaslarsanız, karşınıza epey usta işi bir film çıkacaktır.

    murattolga@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top